Sanat mı, Şiddet mi, Vandalizm mi?

​Sanat ve şiddet arasındaki bağ tüm bu meselelerde kendini gösteriyor.
​Sanat ve şiddet arasındaki bağ tüm bu meselelerde kendini gösteriyor.

İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın ikonik hâle gelen ve bir muzun duvara bantlanmasından oluşan “Comedian” adlı eserini, New York’taki Sotheby’s müzayedesinde 6,2 milyon dolar vererek kripto para platformu TRON’un kurucusu Justin Sun satın almış, ardından da eserdeki muzu yemişti. Peki bu da vandallık değil mi?

Justin Sun.
Justin Sun.

Sanat tarihinin önemli isimlerinden İlya Repin imzalı, “Korkunç İvan Oğlunu Öldürüyor” isimli tablo uzun süredir restorasyondaydı. Bu çalışmanın nedeni doğal bir yıpranma değil… Tablo 2018’de bulunduğu galeriyi ziyaret eden bir vandal tarafından çeşitli yerlerinden kesildi, yırtıldı, tahribata uğradı.

Geçtiğimiz ay eser yeniden sanatseverlerle buluştu. Ajanslar, eserin restore edilerek ziyaretçiyle buluşacağı haberine şu detayları da ekledi: “Sanat galerisi yetkilileri ve tablonun restorasyonunu yapan uzmanların katılımıyla düzenlenen tören sonrasında, Repin’in 1883-1885 yıllarında resmettiği tablo özel tasarlanmış bir cam koruma içerisinde yeniden sergilenmeye başladı.”

Artık sanat eserine yakından bakmak mümkün değil. Onu ancak bir cam korumanın arkasından izleyebiliriz. Bu da onunla aramızdaki ilişkinin farklılaştığının göstergesi. Elbette cam korumaya da zarar verilebilir. Tıpkı son birkaç senedir “çevre felaketleri”ne dikkat çekmek için sanat eserlerine zarar veren aktivistler (!) gibi…

  • Malumunuz, özellikle son yıllarda bazı doğal yaşamı ve çevreyi koruma toplulukları, küresel ısınmaya, nesli tükenen hayvanlara dikkat çekmek için çeşitli sanat eserlerine yönelik eylemler gerçekleştiriyor. İklim aktivistleri bu eylemler dizisinde Mona Lisa’ya çorba bile fırlattı. Tüm bu protestolarla, “Sanat mı önemli diğer sorunlarımız mı?” sorusunu soruyorlar. Ancak bu eylemler esnasında bazı eserlerin zaten cam veya benzeri korumalar içinde olduğunu da yine görmüş, müşahede etmiş olduk.

Sanat ve şiddet arasındaki bağ tüm bu meselelerde kendini gösteriyor. Yine de andıklarımın meselenin kıyıdaki görünümleri olduğunun farkındayım. Daha derinlikli bir tartışma oluşturmak için güncel ama daha rijit bağlamları bulunan örneklere bakmayı deneyelim.

Önce yönümüzü belirlemek için birkaç soru soralım: Sanat eserine bazı durumlarda saldırıda bulunmak mübah mı? İŞİD’in antik kentleri, sanat eserlerini tahrip etmesiyle sanatçı Ai Weiwei’nin Hun Hanedanlığı’ndan kalan vazoları parçalaması arasındaki fark ne?

Birini vandallık diğerini ise performans yapan ayrım nerede başlıyor? Birinin sanatçı diğerlerinin de terör topluluğu olması tek başına bir ayrım yapmak, yargıda bulunmak için yeterli mi? Bu sanatçıyı temize çıkarmak için yeterli bir unsur mu? Bir sanatçı aynı zamanda kriminal bir suç işliyor olamaz mı? Bir katille karşılaştırılınca hırsızlar suçsuz mu olur? Sizce bu soruların cevaplarını bulmamız mümkün mü? Deneyelim…

Ai Weiwei kimdir ve ne yapmaya çalışmaktadır?

Ai Weiwei.
Ai Weiwei.

Çinli sanatçı Ai Weiwei son yılların en dikkat çeken isimlerinden biri. Eserleri, performansları, sanatı hakkında söyledikleri, aldığı tepkiler onu son 20 yılın en dikkat çeken sanatçılarından biri hâline getirdi.

Türkiye’de de merakla takip edilen sanatçı, heykel, yerleştirmeler, film ve mimarlık gibi farklı alanlarda eserler veriyor. 2008’de sergilediği “Straight” (Düz), 2010’da Londra Tate Modern’de sergilenen “Sunflower Seeds” (Ay Çekirdekleri), 1,2 milyon Lego parçası kullanarak yaptığı 176 siyasi hükümlünün portresi gibi işleri onun “sarsıcı” kimliğini sağlamlaştırdı. Tüm bu çalışmalarında özellikle Çin’e yönelik siyasi eleştirilerde bulunduğunun da altını çizmek gerekiyor.

Bu noktada sanatçının bir eserine ve o eseri üzerinden devam eden tartışmaya odaklanmak istiyorum: Ai Weiwei, 2014 yılında Maimi’de “Renkli Vazolar” isimli sergisini açtı. Önceki yıllara dayanan üretimlerinden bazıları bu sergide yer alıyordu. Renkli vazolarının olduğu noktada, sanatçının 1995’de çektirdiği, 2000 yıllık Hun Hanedanı vazosunu kırdığı anlardan oluşan fotoğrafları vardı. Bu fotoğrafları daha önce sanat piyasası Weiwei’nin “putları kırması” olarak yorumlamıştı

Ancak bu defa değişik bir şey daha oldu: Bu sergiyi gezmeye gelen yerel sanatçı Maximo Caminero, “yerel sanatçılara önem verilmediği” gerekçesiyle bir eylem gerçekleştirerek Weiwei’nin vazolarından birini kırdı.

Kriminal bir suçlu olarak sanatçı

Ai Weiwei - Straight
Ai Weiwei - Straight

Ai Weiwei’nin Hun vazolarını kırmasını performans olarak görebilen piyasa, Caminero’nunkini “kriminal” bir konu olarak algıladı. Oysa Caminero, 16 vazodan oluşan “Renkli Vazolar” serisinin arkasındaki siyah beyaz fotoğrafta önce bir vazoyu tutarken, sonra da yere çarpıp kırarken görülen Ai Weiwei’den ilham aldığını söylüyordu. Hatta, “Bunu Weiwei’nin benim de katılmamı sağlayacak bir provokasyonu olarak gördüm” diye beyanatlar verdi. Elbette Caminero’nun “eylem”i yalnız değil. Seri vandallar, bunu “sanatsal performans” olarak tanımlayan isimler de var.

  • Düşünün ki, önemli sergilere gidip, değerleri eserlere zarar veriyor ve bunu sanatsal bir performans adıyla yaptığınızı söylüyorsunuz. 20. yüzyılda sanatın nesnesini ortadan kaldırıp, eyleme yönelmeye başlamasını baz alarak, bugün geldiğimiz noktada neden bu uygulama da sanat sayılmasın?

Özetle, İŞİD eğer çıkıp antik kentleri “sanatsal bir çaba” veya “kültürel bir dönüşüm fikri” ekseninde tahribata uğrattığını söylese, yani beyan etse, onu Ai Weiwei’den ayıracak mantıklı gerekçilerimiz yok gibi duruyor. Ancak alternatif bir yol daha var: Sanatın dokunulmazlığını tartışmaya açmak. Çünkü İŞİD’i tartışıyorken Weiwei’yi de tartışmamız şart.

Yazıyı -âdeta- bir Temel fıkrasıyla tamamlamak isterim: İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın ikonik hâle gelen ve bir muzun duvara bantlanmasından oluşan “Comedian” adlı eserini, New York’taki Sotheby’s müzayedesinde 6,2 milyon dolar vererek kripto para platformu TRON’un kurucusu Justin Sun satın almış, ardından da eserdeki muzu yemişti. Peki bu da vandallık değil mi?

Şiddetin tanımının uygulayana göre değiştiği bir gerçeklikte yaşıyoruz. Sanatın ne olduğuna da sanırım bu gerçeklik karar veriyor.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım