Süleymani suikastı üzerinden bir yıl geçti ancak İran ile ABD arasındaki gerginlik sürüyor
İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Süleymani'ye yönelik suikastın üzerinden bir yıl geçerken Tahran ile Washington arasındaki çatışma ihtimali azalmadı. ABD'de başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden döneminde İran ile ABD arasındaki gerginliğin azalması bekleniyor ancak 20 Ocak'ta Beyaz Saray'dan ayrılacak olan ABD Başkanı Trump'ın görev süresi sona ermeden İran'ın nükleer ve askeri tesislerine saldırı düzenleyebileceğine dair endişeler İran'da ve uluslararası medyada yer buluyor.
İran ile ABD'yi doğrudan savaşın eşiğine getiren İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yönelik suikastın üzerinden bir yıl geçerken Tahran ile Washington arasındaki çatışma ihtimali azalmadı.
Tüm dünyada genel olarak kötü bir yıl olarak hafızalara kazınan 2020 yılı, İran için ülkenin güç sembollerinden biri olan Süleymani'ye yönelik suikastla başladı.
Devrim Muhafızları Ordusu içinde ülke dışındaki askeri-istihbari operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olarak resmi pozisyonunun çok ötesinde askeri, hatta bazı zamanlarda da siyasi bir figür olarak görülen Süleymani, İran’ın Orta Doğu’daki politikalarının da baş mimarı olarak biliniyordu.
- Süleymani, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'den sonra ülkenin güvenlik politikalarının belirlenmesinde en büyük etkiye sahip isimlerin başında geliyordu.
Suriye'de Esed rejiminin en önemli destekçilerinden biri oldu
Kasım Süleymani, 1998'de başına geçtiği Kudüs Gücü'nün bölgedeki etkisini büyük oranda artırdı ve Suriye başta olmak üzere Irak, Lübnan ve Yemen gibi ülkelerde İran'ın nüfuzunu genişletti.
Süleymani, Kudüs Gücü'nün etkinliğini özellikle Suriye'deki iç savaş sürecinde bu ülkeye Beşşar Esed rejimi safında savaşmak üzere getirdiği yabancı milisler üzerinden artırdı.
Suriye'de yakın ilişki içinde olduğu Esed rejimine karşı başlayan iç savaşta, Esed'ın yanında savaşmak üzere Afganistan'dan, Irak'tan, Lübnan'dan hatta Pakistan'dan Şii milis güçlerini Suriye'ye gönderdi. Süleymani, 2011'de başlayan iç savaş boyunca Esed rejiminin en önemli destekçilerinden biri oldu.
Dönemin Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi'nin daveti üzerine Bağdat'a giden Süleymani'nin konvoyu, 3 Ocak 2020 Cuma günü sabaha karşı yerel saatle tam 01.20'de ABD ordusuna ait silahlı insansız hava aracından (SİHA) ateşlenen füzeyle hedef alındı. Saldırıda, Süleymani ve İranlı subayların yanı sıra Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis'in de aralarında bulunduğu 5 Iraklı ile toplam 10 kişi hayatını kaybetti.
Süleymani'nin öldürülmesi topyekün savaş endişesine yol açtı
ABD Başkanı Trump, "binlerce ABD askerinin ölümünden sorumlu" dediği Süleymani'yi öldürme emrini kendisinin verdiğini açıklarken saldırı, İran'da öfke ve intikam çağrılarıyla karşılık buldu. İran'da 3 günlük yas ilan edildi. İran lideri Hamaney, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve askeri yetkililer başta olmak üzere üst düzey İranlı yetkililer, ABD'den intikam alacaklarını açıkladı. İran lideri Hamaney, aynı gün Süleymani'nin halefi olarak yardımcısı Tuğgeneral İsmail Kaani'yi Kudüs Gücü komutanı olarak atadı. Irak’ta Washington ile Tahran arasında bir süredir devam eden gerginlik, Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle adeta patlama noktasına geldi.
- İran'ın saldırıya karşılık vermesinden endişe edilirken başta Türkiye olmak üzere birçok ülke tarafları sağduyuya çağırdı.
Süleymani, BAE ve Suudi Arabistan ile gerginliği azaltmak için görüşmeler yaptığı iddiası
ABD Başkanı Trump, Süleymani'nin bölgedeki dört ABD Büyükelçiliğine saldırı düzenlemeyi planladığı için öldürüldüğünü öne sürdü ancak dönemin ABD Savunma Bakanı Mark Esper, bu konuda kesin bilgi olmadığını açıkladı.
Dönemin Irak Başbakanı Abdülmehdi ise Süleymani'nin kendisine İran'dan Suudi Arabistan'a bir mesajı iletmek için Bağdat'a davet edildiğini ve Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi için Irak tarafından yürütülen arabuluculuk girişimleriyle ilgili Tahran'dan bir mesaj iletmek için ülkeye geldiğini söyledi. ABD'nin New York Times gazetesi de 14 Şubat'ta yayımladığı ve ABD'li istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberinde, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın Washington yönetiminden habersiz İran ile gizli görüşmeler yaptığını ve görüşmelerin ocak ayı başında ABD saldırısında öldürülen Süleymani tarafından planlandığını yazdı.
Irak'ta cumartesi günü başlayan daha sonra İran'ın Ahvaz, Meşhed, Kum ve Tahran kentlerinde düzenlenen cenaze törenlerine yüz binlerce kişi katıldı. İranlılar, törende Süleymani'nin fotoğraflarının yanı sıra Şii geleneğinde intikam anlamına gelen kırmızı bayraklar taşıdı. Tahran'daki cenaze namazını kıldıran İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in ağladığı görüldü. Toprağa verilmek üzere 7 Ocak'ta memleketi Kirman'a götürülen Süleymani'nin cenaze töreninde çıkan izdihamda, 56 kişi öldü, 200'ü aşkın kişi yaralandı.
- İzdiham nedeniyle ertelenen Süleymani'nin cenazesinin toprağa verilmesi, 8 Ocak'ta sabaha karşı Devrim Muhafızları Ordusu tarafından Irak'ın batısındaki iki ABD üssüne gerçekleştirilen füze saldırılarının başlamasından hemen sonra gerçekleşti.
İran, Süleymani'nin öldürülmesinin ardından ilk adım olarak 5 Ocak'ta nükleer anlaşmadaki tüm taahhütlerini askıya aldığını, uranyum zenginleştirme, depolama, araştırma ve geliştirmeyle ilgili anlaşmadaki taahhütlerini durdurduğunu açıkladı.
ABD ordusu ve Savunma Bakanlığı'nı (Pentagon) "terör örgütü" olarak nitelendiren teklif de 7 Ocak'ta İran Meclisi'nde oybirliği ile kabul edildi.
İran, ABD'nin Irak'taki üslerine füze saldırısı düzenledi
Devrim Muhafızları Ordusu, Süleymani'nin öldürüldüğü 8 Ocak'ta sabaha karşı ABD'nin Irak'ın Anbar vilayetinde bulunan Ayn el-Esed Hava Üssü ile Erbil'deki üssünü balistik füzelerle vurduğunu duyurdu. Devrim Muhafızları Ordusu "Şehit Süleymani'nin intikam operasyonu" şeklinde duyurulan saldırıya ABD'nin yanıt vermesi halinde, "çok daha sert ve ezici" karşılık verileceğini açıkladı.
Saldırıların ardından gözler Washington'a çevrildi. ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik Konseyi'ni topladı. Trump, daha sonra Twitter'dan yaptığı açıklamada, "İran'dan fırlatılan füzeler Irak'taki 2 askeri üssü hedef aldı. Zayiat ve hasar tespit çalışmaları yapılıyor. Şu ana kadar her şey yolunda." mesajını verdi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ise ABD askerlerinin kayıp vermediğini açıkladı. ABD'li yetkililerce daha sonra yapılan açıklamada, saldırıyla ilgili toplam 109 ABD askerine "travmatik beyin hasarı" teşhisi konulduğu belirtildi.
ABD'nin saldırılara karşılık vereceğine dair panikle Ukrayna uçağı vuruldu
Dünya bu olayı tartışırken 06.18'de Tahran İmam Humeyni Uluslararası Havalimanı'ndan Ukrayna'nın başkenti Kiev'e gitmek üzere havalanan Ukrayna Hava Yollarına ait Boeing 737 tipi yolcu uçağı, kalkıştan kısa süre sonra düştü. Uçakta bulunan 176 kişilik yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadı. İranlı yetkililer önce düşüşün teknik arıza nedeniyle meydana geldiğini ve İran güvenlik güçlerinin uçağı füze ile vurmuş olabileceğine dair iddiaları reddetti. İran Genelkurmay Başkanlığı, 11 Ocak'ta yolcu uçağının hava savunma sistemleri tarafından "yanlışlıkla" düşürüldüğünü itiraf etti.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade ise hava savunma sistemleri tarafından düşürülen Ukrayna uçağının radarda cruise (seyir) füzesi olarak algılandığını söyledi. Bir çoğu Kanada vatandaşı olan 176 yolcu taşıyan uçağın vurulması İran'da ve ülke dışında büyük tepkiyle karşılanırken Tahran yönetimini zor durumda bıraktı.
İran-ABD arasındaki savaş ihtimali devam ediyor
İran için suikastın ardından savaş endişeleriyle başlayan 2020 yılı savaş tehditleriyle sona erdi. Tahran'ın veya bölgedeki milis güçlerin Süleymani suikastının yıl dönümünde ABD güçlerine yönelik saldırılar düzenleyeceğine dair istihbarat üzerine Washington yönetimi bölgeye ağır bombardıman uçakları ve donanma güçlerini sevketti. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise ABD yönetimini "savaş bahanesi üretmek için komplolar kurmakla" suçladı.
ABD'de başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden döneminde İran ile ABD arasındaki gerginliğin azalması bekleniyor ancak 20 Ocak'ta Beyaz Saray'dan ayrılacak olan ABD Başkanı Trump'ın görev süresi sona ermeden İran'ın nükleer ve askeri tesislerine saldırı düzenleyebileceğine dair endişeler İran'da ve uluslararası medyada yer buluyor.