Japon işi yalnızlık: Hikikomori

Bu süreci tamamladığımızda evlerinden dışarı çıkmak istemeyen, işe ya da okula dönmeyi reddeden, sosyal etkileşimden izole birer hikikomoriye dönüşebilir miyiz? Japon işi bu yalnızlık bize de ulaşır mı?
Bu süreci tamamladığımızda evlerinden dışarı çıkmak istemeyen, işe ya da okula dönmeyi reddeden, sosyal etkileşimden izole birer hikikomoriye dönüşebilir miyiz? Japon işi bu yalnızlık bize de ulaşır mı?

Hayatlarımızı evlerimize sığdırdık, sosyal izolasyon kurallarına uyduk, korunmak ve korumak adına çok uzun bir süre yalnız kaldık. Peki tüm bunlar olurken aramızdan birilerinin yalnızlığı katmerlenmiş, bazılarımız topluma yabancılaşmış olabilir mi? Bu süreci tamamladığımızda evlerinden dışarı çıkmak istemeyen, işe ya da okula dönmeyi reddeden, sosyal etkileşimden izole birer hikikomoriye dönüşebilir miyiz?

Dünya olarak evlerimize çekildiğimiz pandemi süreci adeta sosyal etkileşimle hayata tutunan dışa dönüklerimiz adına oldukça zorlayıcı geçiyor. Bunun yanında kendi kendine kalmaktan keyif alan, vakitsizlikten yakındığı zamanlara ilaç olarak kitaplarla, filmlerle dilediğince hemhal olanlarımız ise sevinçli. Bu sürecin belki hiç farkına varamamış, zaten yıllardır evinden çıkmayan, en yakınları ile dahi görüşmeyi reddeden, bir nevi paralel evrende izole bir hayat süren birileri var mıdır yeryüzünde diye bu güne kadar hiç düşündünüz mü? Sorunun cevabı, evet. Onlar “hikikomori”ler.

Hikikomori

Hikikomori (ひきこもり veya 引き篭り) kelime itibariyle “içeri/geri çekilme, hapsedilmiş olma” anlamına geliyor. Kavram ilk kez Japon Psikiyatr Tamaki Saito tarafından, 1998 yılında yayınladığı Social withdrawal-Adolescence without End kitabı ile ortaya çıktı.

Okulu asma, dersten kaçma gibi davranışların dahi iş başvurularında etkili olduğu, öğretmenlerden tavsiye mektubu alındığı ve rekabetin giderek arttığı eğitim sisteminde Japon gençler başarısızlık karşısında ikinci bir şansları olmadığına inanıyor.
Okulu asma, dersten kaçma gibi davranışların dahi iş başvurularında etkili olduğu, öğretmenlerden tavsiye mektubu alındığı ve rekabetin giderek arttığı eğitim sisteminde Japon gençler başarısızlık karşısında ikinci bir şansları olmadığına inanıyor.

Saito hikikomori bireyleri “6 aydan fazla süredir toplumdan tamamen geri çekilen, genellikle yirmili yaşların ortalarında, nedeni diğer ruhsal bozuklukların varlığı ile açıklanamayacak kişiler” olarak ifade ediyor. Bu kişiler iş ve okul hayatına girmeyerek, genelde ebeveynlerinin yardımı ya da emekli maaşları ile geçimlerini sağlayan, zamanlarının neredeyse tamamını evde, yataklarında yatarak geçiriyor. Yalnızca zorunda kalırlarsa tanıdığı kimseyle karşılaşma ihtimali olmadığı saatlerde dışarı çıkıyor. Öyle ki 30 yılı aşkındır evinden çıkmayan hikikomoriler var. Japon Devlet Kanalı NHK’nın yayınladığı bir belgeselde 56 yaşındaki Shinichi’nin durumu tam da bu. 40 yıla yakın süredir evinden çıkmayan Shinichi, yetersiz beslenmeden dolayı aşırı zayıflamış ve hareketleri kısıtlanmış. Kendisini hastaneye götürmeyi teklif eden görevliyi reddediyor. 10 gün sonra ise aynı sebepten hayatını kaybediyor.

Hikikomorinin nedenlerine baktığımızda ilk önce Japon eğitim sisteminin ve çalışma hayatının insanlar üzerinde kurduğu baskıyı görüyoruz.

  • Okulu asma, dersten kaçma gibi davranışların dahi iş başvurularında etkili olduğu, öğretmenlerden tavsiye mektubu alındığı ve rekabetin giderek arttığı eğitim sisteminde Japon gençler başarısızlık karşısında ikinci bir şansları olmadığına inanıyor.

Pekçok hikikomori sınavlarda başarısız olmuş, iyi bir işe girememiş, zorbalığa veya mobinge maruz kalmış. Çözümü ise okulu terk ederek ya da işlerinden istifa edip, sosyal yaşantıdan çekilerek eve kapanmakta bulmuş. Okul terki rakamlarının sayısının 2018 yılında yaklaşık 20 bin artarak 164,528’e ulaşması sistemin ne kadar zorlayıcı olduğuna bir örnek. Bununla beraber okulu bırakan gençlerin evlerine kapandıkları biliniyorsa da daha endişe verici olan şey hayatlarına son veren öğrencilerin sayısındaki yaşanan artış. Japonya'da 2018 yılında, son 30 yılın en yüksek sayısı olan 332 okul intiharı gerçekleşmiş.

Hikikomorinin nedenlerine baktığımızda ilk önce Japon eğitim sisteminin ve çalışma hayatının insanlar üzerinde kurduğu baskıyı görüyoruz.
Hikikomorinin nedenlerine baktığımızda ilk önce Japon eğitim sisteminin ve çalışma hayatının insanlar üzerinde kurduğu baskıyı görüyoruz.

Yapılan araştırmalar hikikomorinin sadece Japonya’da değil, aynı zamanda başka pekçok ülkede var olduğunu gösteriyor. Özellikle büyük şehirlerde kişilerin izolasyona ve yalnızlığa sürüklendiği, sonucunda da hikikomorilere dönüştüğü gözlenmiş. İzolasyon ve yalnızlığın başka çeşitli psikiyatrik ve fizyolojik sorunlara yol açtığı artık su götürmez bir gerçek. İntiharın da başlıca nedenlerinden biri olarak yalnızlık gösteriliyor. İlginç noktalardan bir diğeri ise uzmanlarca hikikomorinin alternatif bir intihar davranışı olarak tanımlanması. Hikikomori bireylerin pekçoğu intihara kalkışıyor.

Kodokushi

Kodokushi” (孤独死) ya da “yalnız ölüm” olarak bilinen kavram ise bu noktada başka bir Japon fenomeni olarak karşımıza çıkıyor. Yalnız ölüp uzun süre öldüklerinin ortaya çıkmamasını ifade eden kodokushi 2000 yılında Japonya'da 69 yaşındaki bir adamın ölümünden 3 yıl sonra bulunması ile gün yüzüne çıkmıştı.

Yalnız ölümlerin en büyük nedeni olarak da sosyal izolasyon görülüyor. Gençler artık kendi evlerine çıkıyor ve tek başına yaşayan yaşlı sayısı her geçen gün artıyor.

Akrabalık bağları, komşuluk ve arkadaşlık ilişkileri yok denecek kadar az olan Japonların tek başına ölmeleri ve bunun fark edilmesi epey zaman alıyor. Yalnızlığın her türlüsü, bir toplumu yaş aralığı fark etmeksizin sona sürüklüyor demek yanlış olmasa gerek.

Sayılarının 1.5 ile 4 milyon olarak tahmin edildiği hikikomori ile mücadelede Japonlar rehabilitasyon ve bakım merkezlerinin kurulmasının yanında çok ilginç çözüm yolları deniyor. Özel bir şirketin hikikomori bireylerle iletişim kurması ve yeniden hayata kazandırması için “kiralık kızkardeş” uygulaması geliştirmesi sıradışı örneklerden biri. Şirkete bu pozisyon için başvuran, esasında hiçbir tıbbi ve psikolojik eğitimi olmayan kadınlar hikikomorilerle eşleştiriliyor ve haftalık ev ziyaretlerinden binlerce yen para kazanıyorlar. Kızkardeşler, sosyal aktivitelere katılma, alışveriş yapma, sokağa çıkma gibi etkinlikler için hikikomoriyi yüreklendirip her bir adımda yanında bulunuyor.

Kızkardeşler sayesinde sosyal hayata karışmaya hazır olan ama nereden başlayacaklarını, toplumla etkileşime nasıl gireceklerini bilemeyen hikikomoriler için şirket misafirhane hizmeti de sunuyor. Yarı zamanlı veya gönüllü olarak çalışmak ve kira ödemek zorunda oldukları bu yerde telefon kullanmak ve bilgisayar oyunu oynamak yasak, televizyon ise yalnızca ortak alanda belirli saatlerde izlenebiliyor. Zira evlerinden dışarı adım atmayan hikikomorilerin büyük bir oranının video oyun bağımlılığı geliştirdiği, Pokemon Go oyunu ile ilk kez sokağa adım attıkları tespit edilmiş.

Yalnız ölüp uzun süre öldüklerinin ortaya çıkmamasını ifade eden kodokushi 2000 yılında Japonya'da 69 yaşındaki bir adamın ölümünden 3 yıl sonra bulunması ile gün yüzüne çıkmıştı.
Yalnız ölüp uzun süre öldüklerinin ortaya çıkmamasını ifade eden kodokushi 2000 yılında Japonya'da 69 yaşındaki bir adamın ölümünden 3 yıl sonra bulunması ile gün yüzüne çıkmıştı.

Toplumla iletişim kurmada yol alan, çalışma düzenine alışan hikikomoriler kendilerine tam zamanlı işler ve kiralık daireler bularak süreci tamamlayıp yurtlardan ayrılabiliyorlar. Bu uygulama ile şirket 3000’den fazla hikikomoriyi yeniden hayata kazandırmış.

Hikikomoriler bazıları tarafından yalnızlığı seven kimseler ve "modern çağın keşişleri" olarak tarif edilmiş. Ancak kanaatimce böyle bir tanımlama hatalı olur. Çünkü inziva, uzlet, halvet, münzevilik, keşişlik gibi kavramlarda belirli bir ruhsal olgunluğa ulaşmak amacıyla dünya hayatından ve sosyal çevreden uzaklaşma vardır. Hikikomorilerde ise amaç manevi bir eğitim ile ruhsal olgunluk kazanmak değil, kendilerini yabancı hissettikleri toplumdan izole etmektir. Topluma güveni kalmayan ve yüksek beklentileri karşılayamadığına inananların kendilerini eve hapsederek yalnız, tek başına bir yaşam sürmeyi tercih etmesidir.

  • Düşündürücü nokta ise; hayatlarımızı evlerimize sığdırdık, sosyal izolasyon kurallarına uyduk, korunmak ve korumak adına çok uzun bir süre yalnız kaldık. Peki tüm bunlar olurken aramızdan birilerinin yalnızlığı katmerlenmiş, bazılarımız topluma yabancılaşmış olabilir mi?

Bu süreci tamamladığımızda evlerinden dışarı çıkmak istemeyen, işe ya da okula dönmeyi reddeden, sosyal etkileşimden izole birer hikikomoriye dönüşebilir miyiz? Japon işi bu yalnızlık bize de ulaşır mı? Bu senaryo kendi toplum yapımızı düşündüğümüzde pek gerçekçi gelmese de sanırım pandeminin psikolojik, sosyolojik ve toplumsal etkilerini yakında göreceğiz.

KAYNAKÇA

1. Child Suicides at Highest Rate Ever in Japan. Erişim adresi: https://www.nippon.com/en/japan-data/h00572/child-suicides-at-highest-rate-ever-in-japan.html. Erişim Tarihi: 29 Mayıs 2020

2. Kato, T. A., Shinfuku, N., Sartorius, N., & Kanba, S. (2017). Loneliness and single-person households: Issues of kodokushi and hikikomori in Japan. In N. Okkels, C. B. Kristiansen, & P. Munk-Jørgensen (Eds.), Mental health and illness worldwide. Mental health and illness in the city (p. 205–219). Springer Science + Business Media. https://doi.org/10.1007/978-98...

3. Saito, K (2010) Hikikomori No Hyouka-Shien Ni Kansuru Gaido-Rain [Guideline of Hikikomori for their evaluations and supports]. Ministry of Health, Labour and Welfare, Tokyo.

4. Teo, Alan. "Modern-Day Hermits:The Story Hikkomori in Japan and Beyond". 29 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2020.