Nahid Sırrı Örik’in güçlü kadınları

Örik’in güçlü kadınları, para düşkünüdürler. Mülkiyet onlar için neredeyse her şeydir.
Örik’in güçlü kadınları, para düşkünüdürler. Mülkiyet onlar için neredeyse her şeydir.

Kozmopolitler’de olaylar, Mısırlı Prenses Müzeyyen ve Enise Hanım’ın Ali Muhsin Bey’e duydukları aşkın çevresinde gelişir. Ali Muhsin Bey iki kadına büyük acılar yaşatmıştır. Müzeyyen, oğlu Cevat’a hamileyken terk edilir, Enise ise defalarca başka kadınlarla aldatılır. Müzeyyen Enise’ye, Enise’nin kızı Suzan’a ve kendi oğlu Cevat’a büyük acılar çektirmek pahasına Ali Muhsin Bey’den intikam almak ister ve türlü oyunlar düzenler. Fakat ne zaman ki Ali Muhsin Bey’le karşı karşıya gelecektir, işte o zaman ona karşı duyduğu aşk, intikam duygusuna ağır basar. Entrikalarla, gizemlerle dolu romanda Nahid Sırrı Örik’in duygu tahlilleri, Cumhuriyetin ilk yıllarına özgü, yeni yeni oluşmaya başlayan burjuva sınıfına yönelik tespitleri etkileyici ve düşündürücüdür.

Türk edebiyatında Nahid Sırrı Örik kadar kadınlar üzerine düşünmüş, kurgulamış ve yazmış ikinci bir romancı sanırım yoktur. Öyle ki anı kitaplarından birinin ismi de Eski Zaman Kadınları Arasında’dır. Kıskanmak romanının kahramanı Seniha’dır. Sultan Hamid Düşerken’in kahramanı Nimet’tir. Kozmopolitler’in kahramanı ise, Mısırlı Prenses Müzeyyen ve Enise Hanım’dır. Kozmopolitler’in yan karakterleri de kadındır: Madam Blanş, Suzan, Şayeste. Prens Cevat Bey, Ali Muhsin Bey ise, adeta formalite icabı orada dururlar.

Nahid Sırrı Örik
Nahid Sırrı Örik

Sadece Kozmopolitler’de değil Kıskanmak ve Sultan Hamid Düşerken’de de erkekler figüran/edilgen, kadınlar yönetici/etkindirler. Nimet zekidir, kurnazdır, önsezileri güçlü; siyasetten anlayan bir kadındır. Bu özellikleriyle babası Mehmet Şahabettin Paşa, eşi Binbaşı Şefik Bey ve hatta annesi İzzet Hanımefendi’yi yönlendirir. Babası ve kocası üzerinden Osmanlı saray ve meclisini de etkilemeye çalışır. Kıskanmak’ta Seniha, herkesi parmağının ucunda döndürür. Kendisi ise kin, kıskançlık ve öfkesinin buyruğu altında hareket eder. Çocukluğundan beri kıskandığı, kin tuttuğu ağabeyi Halit’in mahvına sebep olur. Nimet gibi değildir Seniha. Seniha yarı bilinçli hareket eder. Kardeşinin mahvıyla kendinin de mahvolacağını hesap etmez. Nimet ise, babasının istikbalinin, kendi istikbali olduğunu bilir. Kozmopolitler’de Mısırlı Prenses Müzeyyen intikam peşindeyken, Enise çıkış yolu aramaktadır.

  • Kozmopolitler’deki güçlü kadınların, Nahid Sırrı Örik’in diğer romanlarındaki güçlü kadınlardan farkı acı çekmeleri ve insafa gelmeleridir. Seniha hedefinden şaşmaz, hiçbir acıma belirtisi göstermez. Nimet, kurtlar sofrasında, doymaz bilmez bir kurt gibi hareket eder. Hedefine yönelik yapamayacağı bir şey yoktur. Babasının milletvekilliği uğruna, şehvet duyduğu tek kişiden, nişanlısı Sedat’tan ayrılır.

Yine babasını ve ondan kalacak mülkiyeti korumak için, cinsel cazibesini kullanarak Binbaşı Şefik Bey’le evlenir. Kozmopolitler’in çakma prensesi Müzeyyen’de de, Seniha ve Nimet’te rastlanan acımasızlık, hınç ve hırs yok değildir. Fakat ilginçtir Örik, Kozmopolitler’de aşık kadınları yazar. Müzeyyen de Enise de aynı kişiye, Ali Muhsin Bey’e aşıktırlar. Aşık olmalarında, Ali Muhsin Bey’in parlak kariyeri etkili olmuştur.

Nahid Sırrı Örik, Kozmopolitler
Nahid Sırrı Örik, Kozmopolitler

Fakat Müzeyyen, artık para ve istikbal hesabı yapmayacağı bir konum ve yaşa geldiğinde bile ona duyduğu aşktan yakasını kurtaramaz. Hem Müzeyyen hem de Enise için, bu aşk büyük zaaftır. Müzeyyen, Ali Muhsin Bey’e duyduğu aşktan dolayı, kurduğu insafsız planı bozar. Oysa plan tıkır tıkır işlemektedir ve oynanmadık son sahnesi kalmıştır sadece. Fakat Ali Muhsin Bey’le karşılaşacağını anladığında hasta olur, yatağa düşer. O bunalımdan dolayı keskin kararlar alır. Yoksa iki üvey kardeş olan Suzan’la Cevat’ın bir “cinayet”ten farkı olmayacak evlilikleri umurunda bile değildir. Ki romanın başında bu evliliği düşünüp keyif aldığı bile söylenebilir.

Örik, kahramanlarının cinsel yönden sapkınlarını, üzerinde durmasa da, mutlaka belirtme, sezdirme, belli etme gereği duyar. Sultan Hamid Düşerken’de İzzet Hanım’ın konağın kahyasıyla ilişkisi. Hatta Örik, Nimet’in babasının Mehmet Şahabettin Paşa değil bu kahya olduğunu sezdirir. Nimet bu yüzden annesi İzzet Hanım’a ve fakir kahyaya büyük kin ve öfke duymaktadır. Yine bu yüzden Mehmet Şahabettin Paşa’ya dört koldan sarılmaktadır. Kıskanmak’ın Seniha’sı, önce ağabeyi Halit’e, sonra yengesi Nüzhet’e şehvet duyar. Kozmopolitler’de Müzeyyen, Enise’nin güzelliği karşısında tahrik olmaktan kendini alamaz. Üvey kardeşlerin evliliği için de “Neden olmasın?” diye düşünürken keyif alır. Örik acaba sözü edilen kişilerin sapkın cinsel eğilimleriyle, yaptıkları kötülükleri birlikte düşünmemizi mi istiyor? Ya da anlattığı kötülükleri, olumsuz duygu ve düşünceleri, cinsel sapkınlıkla destekleyip, güçlendirme yoluna mı gitmiştir? Bu sorular, Örik’in romanlarında olduğu gibi, cevapsız ve yarım olarak kalacak. Biz, Örik’in güçlü kadınlarına dönelim.

Örik’in güçlü kadınları, para düşkünüdürler. Mülkiyet onlar için neredeyse her şeydir. Onlar için itibarın zenginlik dışında bir anlamı yoktur. Müzeyyen’in Cevat’ı gayrimeşru yoldan dünyaya getirdiğini, romandaki diğer karakterler bilir.

Fakat akıl almaz mülkiyetinden dolayı herkes Müzeyyen’in önünde el pençe divan durur: “İki bin Mısır lirası servet her ayıbı, her levsi kapayıp yok eden bir güneşe benzetilebilirdi.” Oğlu Cevat, annesiyle ters düşmesine rağmen, onu kızdırmaktan çekinir. Alıştığı lüksün bozulmaması için, annesinin suyuna gitmek, hiçbir ilgi duymadığı Suzan’la sırf annesi istediği için evlenmek zorunda kalır. Madam Blanş’ın şu haykırışı, Örik’in kadınlarının güç, iktidar ve itibardan ne anladıklarını çok güzel özetler: “Her şey para meselesidir Suzan. Seni temin ederim ki, her şey para meselesidir ve dünyada paradan başka inanılacak şey, güvenilecek kuvvet yoktur!” Sultan Hamid Düşerken’de Nimet de her şeyi, babasının haram helal ayırmadan, yıllarca biriktirdiği mülkiyetini korumak ve daha da çoğaltmak için yapar. Kıskanmak’ta Seniha, ağabeyi Hamit’in katil olup hapse girmesiyle yetinmez, ağabeyinin elinden ailesinden kalan köşkün hissesini de yok pahasına almaya çalışır. Kozmopolitler’de Enise de, baba dostu Mahmut Celalettin Paşa’nın ziyaretini “yardım, sadaka avına çıkmış bir adam” olarak değerlendirir. Burada anahtar kelime “av”dır. Enise ve benzerlerine göre, insanlar yardım istemezler, “yardım avına” çıkarlar. Diğer ifadeyle herkese şüpheyle yaklaşırlar. Sanırlar ki herkes duyguları suiistimal ederek ellerindeki parayı almak istemektedir.

Nahid Sırrı Örik, Kıskanmak
Nahid Sırrı Örik, Kıskanmak

İlginçtir, Örik’in güçlü kadınları, olumlu duyguları bile olumsuz duygularla karıştırarak hissederler. “Kin”, “nefret”, “hınç”, “haset” her duygularına eşlik eder. Kozmopolitler’de Suzan’ın üzgün Cevat’a karşı hisleri: “(…)küçük, zayıf, zavallı buldu ve biraz nefretle beraber adeta yanından ayırmamak, elinden tutup götürmek ihtiyacını duydu.” Örik, Suzan’ı Cevat’tan ayırırken de, şu şekilde tasvir eder: “‘kardeşim’ kelimesi üzerinde istihfafla, nefretle, esef ve hatta muhabbetle duran genç kız…”. Örnekler çoğaltılabilir. Kozmopolitler gibi Kıskanmak da, bu durum üzerine kurulmuş bir roman gibidir. Seniha’nın ağabeyine duyduğu sevgi ve saygıya kıskançlık eşlik eder. Sultan Hamid Düşerken’de Nimet, eşi Binbaşı Şefik Bey’den çekinmekle birlikte onu küçümser. Ona rağmen bir şeyler yapmaktan, ona emirler yağdırmaktan geri duramaz. Kozmopolitler’de Müzeyyen, Ali Muhsin Bey’i hala delicesine sevmesine rağmen ondan nefret eder, ona duyduğu kini Enise, Suzan ve oğlu Cevat’a yaymaktan çekinmez. Örik, acaba bu duygu karışıklığını veya birlikteliğini kadınlara özgü mü görmekteydi? Bu sorunun cevabını vermek için, Örik’in romanları yeniden okunmalı ve erkeklerle kadınların duygularını betimlerken kullandığı kelimeler belirlenmelidir. Fakat genel itibariyle, kahraman olarak kadınları seçtiği ve tasvir, duygu aktarımı yaparken de bu tür zıtlıkların birlikteliğini vurguladığını söyleyebiliriz.

  • Okuyucu, Nahid Sırrı Örik’in güçlü kadınlarına karşı ne hissedeceğini tam olarak kestiremez. Onları sevmeli mi, anlamaya mı çalışmalı, yoksa onlardan korkmalı ve tiksinmeli mi bilemez. Okuyucunun içine düştüğünü bu duygu karışıklığı, Örik’in güçlü kadınlarında görülen duygu karışıklığına benzer. Fakat Örik’in kadınları, duygu karışıklıklarından güç alırlar. Ve hedeflerine odaklandıklarında, karmakarışık duygularına takılıp kalmazlar.

Onların acımasızlığı, vicdansızlığı okuyucuyu ürkütür. Net olmayışları okuyucunun kafasını karıştırır. Örik’in erkek kahramanlarına karşı ise, okuyucu kendini edilgin hisseder. Mesela Kozmopolitler’de Ali Muhsin Bey’e kızarız, çünkü masum değildir. Sultan Hamid Düşerken’de Mehmet Şahabettin Paşa’dan iğreniriz, Binbaşı Şefik Bey’i küçümseriz. İkisini de ipleri tamamen Nimet’e kaptırdıkları için, üzülmeyiz de. Çünkü Örik, onların da masum olmadıklarını, işlerine öyle geldiği için Nimet’in sözünü dinlediklerini çok iyi gösterir. Tabii idealleri olan, dirayetli Binbaşı Şefik Bey’den, eşinin sözünden çıkmaz, iradesiz Şefik Bey’in nasıl ortaya çıktığı bir muammadır. Onu Nimet’in güzelliğiyle birlikte, Mehmet Şahabettin Paşa’nın zenginliği de büyülemiş ve değiştirmiştir diye yansıtır Örik. Örik romanlarında mülkiyet düşkünlüğü açısından kadınlarla erkekler arasındaki fark, erkeklerin beceriksiz, edilgen, şaşkın hatta alık, kadınların ise becerikli, etkin, uyanık ve başarılı olmalarıdır.

Kaynakça:

Nahid Sırrı Örik, Kozmopolitler, Oğlak Yayınları, 1. Baskı, 2012.

____________, Sultan Hamid Düşerken, Oğlak Yayınları, 11. Baskı, 2018.

____________, Kıskanmak, Oğlak Yayınları, 2. Baskı, 2003.