Kendi Haritasında Seyyah
15 Ağustos 1905, Oha Nehri üzerinde bir vapurdayız. Bütün Rusya Müslümanları Kurultayı izin alınamadığı için bir gezi görüntüsü altında bu vapurda yapılıyor. Aralarında İsmail Gaspıralı, Ağaoğlu Ahmet, Akçuraoğlu Yusuf,Ayaz İshak , Musa Bigiev, Fatih Kerimi, Selim Giray Canturin ve Abdürreşid İbrahim ’in de yer aldığı yüz yirmi delege orada.
Vapurda illegal kurultay toplamak bize ne kadar çizgi dışı geliyorsa, oradaki isimler için o derece olağan. Bir gün cephede, bir gün bir kurultayda, diğer gün bir baloda, gezide, namazda, istihbarat toplantısında: Her şey o kadar iç içe ve her şey o kadar bir arada ki, hangi yapılanın görev hangi yapılanın şahsi plan olduğunu ayıramıyorsunuz. Bu isimlerden biri, Abdürreşid İbrahim.
Abdürreşid İbrahim’in hayatı geziler, sürgünler, tevkif edilmeler, delegasyonlarda resmî temsilcilikler ve dergi yayın yönetmenlikleri arasında geçtiği için düz bir çizgide anlatılmayı hak etmiyor.
Orenburg’da Kırgız köylüleri arasında imamlık yaparken gizlice bir gemiye binip İstanbul’a gelen ve hacca giden birinden söz ediyoruz: Bu aralıkta durmayıp Livâü’l-hamdve Çolpan Yıldızı risalelerini yazarak Rusya’ya göndermeyi ve kara listeye girmeyi de ihmal etmeyerek.
Rusya’nın Türklere yapılan baskılarını anlatmak için Mir’ât adında bir dergi çıkardı, İstanbul’a geldiğinde Rus elçisinin talebiyle tutuklanıp Rusya’ya iade edildi, Odesa’dayken Rusya Müslümanlarının baskıları sonucunda serbest kaldı, 1902. Petersburg’a yerleşip bir matbaa kurdu ve Ülfet ile Tilmîz gazetelerini çıkardı. Israrla gazete ve dergi yayımlamaya devam etti: Necât, Şirke, Teâruf-i Müslimîn, Cihâd-ı İslâm.
Tatarca, Kazakça ya da Türkiye Türkçesi, dili fark etmeden yayınına devam eden türlü çeşit yayın işleriyle dönemin Rusya Müslümanları arasında bir efsane.
1908’de yaptığı Sibirya, Moğolistan, Mançurya, Japonya, Kore, Çin, Hindistan, Hicaz ve Ortadoğu üzerinden İstanbul’a ulaştığı seyahati en meşhuru, buradan hareketle yazdığı Âlem-i İslâm ve Japonya’da İntişâr-ı İslâmiyyet en bilinen eseri. Orada bir seyyah, bir âlim, bir ajan, birçok şeyi bir arada olabilen bir adamın hayret verici haritası var. Hayatının bir kısmı o, son kısmı: 1944’te Japonya’da vefat etti.