Milliyetçiliklerin, savaşın ve henüz bilinmeyen meçhul onlarca yerel savaşın eşiğinde yükselişe geçtiği bir dönemde, İstanbul’daki Türkçülük müdafiilerinden biriydi Hasan Ferit Cansever.
Türabî Baba Tekkesi’nin son şeyhi Mehmed Ali Efendi’nin oğlu. Mekteb-i Tıbbiye’den mezun olmasının hemen ardından Sina Cephesi Hilâliahmer Hastanesi’ne başhekim olarak gönderildi ve Gazze düşene kadar orada görev yaptı, döndüğünde Haydarpaşa Hastanesi başhekimiydi.
Anadolu’da ve İstanbul’da yeni kurulan Türkiye’nin sağlık meselelerinde öncülük yapmaya ve teşkilatlanmalarını gerçekleştirmeye devam etti Sağlık Bakanlığı, bünyesinde kurduğu Sıtma ile Mücadele Teşkilatı bunlardan biriydi.
Cumhuriyet Halk Fırkası’nın tek parti yönetiminin sonlarına doğru iyiden iyiye sertleşen yönetiminin sonuçlarından biri olarak sağlık teşkilatlanmalarıyla değil, Türkçülük faaliyetleri sürdürdükleri Türk Ocaklarıteşkilatlanması üzerinden hedefe konuldu.
Öncesinde, 1927’de Ocak’ın umumi katibiyken istifa etmesinin arkasında, CHF ile teşkilatın bütünleşmesi yer alıyordu ve bu rahatsızlığının detaylarını oğlu Turgut Cansever işaret ediyor: Büyük amcasının oğlu ve Eyüp’teki Ümmî Sinan Tekkesi ’nin kapatılmadan bir önceki şeyhi Yahya Galib Bey’in tekkelerin kapatılması için önerge vermesi, İstiklâl Mahkemeleri’nde Tıbbiye’den arkadaşı ve Türk Ocakları’nda beraber çalıştığı eniştesi Reşid Galip ’in görev almış olması.
1931’de Türk Ocakları kapatıldı, 1942’de teşkilatla birlikte kapatılan Türk Yurdu dergisini tekrar canlandırmak istedi ancak rejimin kâğıt temin etmemesi sebebiyle bu teşebbüsü sakıt kaldı. 1944 Türkçülük-Turancılık davasının sanıkları arasında yer almasının gerekçeleri arasında bunlarla birlikte bireysel temasları Nihal Atsız,gibi isimlerin onu bir “aksakal” olarak görerek evine yaptığı ziyaretler de yer aldı. İleri yaşına rağmen bir yıl tutuklu kaldı.
Türk Ocakları’nın 1949 yılında Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından ikinci kuruluşunda kurucular arasındaydı. Hayatının son yıllarını serbest hekimlik yaparak geçirdi. Kendisiyle tanışmama vesile olan, Turgut Cansever’in babası için tasarladığı estetik mezar taşında yer alan tek cümlelik ahvali şu şekildedir:
“Türabî Tekkesi şeyhi Mehmed Ali Efendi oğlu Dr. Hasan Ferid Cansever 1891-1969”.