Sıra dışı, gerilimli ve komik: Gibi
Feyyaz Yiğit ile Kıvanç Kılınç’ın hem senaristliğini hem de başrollerini üstlendikleri mini dizi Gibi, her bölümünde ele aldığı farklı hikâyeleri ve her defasında trajik ve tuhaf olandaki mizahı göstermeyi başaran olay örgüsüyle son yılların en özgün dizileri arasında yer alıyor.
Feyyaz Yiğit ile Kıvanç Kılınç’ın hem senaristliğini hem de başrollerini üstlendikleri mini dizi Gibi, her bölümünde ele aldığı farklı hikâyeleri ve her defasında trajik ve tuhaf olandaki mizahı göstermeyi başaran olay örgüsüyle son yılların en özgün dizileri arasında yer alıyor.
Geride bıraktığımız Ocak ayı başında, online dizi, film ve eğlence programları izleyebileceğimiz dijital platformlara bir yenisi daha eklenmişti. Aynı zamanda yerli bir dijital mecra olan Exxen’in, yaklaşık 1.500 çalışan ve 900 milyon TL’lik devasa bir bütçeyle yayın hayatına başladığı duyurulmuştu. Ücretli abonelik sistemiyle yayına başlayan, ancak ilk yedi gününde ücretsiz hizmet sunan platform, içerik ve kalite açısından henüz tatminkâr olmasa da, dikkate değer birkaç yapıma da ev sahipliği yapmıyor değil. Bu yapımlardan en dikkat çekeni ise senaryosuyla belki de son yılların en özgün işleri arasında yer alan Gibi isimli dizi. Skeç tadında ve her bölümü yaklaşık 30 dakika süren dizi, her bölümde değişen sıra dışı konuları, diyalogları ve oyunculuklarıyla oldukça eğlenceli bir seyir vaat ediyor.
Özgün bir yapım
Aslen grafikerlik eğitimi almasına rağmen son birkaç yılda yaptığı şarkıların yanı sıra senarist ve oyuncu olarak yer aldığı absürt komedi türündeki Ölümlü Dünya (2018) ve Cinayet Süsü (2019) filmleriyle özellikle gençler arasında üne kavuşan Feyyaz Yiğit’in yeni projesi merakla bekleniyordu. Yine absürt komedi tarzında olması beklenen proje, Exxen’in yayın hayatına başlamasıyla birlikte izleyiciyle buluştu. Feyyaz Yiğit ile Kıvanç Kılınç’ın hem senaristliğini hem de başrollerini üstlendikleri dizi, Yılmaz ve İlkkan isimli iki yakın arkadaşın, gündelik hayatta olabildiğince absürt konular üzerinden birbirleriyle didişmelerini ve hem kendilerinin hem de yakın çevrelerindeki insanların hayatlarını alt-üst edişlerini farklı hikâyeler üzerinden konu alıyor.
Dizinin “Kokariç” isimli ilk bölümünde, gece eve gitmek üzere taksi bekleyen Yılmaz ve İlkkan’ın, bu sırada önünde durdukları bir kokoreç dükkanının tabelasında “Kokariç” yazdığını fark etmeleri ve bu kelimeyle dalga geçip gülüşerek, tabelanın fotoğrafını çekmeleri sonrası gelişen gerilimli ve komik bir dizi olay konu alınıyor. İki arkadaşın, dükkanının tabelasıyla dalga geçildiğini fark eden esnafın hışmından kurtulmak için söyledikleri yalanlar ise ikiliyi adım adım ve biraz da çaresizce kokoreç işletmeciliğine götürüyor. İlk bölüm mottosu, “Hiç kimse, eğer istemiyorsa ticarete atılmak zorunda değildir. İnsan, eğer kokoreççi açmak zorunda hissetmiyorsa insandır.” olan dizi, izleyici açısından oldukça eğlenceli bir ilk bölüm sunmayı başarıyor.
“Vatka” isimli ikinci bölümde, 80’li yılların trendleri arasında yer alan vatkalı ceketlere düşkün Yılmaz’ın, arkadaşlarıyla yaşadığı bir tartışma sonrası kendisine birkaç vatkalı ceket diktirmesinin ardından yaşanan olaylar konu alınıyor. Yakın arkadaşları ve çevresi tarafından gülünç bulunan Yılmaz’ı, ciddi bir önyargı ve mahalle baskısı ile baş etmek bekliyor.
Gibi’nin üçüncü bölümünde, ölmeden önce bir işe yaradığını ve insanlara faydalı olduğunu görmek isteyen Abidin isimli bir ihtiyarın, bir güzel sanatlar fakültesinde resim öğrencileri için modellik yapmaya başlayıp, tüm ailesi ve akrabalarını karşısına almasıyla başlayan kara mizaha yer veriliyor. Ve soruluyor: “İnsan kendi gölgesini vurabilir mi?”
Dizinin en sıra dışı ve komik bölümlerinden biri olan “Erasmusla Gelen Yamyam” isimli dördüncü bölümünde, Hollanda’dan Türkiye’ye öğrenci değişim programı Erasmus’la eğitim için gelen Lukas isimli öğrencinin, misafir olarak yerleştiği evin babaannesi Serpil isimli ihtiyarı yemesiyle başlayan komik bir yamyamlık hikâyesine yer veriliyor. Yılmaz ile İlkkan’ın yakın dostu olan ve babaannesini bir yamyama kurban veren Ersoy isimli karakterin şanssızlığı ise kendisini teselli etmek yerine psikolojisini daha fazla alt-üst etmekten başka bir işe yaramayacak dostlara sahip olması.
“Yanlış Mentor” isimli beşinci bölümde, kendisine hayat yolculuğunda kılavuzluk edecek bir akıl hocası (mentor) arayan Yılmaz, karşısına çıkacak ve mistik anlamlar yüklediği mentoru bulmakla birlikte, yaşayacağı olayların ardından ne yapacağını daha da bilemez hâle geliyor.
- “Karanlık Güç” başlıklı altıncı bölüme, yaşadıkları mahallede gerçekleşen esrarengiz bir patlama sonrası, bu patlamaya karanlık bir gücün sebep olduğunu düşünen apartman sakinleri ve mahalleli ile Yılmaz ve İlkkan’ın gerilimli apartman toplantıları damgasını vuruyor.
Yine dizinin en absürt ve komik bölümleri arasında yer alan “İkinci Yol” isimli yedinci bölümünde, henüz bebekken cami avlusuna terk edildiğini öğrenen ve ailesini bulmak isteyen İlkkan’ın çok bilinmeyenli denklemlere rahmet okutacak hikâyesi işleniyor.
Gibi’nin sıra dışı başka bir hikâyeye sahip “Badana” isimli sekizinci bölümünde, Yılmaz ve İlkkan’ın evlerine badana yaptırmak üzere bir boyacı ustasıyla anlaşmaları fakat Yılmaz’ın klasik bir badana tercihine rağmen, ustanın duvarda sanat icra etmek üzere Yılmaz’ın taleplerine kulak tıkaması ve bildiğini okuması üzerine yaşanan gerilim dolu hikâye konu alınıyor.
Dizinin “Ayırtma Yenilemesi” başlıklı dokuzuncu bölümünde, sevdiği kadının kendisinden kopmaması için, soluğu medyumda alan İlkkan ve kendisine destek veren arkadaşlarının yaşayacakları olaylara yer veriliyor.
“Kan Parası” isimli onuncu bölümde, Yılmaz ve İlkkan’ın yakın bir arkadaşlarının yeni açtığı kafeye davet edilmeleri sonrası, Yılmaz’ın çay içerken düşürdüğü çay tabağından çıkan sesin bir insanın ölümüne sebep olduğu iddiasıyla başlarının derde girmesine yer veriliyor. Ne yapıp edip ölünün ailesine borçlanmayı başaran iki arkadaşı oldukça sinir bozucu bir borç ödemesi geri bekliyor.
Dizinin seyirciyle buluşan “Yılmaz Bey Banyo” isimli on birinci bölümü ise yaşlı insanlar için faydalı işler yapmak üzere arayışa giren Yılmaz’ın, mahalledeki iki ihtiyar adama ücretsiz ve gönüllü banyo yaptırma hizmeti vermesiyle başlayan ve kısa sürede Yılmaz’ın tüm huzurunu kaçıracak gelişmelere kapı aralayan hikâyesini konu ediniyor.
12 farklı hikâye
İlk sezonunun 12 farklı hikâyeden oluşacağı duyurulan ve kısa sürede geniş bir izleyici kitlesi oluşturmayı başaran Gibi, başroldeki Yılmaz ve İlkkan karakterlerinin gerilimli dostlukları ve her seferinde ceviz kabuğunu dahi doldurmayacak basit meseleleri krize çevirip büyütmeleri ve her defasında hem kendilerinin hem de çevrelerindeki insanların morallerini ve yaşantılarını alt-üst etmeleriyle sıra dışı bir izlenceye kapı aralıyor. Ve ikili, aslında her birimizin gündelik hayatta yaşadığı şanssızlıklar, çaresizlikler ve tuhaflıkların ete kemiğe bürünmüş hâli.
Gibi; yer yer izleyicinin de sabrını zorlayacak ve saç baş yolduracak diyalogları, komik olma iddiası olmayan, üstelik bunun tam aksine sürekli gerilimle beslenen karakterleri ve her defasında trajik ve tuhaf olandaki mizahı göstermeyi başaran olay örgüsüyle, özgün bir dizi arayan izleyiciler açısından tatminkâr ve şans verilmeyi hak ediyor.