Söküğünüzü kendiniz mi dikersiniz?
Artık pek kalmadı sökük dikmek. Ama düğmem koparsa eşim diker. Ama ben terzi çocuğuyum, düğmemi dikebilirim. Ama eşim bırakmaz. Çok “ama” kullandım, ama öyle.
Babanızdan öğrendiğiniz ev işi var mı? Yemek pişirmek, ortalık toplamak, misafir ağırlamak...
Maalesef yok, babam çok genç vefat etti. Ama yemek pişirmek, ortalık toplamak, temizlik yapmak, bu gibi işlerde evimizde kendiliğinden o an gelişen bir iş bölümü hep olur. Sen yemeği karıştır, ben salonu süpüreyim durumu.
Tamir ederken bozanlardan mısınız, tamirci çağıranlardan mı? Bırak bozuk kalsın, diyen bir umursamaz bahsini, isteğe bağlı olarak açabilirsiniz...
Neyin tamir edilebilip neyin edilemeyeceğini bilenlerdenim, diyeyim. Musluk bozulmuşsa değiştiririm, tavan kaplamasının bir kısmı düşmüşse, gerekli malzemeyi alıp monte ederim (vallahi yaptım) ya da demonte mobilya alıp kendim monte ederim, severim de bunu, ama bulaşık makinasından tuhaf bir ses geliyor, dur şunun içini bir açayım, demem.
Uzlete çekilseydiniz yapmakta en çok zorlanacağınız husus ne olurdu?
Yemek pişirmek. Bilmediğimden değil, yemek işine özenmeyi anlamlı bulmuyorum. Çok keyifle de yemem zaten.
Modern zamanların en güzel, en hoş tarafı nedir?
Bu bağlamda bir cevap gerekiyorsa muhtemelen birey olma meselesinin getirdiği kendi işini kendin gör anlayışına yakınlık. Bunu da acayip bir yanından alıp dostu düşmanı, akrabayı ahbabı hayatın dışına itme gibi bir aşırılığımız varsa da bu, biraz bizim sorunumuz.
Kurbanınızı kendiniz mi kesersiniz?
Mümkün değil. Bakamam bile. Yapı meselesi.
Oğluma illa da öğretmem gereken şudur bahsini nasıl detaylandırırsınız?
Şunu öğretmek, bunu öğretmek, çok şey sayılabilir elbet ama evin içinde sorumlu olduğu bir şey olsun, bunu aksatmasın, asıl olan bu bence. Ev için gerekeni yapan, kendi için gerekeni daha iyi öğrenir, kendisini hayata karşı sorumlu hisseden kendi işini daha iyi görür.
Kızımın bu hayatta ille de bilmesi gereken üç şey dediğinizde aklınıza neler geliyor?
Onun için de aynı şeyi söyleyeceğim. Yemek yapmasını bilmesi ya da söküğünü dikmesi değil mesele. Öncelikle kendisini sorumlu hissetmesi, bir görevi olduğunu, insan olduğu için yükümlülükleri olduğunu bilmesi. Bunu öğretirsem, gerisi kolay gibi geliyor. Tabii benim çocuğum yok, belki de atıp tutuyorum şu an. Gerçekte durum farklıdır belki.
Ev işinde erkeklere en çok yakıştırdığınız işler nelerdir?
Temizlik. Çünkü süpürmek, yerleri silmek filan cidden ağır işler. İnce temizliğe erkek eli yatkın değil öte yandan.
Hayat müşterek olduğuna göre sizin payınıza düşenden memnun olduğunuz/asla memnun olmadığınız hususlar nelerdir?
Ben hayattan ve hayatımdan memnunum. Bir evin içinde yapılacak çok iş var, bunları paylaşmak, sadece işleri paylaşmak değil, kurulmuş ve sürdürülen hayatı da kurmuş olmayı ve sürdürür olmayı paylaşmak demek. Biz kurduk, biz sürdürüyoruz, diyebilmek güzel şey. Temiz bir odada oturmak güzeldir. Beraberce temizlediğiniz bir odada beraberce oturmak daha da güzeldir. Bu aslında hayatın ta kendisidir, birlikte kurduğumuz bu hayatı, üzerimize düşenleri yaparak birlikte sürdürüyoruz, diyebilmek çok güzeldir.