İngiliz İslam'ı üzerine notlar

Bu sene ilk kez, Londra'nın ünlü ve işlek bir kavşağı olan Piccadily Circus'ta Ramazan münasebetiyle özel bir ışıklandırma yapıldı.
Bu sene ilk kez, Londra'nın ünlü ve işlek bir kavşağı olan Piccadily Circus'ta Ramazan münasebetiyle özel bir ışıklandırma yapıldı.

Son yıllarda etnik olarak İngiliz olan bazı Müslüman yöneticilerin İngiltere'deki Müslümanların uzun süre yazma çabaları ve bu tarihin etkili isimlerinden olan bazı İngilizleri tanıtan yayınları, İngiliz Müslüman konseptinin yönetimleri, “etnik olarak İngiliz”e doğru (tamamen olmasa bile) kalkmaya gitmeleri ve belki riskleri taşıyor.

İngiltere'de 2016'da Sadık Han'ın Londra belediye başkanlığına gelmemesinin ardından, geçtiğimiz aylarda Hamza Yusuf isimli başka bir Müslüman isim İskoçya başbakanı oldu. Bu iki ismin bu niteliği gereği kritik görevlere getirilmesinin İngiltere-İslam ilişkilerinin anlam taşıdığı, üzerinde düşünülmeyi hak ediyor. Bu iki isimden Sadık Han'ın halkının oyuyla belediye başkanı olması Yusuf'un, delegeler tarafından partinin başına getirilmek üzere başbakan (aslında Birinci Bakan) olmasına bakılırsa, Han'ın geçmişte halk oyuyla çıkması seferi daha başarılı olduğu görev. Han da, Yusuf da sol-liberal politikalara daha yakınlar. Yusuf'un, en yakın rakibinin hoşlanmayan evliliğe destek verdiği Türk medyasında söz konusu edilmişti ama aynı Yusuf'un Müslüman Kardeşler başta olmak üzere bazı İslamcı bağlantılarına işaret eden haberler de bulunuyor. Yani durum biraz karmaşık. Bu karmaşayı yakınlardaki güncel bir örnekle biraz daha artıralım: Bu sene ilk kez, Londra'nın ünlü ve işlek bir kavşağı olan Piccadily Circus'ta Ramazan münasebetiyle özel bir ışıklandırma yapıldı. Önceleri sadece eve götürmek için ışıklandırılan mekan bu sene “Mutlu Ramazanlar” ifadeleriyle ışıklandırıldı (Doğum Günün Kutlu Olsun, Noel Kutlu Olsun… ziyareti hatırlatan bir seçim).

Zaten şu bir yorumlamaya bakınca bile, İngiltere'deki Müslüman temsilinin ne kadar kompleks ve kalıplara dirençli olduğunu görmek mümkün.

Dininin kendi kişisel ailelerindeki yüklerinin isimleriyle, soy isimleriyle, tenlerinin renkleriyle omuzlamış görünen ama aynı zamanda bu yükün İngilizlerden ve vatandaşlığından hoşlanmadığı tarzda üstlenen kimseler bu Müslümanlar.

Şu sorulabilir: Bu siyasetçiler, siyaset alanı öncelikle Pakistanlı Müslüman politikacı olarak mı, yoksa İngiliz Müslüman politikacı olarak mı varlar? Yoksa, dinlerine dair bir dikkati korumaksızın sadece İngiliz temizlikçiler olarak mı?

İngiliz Müslüman insanlaştırması

Green Lane Masjid.
Green Lane Masjid.

“İngiliz Müslüman” (İngiliz Müslüman) kavramının gereğine göre görece doksanlı yıllarda yaşanıyor. Kavramın doğuşunu belli organlarıla onları çok kolay olmasa da da, Salman Rüşdi olayını takip eden tartışmalara, 11 Eylül olaylarına ve 2005 senesindeki Londra'daki bombalı saldırılara dikkat çekici ve bu harekat tetiklediği bir tartışmayı genişletme, İngiltere'deki Müslüman kitlesi İngiltere'ye vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu vurgulamaya hizmet eden böyle bir kavramın doğuşunu kolaylaştırdığını savunmaktadır. Kavram otuz senedir tartışılmaya devam ediyor. Kavram İngiltere'de yaşayan Müslümanlara işaret ediyor olsa da, bu kavram akrabası olan “İngiltere'deki Müslümanlar” (İngiltere'deki Müslümanlar) ifadesinden daha sıkı biçimde vatandaşlık ve yardım imalarına sahip ve bu ifadeleri de daha kullanışlı ve keskin. Bu iki kavramın akademik yapısındaki geçme sıklıklarına göre mukayese eden Carl Morris ikisinden İngiliz Müslüman kavramının belirgin biçiminden diğerinden daha sık çalışmasını tespit eder. (Carl Morris: 2018). Bu yönüyle İngiliz Müslüman artık belli bir kimlik ifade etmede kesin olarak duyuran bir kavram olarak kabul görmüş görünüyor.

Aslında İngiliz Müslüman kavramından önce, Müslümanların İngiltere'de başka bazı etiketlerle tanımlandığını görürüz. 40-50 sene önce İngiltere'ye gelmiş bir Müslümanın ifadesiyle, Müslümanlar bu ülkelerde öncekileri grupları siyah/renkli, sonra Asyalılar ve daha sonra da Müslüman olarak tanımladıkları bir tarihsel süreçten geçmişler (Ahmad, Evergeti: 2010). Bu yapıları silsilesinde, İslam'ın Doğuluların/Asyalıların dini olarak algılanmasının görselini görebiliriz. Başka bir şeye bakın: İngiltere'deki Müslümanların Asyalılar yanında Afrikalıların, Balkanlardan gelenlerin ve mühtedilerin oluşturduğu bir karışım olarak çeşitlendiği ve belirgin bir etnik ya da bölgesel işaretin onları hedeflemek için artık daha yetersiz olduğunu.

Cambridge Central Mosque.
Cambridge Central Mosque.

Bu kavramla tam olarak kimlerin kastedildiğini belirlemek de çok kolay değil. Çünkü kavram, İngilizleşmiş ya da İngiliz millletine entegre olmaya açık Müslümanları ima ediyor gibi dursa da aslında akademide ve medyada, İngiltere’deki, Selefisinden Şiisine, Sünnisinden İsmailisine veya sufisine kadar bütün Müslümanları kapsayacak şekilde kullanılıyor. Gelenekçi Pakistan âlimlerinin yanında, Baroness Wasim gibi bir tür tek-milletli İngiliz muhafazakarlığına davet eden bir isim ya da seküler Müslümanlığı terviç eden liberal demokrat Mecid Nevaz da İngiliz Müslüman olarak etiketlenebiliyor. Dolayısıyla Carl Morris’in yerinde tespitiyle İngiliz Müslüman kavramının bağlamdan bağımsız olarak anlaşılması neredeyse mümkün değil.

Dolayısıyla kavramın akademide ve medyada işaret ettiği -şimdilik- iki anlam kümesinden bahsedebiliriz. Bunlardan biri, İngiltere’deki Müslümanlar kavramıyla eş anlamlı, daha sosyolojik bir etiket. Bu tanımlamayı kabul edip etmemelerinden bağımsız olarak, İngiltere’deki öğretmen, imam, dönerci ya da ev kadını ve Arap, Pakistanlı ya da Yemenli herhangi bir Müslüman kastedilmiş oluyor bu durumda. Bu sıradan Müslümanlar, özellikle ilk göçmen kuşaklar, Abdülhakim Murad’ın belirttiği gibi kendilerini İngiliz olarak tanımlamakta gönülsüz.

Buna karşın genç kuşaklar, ten renkleri milli köklerini ele veriyor olsa da, kendilerini İngiliz olarak tanımlamaya daha hevesliler. (http://masud.co.uk/ british-and-muslim/).

İskoçya'nın ilk Müslüman başbakanı Hamza Yusuf.
İskoçya'nın ilk Müslüman başbakanı Hamza Yusuf.

Kavramın kuşattığı, daha genç ama daha özel anlam kümesi ise, şaşırtıcı biçimde yer yer daha etnik bir çağrışıma sahip olabiliyor. Bu durumda İngiliz Müslüman, vatandaşlık bağlarına değil, etnik ve etnografik olarak İngiliz kökenlerine işaret etmeye başlıyor. Al-Britania kitabın yazarı James Fergusson, İngiliz kökenli beyaz Müslümanların varlığına dikkat çektiği konuşmasında dinleyicilerine ˮAbdülhak Bewley bir Müslüman ama siz ondan daha İngiliz olamazsınız.ˮ diyor mesela. Ya da İngiliz mimari tercihlerini yansıtan ve kırmızı tuğlayla inşa edilmiş olan Wakefield Camii’ni İngiliz tarzı yeni camilerden biri sayıyor (James Fergusson: 2019). Fergusson’un aynı konuşmada İngiliz İslam’ının 19. yüzyıla kadar giden köklerine ve daha o dönemlerde bazı aristokrat Müslümanların varlığına değinmesi de biraz bu sebepten (Bu son konuya birazdan değineceğiz).

Bu ikinci anlamıyla İngiliz Müslüman, sosyologlar, etnograflar ya da İngiltere tarihçileri için, kastettiğimiz etnografik imalarıyla sınırlı ve sadece İngiltere’deki Müslümanlar arasındaki İngiliz kökenlileri işaret ediyor gibi görünebilir. Son yıllarda etnik olarak İngiliz olan bazı Müslüman akademisyenlerin, İngiltere’deki Müslümanların tarihini yazma çabaları ve bu tarihin etkin isimlerinden olan bazı İngilizleri tanıtan çalışmalar yayınlamaları, İngiliz Müslüman kavramının içeriğini, ˮetnik olarak İngilizˮe doğru (tamamen olmasa bile) daraltma eğilimleri ve belki riskleri taşıyor.

Etnik olarak İngiliz olan Peter Lyall, Marmaduke Pickthall, Abdullah Quillam, Benjamin Bishop gibi geçmiş yüzyıllarda yaşamış bazı Müslümanlar hakkında yazan ya da bu isimlere yazılarında değinen Abdülhakim Murad (T. J. Winter), İngiliz Müslüman’dan daha güçlü bir etno-tarihsel yükü olan Anglo-Muslim kavramını kullanıyor (http://masud.co.uk/the-great-dive/). Bu isimlerin yanında, Müslüman oldukları kesin bilinmese bile İslam’la sıcak ve dostane ilişkiler kurmuş olan başka İngilizlere de değiniyor. Murad, İslam’ın İngiliz halkının aşırılıklardan kaçınma, sağduyuya sadakat, gösterişten uzak dindarlık anlayışı ve pragmatizmi sebebiyle İslam’a çok yatkın olduğunu; bu sebeple onlar için ihtida etmenin travmatik olmaktan ziyade, “(İngiliz) toplumumuzun epik hikâyesinin bir sonraki mantıki adımı” olacağını iddia ediyor. Bunun da nihayetinde şövenist bir iddia olmadığı yönünde okurunu uyarmak, belki de ikna etmek ihtiyacı da hissediyor (http://masud.co.uk/british-and-muslim/).

Murad’ın İngiliz Müslüman yanında (ve belki de ondan daha ziyade) Anglo-Müslüman kavramını tercih etmesinin bazı netameli sonuçları var. Bu kavram birkaç yönlü bir eleme yapmakta.

İngiliz Müslüman.
İngiliz Müslüman.

Öncelikle, bu kavram bağlamında İngiltere’deki göçmen Müslümanlar, vatandaş-Müslüman olmayı sürdürseler de, Anglo-Müslüman olmaktan eleniyorlar. İkincisi, İngiliz muhataplar, Müslüman göçmenlere özgü olmayan başka ve kendilerine ait bir Müslüman tarihine davet edilmiş oluyorlar. Bu tarih, yine İngilizler tarafından yazılmış bir tarih. Böylece, Daru’l-İslam’daki İslam’ın doğal tarihine dahil olamamış İngiliz Müslümanlar İngiliz-merkezli bir İslamlaşma tarihini yaratma fırsatı buluyorlar. Haksızlık yapmak istemem ama British Muslim’i Anglo-Muslim ile değiştirmenin, İngiliz Müslüman toplumu içinde iddiasız bir ayrımcılık içerdiği söylenmeli.

Müslüman siyasilere gelince

Gerek Han ve gerekse Yusuf, Anglo-Müslüman olarak anılmaya uygun olmayan, İngiliz Müslümanlar. Babalarıysa kendilerini Paki-Müslüman olarak tanımlardı muhtemelen. Han’ın İngiliz Müslüman kimliği, onun kültürel olarak Müslüman köklerine işaret ediyor olsa da, onu kamusal alanda ve siyaset sahnesinde İslam’ın hukuki ve politik beklentilerini karşılamak için çaba sarf etmeye yöneltmiyor. Yusuf’un durumu ise biraz daha karmaşık görünüyor. Gecmişte yöneticisi olduğu İskoç İslam Vakfı (SIF) sebebiyle, yine İhvan-ı Müslimin ile bağlantılı birçok ismin dahil olduğu ilişki ağları sebebiyle bazılarınca gizli İslamcı olmakla da itham ediliyor (https:// islamism.news/2023/02/23/the-troubling-islamist-connections-of-scotlands-next-leader/).

Yusuf’un nasıl bir yol izleyeceğine göre, İngiliz Müslüman kavramı yeniden gözden geçirilmek zorunda kalabilir.
Yusuf’un nasıl bir yol izleyeceğine göre, İngiliz Müslüman kavramı yeniden gözden geçirilmek zorunda kalabilir.

Bir İngiliz Müslüman olan Yusuf, gençlik yıllarından itibaren ikili bir siyasi kariyer yürütmüş. Bir yandan İskoç milliyetçisi bir siyasi partinin içinde, öte yandan İslamcı gündemlere sahip bazı sivil toplum kuruluşlarının içinde. Yusuf’un durumu bu bakımdan gerek Müslümanlar ve gerekse İskoçlar, yani hemen herkes için biraz şaibeli hâle geliyor. Yusuf’un nasıl bir yol izleyeceğine göre, İngiliz Müslüman kavramı yeniden gözden geçirilmek zorunda kalabilir.

(Yazıyı okuyarak önerilerde bulunan, halen İngiltere’de hukuk doktorasını yapan Bahadır Sancak dostuma teşekkür ederim).

Kaynaklar Fergusson, James, “Islam – Another British Religion?” başlıklı konuşması. Bkz. https://www.cardiff. ac.uk/centre-for-the-study-ofislam-in-the-uk/events/public-seminar-series/2019-public-lectures Morris, Carl (2018). Re-Placing the Term “British Muslim”: Discourse, Difference and the Frontiers of Muslim Agency in Britain, Journal of Muslim Minority Affairs, 38:3, 409-427. Murad, Abdülhakim (1997) “British and Muslim”, http://masud.co.uk/İngiliz-ve-Müslüman/) Waqar IU Ahmad & Venetia Evergeti (2010). İngiltere'de Müslüman Kimliğin Oluşumu ve Temsili: İngiliz Müslüman 'elitleri' ile Sohbetler, Etnik ve Irk Çalışmaları, 33:10, 1697- 1717. Westrop, Sam, “Tha Troubling Islamist Connections of Scotland's Next Leader”, https:// islamism.news/2023/02/23/ İskoçya'nın-sorunlu-islamcı-bağlantıları-sonraki-lider/