Kayıtlar: Belirli belirsiz şeyler

Kayıtlar: Belirli belirsiz şeyler​
Kayıtlar: Belirli belirsiz şeyler​

Nihayet Dergisi şair, yazar İsmail Kılıçarslan'a sordu.

Kendinizi ıslıkla çalarken yakaladığınız o şarkı hangisidir?

Islıkla aram iyi değildir. Bilmem ıslık çalmayı. Ama kendimi ıslıkla çalarken yakaladığım o şarkının adı “Misket”tir. Serde Ankaralılık var zira.

Tarçın kabuğu, defne yaprağı ya da bir demet yasemen… Sevmişsinizdir o kokuyu sebepsiz!

Bu ara odamda bir tepside envai çeşit kolonya var. Hepsinin kokusu çok güzel… Ama hepsinden iyice, Fas’ta yakalandığım bir nane çayı kokusudur.

Bir şeyler size çocukluğunuzu hatırlatır. Bir merdiven, bir oyuncak, bir…

Öğrencisine kötü davrandığını gördüğüm bir öğretmenle, bir fırından yayılan ekmek kokusu. İlki Kemalizm barındırır içinde, ikincisi babaanne şefkati.

İğne-iplik, çekiç-çivi, tencere-kapak… Hangi ikili elinize yakışır?

Şüphesiz tencere-kapak… “Etler, yağıyla beraber iri iri doğranır. Arpacık soğanlar ateşe gösterilir” diye devamı bile var hatta.

Her şeyiniz var da bir o eksik hayatınızda! Nedir o?

Rabbimizin bu gününe şükür elbet… Hacca gidemedim henüz. Eksiktir.

İhtiyacınız olan biri var. Şimdi gelse, yanında ne getirse?

İki kişi. İbrahim Tenekeci gelse, o elmayı getirse yanında. Ahmet Murat gelse, o şiir olsa koltuğunun altındaki dergide.

Kelimeleri sevdiniz, yabancı kelimeleri de… Söylerseniz birkaçını, belki biz de severiz onları.

Hepsini elbette. Ama bazılarını sadece söylenişleri bakımından yazıyorum buraya: Işk, men, çehar-ı yâri güzin, sahra-yı Kerbela, rebab, Rüknettin, ilaahir.

Otogarlar mı, istasyonlar mı, havaalanları mı?

Tabii ki otobüs süren bir uzun yol şoförünün oğlu olmak.

Bir yol, bir güzergâh vardır yürümeyi sevdiğiniz, neresidir?

Bosna’da orası. Saraybosna şehir merkezinden havalimanına giderken sağ kolda kalır. Ağaçların gölgelediği 2,5 kilometre bir yol, yolun sonunda gürül gürül bir nehir ağzı, az ilerde kuğular. Vrelo Bosna adı.

Yaşadığınız şehir midir yaşlanmak istediğiniz yer?

Zaman zaman “geri dönmeyi de yedeğine alan” kaçmalarla, ama hep burada… İstanbul’da.