Bismillahirrahmânirrahîm
Elhamdülillâhi hamden kâmilîn ve’s-salâtü ve’s-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedenillezi sâhibü’t-tâci ve’l-edeb ve alâ âlihî ve ashâbihî zü’l-fazli ale’r-rüteb.
Kâle Resûlullâh –sallallâhu aleyhi ve sellem-: “Eddebenî Rabbî ve ahsene te’dîbî” Bi-manâ: “Rabbim beni edeblendirdi, dahi ne güzel edeblendirdi.” Kâle Ali bin Ebî Tâlib –kerremallâhu vechehü-: “Haliyyü’r-ricâlü el-edebü.” Yani “Âdemin zîneti edebdir.” Kâle’l-ârifîn-rahimehumullâhu-: “Et-tarîku külluhâ edebun” [Tarikat tamamıyla edebdir]. Kâle Ebû Hafsü’l-Kebîr: “Et-tasavvufu külluhu edebün ve li-külli vaktin edebün ve li-külli hâlin edebün ve li-külli makâmin edebün.” [Tasavvuf bütünüyle edeptir. Her bir vakt, her bir hâl ve makam edeptir.]
- Müfred
- Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hudâ’dan
- Giy ol tâcı emîn ol her belâdan
- Müfred
- Ehl-i diller arasında kıldım taleb
- Her hüner makbul imiş illâ edeb illâ edeb
- Kıta
- Şeref-i ilm ü edeble Âdem
- Oldu cümle meleke ol mescûd
- Edebi terk ile İblis-i le’îm
- Oldu dergâh-ı Hudâ’dan matrûd
Çehiz-i Fahr-ı Âlem -sallallâhu aleyhi ve sellem- beyânındadır
İmdi malûm ola ki Allah Te’âlâ hazretleri Resûl-i ekremini miraca davetinde Cebrâîl –aleyhi’s-selâm- ile gönderdiği çehizdir ki “tâc, hulle, kemer, asâ, na’leyn, Burâk, refref.” Ammâ tâcın kırk bin gözü var idi, her gözünde dört hat yazılmış idi. Birinde “Muhammedün resûlullâh”, ve birinde “Muhammedün nebiyyallah”, ve birinde “Muhammedün habîbullah” ve birinde “Muhammedün halîlullah” yazılmış idi. Ve dahi buyurdular ki: “Arkama Cebrâîl nurdan bir bürde yani hırka kodu. Ve belime kızıl yakuttan bir kemer kuşattı. Ve elime yeşil zümrütten bir asâ verdi. Ve ayaklarıma yeşil zümrütten na’leyn giydirdi.”
(Alıntı: Yahyâ Âgâh Efendi, Mecmû’atü’z-Zarâif Sandûkati’l-Ma’ârif, haz. Mehmed Serhan Tayşi.)