İki bir heves : Kastamonî Lütfü Seymen Bey ve Müteferrika adlı dergisi
Bunlar mecnunlardır ve âşıklardır . İnsan âşık olunca maşukundan başka bir şey konuşmak istemez ki. İstemediği gibi bir de anlatmak ister. İştiyak hadden aşar ve 1993 yılının güzünde Müteferrika dergisi ilk sayısını çıkarır.
Seymen, İ. Lütfü: Kastamonu Cidelidir. 1973 senesinde İstanbul’a gelmiş, 1974 yılında sergicilik yaparak kitap alım satımına başlamış.
1986 yılında Kadıköy Akmar Pasajı’nda dükkânını açmış. Aynı zamanda Müteferrika adlı bir dergi çıkarmakta ve yayıncılık da yapmaktadır.
2003 yılında Bir Yayıncının Portresi: Tüccarzâde İbrahim Hilmi Çığıraçan ve 2005 yılında Bir Nadir Kitap Destanı: Hans Peter Kraus’un Otobiyografisi adlı kitapları yayınlamıştır.
Sakallı Lütfü namı ile meşhurdur. Muzip, her daim güler yüzlü, babacan bir adamdır. Eli resme ve çizime yatkındır. Tüyap Kitap Fuarı’nda (sene 2011) Barış Sahaf sahibi Halil Bingöl’ün karşısındaki dükkânda idi.
Reşad Ekrem Koçu’nun Forsa Halil ve Patrona Halil kitaplarını dükkânının önüne asarken hemen oracıkta hızlıca Halil Bingöl’ün de portresini çizmiş, üzerine Sahaf Halil yazarak diğer kitapların yanına asmıştı.
Çok güzel yemek yaptığı rivayet edilmekte ise de yemek nasip olmamıştır. Kitapçılık Ansiklopedisi’nin yayınını tamamlayıp Cide’ye yerleşmeyi ve küçük bir lokanta açmayı düşünmektedir.
Tahtadan yontulmuş baykuş heykelleri her daim dükkânını ve sahaf festivallerinde sergilerini süslemektedir.
Lütfü Seymen’in kitaba olan vukufiyeti biraz da babasından kaynaklanmaktadır. Cide’de uzun yıllar gazete bayiliği yapmış olan babası aynı zamanda Rıfat Ilgaz’ın çok yakın ahbabıdır.
Tanıştığım kişilere dair küçük notlar tuttuğum deftere Lütfü ağabey ile ilgili bunları yazmışım.
Elbette bugün sahaflık mesleğini icra edenlerin en kıdemlilerinden olan Lütfü Seymen için daha fazla şey söylenilmesi gerekir. Fakat kendisinden ziyade “iki kalas bir heves” (tabir Lütfü Seymen’e ait) düsturu üzerine 1993 yılından bugüne değin yayınlamaya devam ettiği kitabiyat dergisi Müteferrika üzerine bir şeyler söylemek niyetindeyim.
Emin Nedret İşli’nin makalesinden öğrendiğimize göre Osmanlıca basılan Matbaacılık ve Kitapçılık adlı dergi İstanbul’da konu hakkında çıkan ilk müstakil dergidir. Sekiz sayfadan müteşekkil dergiyi Türk Yurdu Kütüphanesi neşretmiştir.
Dergi içindeki yazılar Türk Yurdu sahibi Tevfik Nurettin Bey’e aittir. “Başlangıç” başlığı altında derginin çıkış amacı şöyle belirtilir: “Kitapçılık, fikirle ve memleketin hayat-ı ilmiyesiyle doğrudan doğruya alakadar bir şeydir. Bir ticarettir.
Elbette bugün sahaflık mesleğini icra edenlerin en kıdemlilerinden olan Lütfü Seymen için daha fazla şey söylenilmesi gerekir. Fakat kendisinden ziyade “iki kalas bir heves” (tabir Lütfü Seymen’e ait) düsturu üzerine 1993 yılından bugüne değin yayınlamaya devam ettiği kitabiyat dergisi Müteferrika üzerine bir şeyler söylemek niyetindeyim.
Emin Nedret İşli’nin makalesinden öğrendiğimize göre Osmanlıca basılan Matbaacılık ve Kitapçılık adlı dergi İstanbul’da konu hakkında çıkan ilk müstakil dergidir. Sekiz sayfadan müteşekkil dergiyi Türk Yurdu Kütüphanesi neşretmiştir.
Dergi içindeki yazılar Türk Yurdu sahibi Tevfik Nurettin Bey’e aittir. “Başlangıç” başlığı altında derginin çıkış amacı şöyle belirtilir: “Kitapçılık, fikirle ve memleketin hayat-ı ilmiyesiyle doğrudan doğruya alakadar bir şeydir. Bir ticarettir. Bunun için kendisine mahsus fikrî ve ilmî birçok meseleleri vardır. Bu meseleler ise matbuat âleminde halledilmek lazım geliyor. Lakin bizde gündelik gazetelerimiz, ücret mukabilinde yaptırılan reklamlar hariç olduğu hâlde bu işe pek yabancı ve lakayt bakmaktadırlar. Biz Türk kitapçılığı âleminde kendi mesleğimiz dâhilinde düşündüklerimizi yazabilmek için bu mecmuayı çıkarmaya karar verdik.” Maalesef ilk kitabiyat dergisinin ömrü sadece bir sayılıktır. Daha sonraları Hakkı Tarık Us 1936-1937 seneleri arasında Kitap ve Kitapçılık adlı dergiyi çıkarır.
Sahaflar Çarşısı’nın önemli isimlerinden Elif Kitabevi sahibi Arslan Kaynardağ’ın 1960-65 yılları arasında çıkardığı Kitap Belleten dergisi de kitabiyat ve özellikle bibliyografya alanında ayrı bir önemi haizdir.
Müteferrika’yı daha uzun anlatmak için şimdilik atlarsak geriye Simurg: Kitap Kokusu ve Kebikeç dergileri kalıyor.
1995’in ekim ayında kitabiyat nöbeti Ankara’ya düşmüş olmalı ki Kebikeç dergisi ilk sayısını yayımlar. Kebikeç dergisi ilk 14 sayısında tamamen kitabiyat konularını işlerken takip eden sayılarda dosya konuları kitabiyatın dışına kaymış, sosyal bilimlerin diğer alanlarında da yazılar dergiye dâhil edilmiştir.
Kebikeç’in ilk sayısına şimdi tekrar bakınca aklıma geldi, Necip Asım Yazıksız’ın Kitap adlı kitabını anmayı unuttuk. Hem Necip Asım Yazıksız’ın kitabı okunmayı hak ediyor hem de Ahmet Yüksel Bey’in kitap eleştirisi. Bu eleştirinin yanı şıra Kebikeç’in ilk sayısında Hilmi Yavuz, Yahya Erdem, M. Bülent Varlık, Ali Birinci gibi isimlerin de yazıları var.
Yıllarca Beyoğlu’nda sahaflık ve yayıncılık yapan Simurg Kitabevi tarafından çıkarılan Kitap Kokusu dergisi yayın hayatına 1999 yılının ekim ayında başladı. Toplamda 2 cilt (2. cildin içinde 2 ve 3 numaralı iki sayı vardır) çıkan dergi Ekim 2000’de son cildini yayınladı. İlk sayısında Emin Nedret İşli, Halil Bingöl, Erol Üyepezarcı, Turgut Kut gibi isimlerin yazılarının yanı sıra Yavuz Selim Karakışla’nın Kadıköy sahaflarından Emekli Albay Sami Önal (Dil-Tarih Sahaf) ile yaptığı söyleşi de bulunmakta. Bu kısa girişten sonra asıl konumuza gelebiliriz.
Mecaninden birkaç zat Lütfü Seymen ismiyle maruf sahafın “fesat yuvası” (bu tabir dahi Lütfü Seymen’e ait) dükkânında ber-mutad üzere cumartesi günleri cem olmaktadırlar. Bu zevat arasında ihtimaldir ki Kastamonu ağzına dair bilgi edinmek yahut folklorik hikâyeler dinlemek ve kaydetmek için gelen Sabri Koz ile gizli dedektiflerin ve polisiyelerin piri Erol Üyepazarcı, Nuri Akbayar ve Raşit Çavaş da bulunmaktadır.
İşte bu içtimalardan birinde bir dergi çıkarılması gündeme gelir. Eh bunlar mecnunlardır ve âşıklardır. İnsan âşık olunca maşukundan başka bir şey konuşmak istemez ki.
İstemediği gibi bir de anlatmak ister. İştiyak hadden aşar ve 1993 yılının güzünde Müteferrika dergisi ilk sayısını çıkarır.Şefik Atabey’in eşsiz koleksiyonunun birçok parçasını şimdi elinde bulunduran koleksiyoner Ömer Koç derginin bir numaralı abonesidir.
Derginin ilk sayısında hazine-i evrak kısmını bir kenara bırakırsak on altı adet yazı var. Turgut Kut, Nuri Akbayar, Kevork Pamukciyan (tekrar basım), Erol Üyepazarcı, Necdet Sakaoğlu, Lütfü Seymen, Erol Özbilgen, Nedret İşli, Afif Yesari (tekrar basım), Murat Çulcu, Mümtaz Arıkan, Alpay Kabacalı, Mehmed Memdûh, Alaaddin Eser ve M. Türker Acaroğlu ilk sayıya yazıları ile katkı yapan isimler. Daha sonraki sayılarda da ilk sayıdaki çizgiyi hiç bozmadan devam ediyor.
Seyfettin Özege’nin meşhur eseri Eski Harflerle Basılmış Türkçe Eserler Kataloğu’na zeyl (ek) babında ilki Emin Nedret İşli, takip edenleri Nuri Akbayar tarafından yayınlanan makaleler, İbnü’l-Emîn Mahmud Kemal İnal Özel sayısı, matbuat tarihine dair arşiv belgelerinin yayınlanması bu duruma örnektir.
Bense bu yazıların arasında daha şahsi olan muhallefat defterlerine, terekelere dair yazıları daha keyifli buluyorum. Kitap meraklılarının çok da göstermeye meraklı olmadıkları şahsi dünyalarına ölümlerinden sonra dahi olsa açılan pencerelerden bakmanın ve onlara dair fikir edinmenin zevki kıyas kabul etmez.
Bu güzel makalelerin yanı sıra 2010 yılında yayınlanan 37. sayısında Müteferrika dergisi okuyucularına bir ek hediye etti. Osmanlı’dan Günümüze Kitap ve Kitapçılık Tarihi adını taşıyan bu ek daha sonra büyükçe bir ansiklopediye dönüşmesi planlanan çalışmanın ilk örneğidir.
İsminden de anlaşılacağı üzere ansiklopedi yayın tarihimiz için büyük bir eksikliği dolduracak, Bâb-ı Âlî yayıncıları, müvezziler (Lütfü Seymen’in özel ilgi alanıdır), matbaacılar, kitap meraklıları vb. hakkında bilgilerin derli toplu el altında bulunacağı bir çalışma olacaktır. Bu girişim hemen akla Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’ni getiriyor. Zira orada da matbaacılık, kitap ve kitapçılık ile iştigal etmiş kişilere dair bilgiler vardır. Mesela Araboğlu (Ohannes), Arakel Efendi hatta zihnim beni yanıltmıyorsa Ahmet Midhat Efendi’nin yanında musahhih olarak çalışan kişi hakkında bile ufak bir bilgi olacaktı.
Umulur ki çalışma Koçu’nun ansiklopedisi gibi yarım kalmaz ve biz de sayfalarını çevirdikçe bizden evvel güzeran eden mecânîn-i kütübü gâh yâd ederiz gâh kıskanırız. Bu yazı Kadıköy Belediye’sinin TESAK’ta düzenlediği “25. Yılında Müteferrika Dergisi” adlı sergi sebebiyle kaleme alınmıştır.
Sergiyi ziyaret ederseniz Lütfü Seymen’in eliyle hazırladığı maliyet listesine, dergiye disket içerisinde gönderilen yazılara, derginin ex-librisine, hasılı Müteferrika’nın mutfağına şöyle bir göz atabilirsiniz.
Not: Yazının hazırlanması sırasında İ. Lütfü Seymen’in ve Emin Nedret İşli’nin yardımlarını gördüm, kendilerine müteşekkirim