100 Türk Büyüğü- Reşad Ekrem Koçu
Osmanlı kültür ve medeniyetine dair bilenen tarihçi, yazar.
Eksik Hâliyle Bile Tam Bir Tarih
Türkçedeki bazı namlı ansiklopedi yazarlarından bahsedilir ama Reşad Ekrem Koçu bir başına ansiklopedi. “Ayaklı ansiklopedi” denilen âlimlerden biri olmasının yanında, oturup kendi ansiklopedisini yazmış bir tarihçi o.
“G” harfinin ortalarında kalıp tamamlanamamış meşhur İstanbul Ansiklopedisi, bazı katkılar ve kendisinin müstear isimlerle yazdığı maddelerle birlikte Koçu’nun eseri.
Hikâye eden üslubu, tarihi kurguya bağlayan yetkinliği ile Cumhuriyet dönemi popüler tarih yazımında hâlâ rakibi yok, ansiklopedisi eksik hâliyle bile tam.
Dünyada ilk defa fasikül fasikül ansiklopedi yayımlamaya teşebbüs ederek yayıncılık tarihine bir de buradan adını yazdıran adam.
Vefat edene kadar memleket haberleri servisini yönettiği Cumhuriyet’i çok sevenlerden, 1933’te hocası Ahmed Refik Altınayüniversiteden atılınca onunla dayanışmak için asistan olduğu üniversiteden istifa edenlerden. Üç kelimede biriken bir duruş: cüret, inisiyatif ve dikkat.
Alışılmadık şekilde tarih anlatan Koçu’dan öğrendiğimiz enlerin ve detayların haddi hesabı yok. Tam olarak şöyle: Hayretimizi mucip ve nevi şahsına münhasır bütün şeyler.
Pehlivanlık meraklısı padişahlar, çılgın derecede av meraklısı olanlar, hattat, enfiye tiryakisi, ressam, oğlunu öldürtenler, babasını öldürtenler, en fazla tahtta kalanlar, çocuk yaşta tahta geçenler, esir düşenler, esarette ölenler, el sanatıyla meşgul olanlar, aşırı kadın düşkünleri: Kaliteli popüler tarihin sularına hoş geldiniz, Osmanlı tarihini daha önce hiç böyle okumadınız. Gözlük kullanan tek Osmanlı padişahı: VI. Mehmed. Yorumlarında ve payelerinde oldukça serbest, Abdülaziz “resim heveskârı” iken, Abdülmecid “ressam”.
Bütün tarihler yükselir, derin bir nefes alır ve inişe geçer. Tarihçinin kişisel tarihi de bundan azade değil: Koçu yaşadı, tarihi serbest usul yazdı ve öldü.
Sonra, işte Koçu’nun tarihi tam sonrasında inişe geçti: Evlat edindiği Mehmet, ölümünden sonra Reşad Ekrem Koçu’nun bütün arşiv malzemesini sattı.Böylece bir tarih daha, bu defa Koçu’nun şahsında, bir avuç toprağa gömüldü. Dağ padişahları yol ağızlarını tutmaya devam ediyordu.