Gündelik hayat üzerine fragmanlar: İngiltere
Sokaklarda, sosyal medyada ve tüm şarkılarda aynı ses ve aynı heyecan: “Long live the King!’’ İslam’a ilişkin şahsi düşünceleri ve ilgileriyle Müslüman toplumun yüksek teveccühüne mazhar olan Prens Charles, artık Britanya’nın yeni kralı. Papua Yeni Gine, Bahamalar ve Tuvalu adalarının da.
Araştırmalara göre, İslam ve göçmen karşıtlığının yükselmesine karşın İngiltere’deki Müslümanlar ve genel olarak etnik azınlıklar, ülkedeki Hristiyanlardan daha fazla Monarşi yanlısıdır.
İngiltere’deki Müslüman toplumun en saygın ismi kabul edilen Abdulhakim Murad, Avrupa’nın ilk çevre dostu camisi Cambridge Central Mosque’taki cuma hutbesinde Habeş Kralı Necaşi’den bahisle mevzuyu çiçeği burnunda yeni krala getiriyor ve Müslüman cemaate sesleniyor: “İslam hakkındaki müspet tavrıyla elinden geleni yaptığını herkes bilir. İslam bahçelerini, İslam sanatını, İslami dokumalarını seven biri Charles III. Yıllar önce bir gün Cambridge’e geldi. Bu gayriresmî ziyaretinin tek bir amacı vardı; Kur’an’ı konuşmak. ‘Kur’an’da çok manalar var’ dediğini bizzat duydum. Üniversite’ye gelmişken başka bir konu hakkında da konuşabilirdi ama onun için enteresan olan buydu. Cenab-ı Hak onu böylesi özel bir yolculuğa çıkarmıştı. Doğu ve Batı’nın anlamsız sınırlarını aşmak, Müslüman-gayrimüslim ve göçmenlik tartışmalarını geride bırakmak istiyordu.”
Bu çaba biraz olsun krediyi hak etmiyor mu? On yıl önceDaily Mail gazetesi, Prens Charles’ın Arapça öğrendiği ortaya çıktığında çok kızgın manşetler atıyordu. Neden Arapça öğrenmek istiyordu peki? Körfez ülkelerine silah satabilmek için mi? “Hayır, Kur’an’ı anlamak için” diye cevaplıyordu kendisi.
Ekolojiden mimariye, sanattan metafiziğe ve geleneksel İslam düşüncesine beyanlarının ötesinde bizzat himaye ettiği Oxford İslam Araştırmaları Merkezi (OCIS) ve Geleneksel Sanatlar Okulu (PSTA) gibi kurumlarla destekleyen Kral Charles III, halka açık ilk konuşmasını şu sözlerle sonlandırıyor: “Ben, kralınız, inancın muhafızı, Yüce Tanrı’dan yardımını ve hidayetini diliyorum.”
Bir dizi etkinlik
Westminster Üniversitesi’nde felsefe dersleri veren Hint asıllı Dr. Musab Iqbal’in ifadesiyle “Âdeta takvimlere hapsedilmiş zaman, bir iş, bir ziyaret yahut bir dostla buluşmaya takviminiz onay vermeli. Yağmurun yağacağı saat, güneşin çıkacağı dakika erkenden telefonunuza bir bildirim olarak düşüyor ki bir sürpriz olmasın.’’
Bir aile ziyareti için dahi haftalar öncesinden randevu almanız gerekebiliyor. İhtiyaç duyduğunuzda çat kapı gidebileceğiniz bir adres, bir dost yüzü bulmak pek güç. Toplumun geri kalanıyla mukayese edildiğinde Müslümanların sosyal ilişkileri daha güçlü görünse de gündelik hayattaki dostluk ve aile bağları giderek zayıflıyor. Örneğin Müslüman evliliklerin yüzde elli oranında boşanmayla sonuçlandığı ifade ediliyor. Selefi-Sufi, Diyobendi-Barelvi gibi sayısız dinî kamplaşma da camiler ve vakıflar aracılığıyla kurumsal bir şekle dönüşerek varlığını sürdürüyor.
Bu manzara içinde Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Londra, Birmingham ve Bradford başta olmak üzere birçok şehirde İslam kültürü ve tarihine ilişkin sayıları her geçen gün artan etkinlikler düzenleniyor. Önceleri yalnızca sivil toplum ölçeğinde organize edilebilen etkinlikler müze, üniversite ve belediye iş birlikleriyle ulusal düzlemde görünür olmaya ve kamuoyunun ilgisini çekmeye başladı.
Muslims in Britain Research Network, Everyday Muslim gibi sivil oluşumlar Müslümanların İngiltere’deki dünü, bugünü ve yarınına dair çok yönlü değerlendirmelere imkân sağlayan ortak bir buluşma zemini oluşturuyor. Ülkedeki Müslüman varlığına ilişkin yerel arşivlerde, eğitim müfredatlarında ve müzelerdeki bilgi ve belgelerin artırılmasından üniversitelerde araştırma programlarının oluşturulmasına kadar bir dizi kazanım elde ediliyor.
- Kur’an merkezli çeşitli etkinlikler düzenleyen yeni nesil bir topluluğun adı: CEI. İngiltere’nin önde gelen âlim ve akademisyenlerinden oluşan hoca ekibiyle, Kur’an çalışmalarını ailelere, gençlere ve çocuklara ulaştırma noktasında güncel yaklaşımlar ortaya koyuyor.
Hadis dersleri Quakers’ın Euston’daki ofisi Friends House’da, meal buluşmaları “Q-Club” ismiyle Soho’da bir İtalyan kahvecide, “Q-Read” hatim programı İngiliz mimarisinin en nadide örneklerinden The Lanesborough otelde. Tefsir doktorasını Oxford’dan alan CEI’ın kurucusu Dr. Saquib Ashraf profesyonel hayatında mimar olmasından kaynaklı hem şık hem de merkezî yerleri tercih ettiklerini belirtiyor etkinlikler için. Yaz aylarında ise Dorset’te okyanusa karşı örneğin Kur’an’daki peygamber dualarının gündeme alındığı tematik doğa yürüyüşleri düzenleniyor.
Cambridge Muslim College, geleneksel ve modern dünyayı siyaset, psikoloji, bilim, teknoloji ve ekoloji gibi farklı boyutlarıyla kavramaya çalışan Müslüman âlimler yetiştirmeye çalıştığı gibi kamunun istifadesine açık bir dizi etkinliğe de ev sahipliği yapıyor.
İmam Malik’ten Aziz Mahmud Hüdayi’ye, Nizameddin Evliya’dan Ivan Aguéli’ye örnek Müslüman şahsiyetlerin hayat hikâyelerini bugüne atıflarla ele alan Leaders of Paradigm konuşmalarının, fütüvvetten futbola, hacdan Ukrayna savaşına kadar geniş bir spektrumda derinlemesine ele alınan başlıkları özellikle gençlerce yakından takip ediliyor.
Yakın geçmişte maneviyat sahasında büyük izler bırakmış şahsiyetlerin hayatlarını fotoğraflı bir albüm kitap şeklinde Exemplars of Our Time ismiyle yayına hazırlanan Michael Sugich ve Peter Sanders; İngiltere’deki İslam’ın öncü ismi Abdullah Quilliam’ın (1836 – 1932) Seçme Şiirler Kitabı’nı ilk kez yayıma hazırlanan Yahya Birt ve Robert Graves; Beyond Bilal: Black History in Islam adlı çalışmasıyla geçmişten günümüze siyahi Müslümanların unutulan hikâyelerine odaklanan Mustafa Briggs; kimlik, göç ve maneviyat konularını işlediği Bird Summons gibi romanlarıyla günümüz edebiyatçılarından Leila Abuolela her kitabı ve söyleşisiyle İngiltere’de yakından takip edilen isimlerin başında geliyor.
Genç, modern ve inançlı Müslümanlar: Urban Muslims
Tarih, kültürel üretim ve entegrasyona ilişkin yenilikçi yaklaşımlarla “şehirli Müslümanlar” yalnızca kendileri için değil, belki tüm dünya Müslümanları için ilham verici nitelikte işler ortaya koyuyor.
Alchemiya, bir dijital içerik platformu olarak İslam kültürü, sanatı ve tarihine ilişkin farklı coğrafyalardan özgün yapımları küratör titizliğiyle bir araya getiren ve bu içeriği kendi tarifleriyle “şehirli Müslümanlara” sunan öncü girişimlerden biri.
New home Türkiye
Çoğunlukla cami ve İslami vakıf çevrelerinde geçen gündelik hayat, pandemi sürecinde ciddi bir sekteye uğradı. Özellikle ailelerin yaşam tercihlerine ilişkin birçok sorgulamayı beraberinde getiren bu süreç, pandemi sonrası sterlinin Türk lirası karşısında olağanüstü değer kazanmasıyla birlikte Türkiye’yi Batı’da yaşayan Müslümanlar için bambaşka bir adres hâline dönüştürdü: “New Home!”
Tarihî Osmanlı kasırlarında yapılan düğünlerden girişimcilik temelli networking buluşmalarına, Diriliş Ertuğrul turlarından konseptleri her yıl yenilenen ilmî ve kültürel içerikli retreat kamplarına her geçen gün yükselen bir insan seline şahit oluyoruz. Sıra dışı olansa bu ziyaretlerin giderek sıklaşmasıyla birlikte uzaktan çalışma imkânlarından faydalanarak birçoklarının kendini evinde gibi hissettiği İstanbul’da bir gelecek hayali kurması. İngiliz Müslümanlar için küçük bir daire alıp yılın belli zamanlarını aileyle birlikte modern ve Müslüman bir ülkede geçirmek kadar cazip ve başka ne olabilirdi?