Sudan'daki mülteci krizi giderek daha da kötü bir hal alıyor
Sudan, 2023 Nisan ayı ortasından bu yana Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan komutasındaki ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor. BM'ye göre, dünyanın en büyük yerinden edilme krizinin yaşandığı Sudan’daki çatışmalar sonucu 13 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 6 milyon kişi ülke içinde başka şehirlere, 1,7 milyon kişi çevre ülkelere kaçtı.
Son 10 ayda binlerce insan Sudan'daki iç savaştan kaçarak Güney Sudan sınırındaki Renk kasabasına sığındı.
- Nisan 2023'ten bu yana en az 541.888 kişi savaş nedeniyle yer değiştirmek zorunda kaldı. Sadece aralık ayında, BM kuruluşları 71.757 yeni kişiyi kaydetti; bu, geçen yılın herhangi bir ayına göre en yüksek yeni gelen sayısını oluşturmaktaydı.
Bunların yaklaşık yüzde 18'i Sudanlı, yüzde 81'i ise Güney Sudanlı. Güney Sudanlılar, ülke 2013 ile 2020 arasında kendi iç savaşını yaşadığında muhtemelen Güney Sudan'ı terk etti. Sudan'daki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile Sudan ordusu arasındaki savaş nedeniyle geri dönmek zorunda kaldılar.
Mülteciler için yaşam, ölüm ve korkunun iç içe geçtiği Renk'te koşullar iç karartıcı. Her geçen gün artan mültecilerin sayısı nedeniyle mülteci kampları ve kalacak güvenli bölgeler aşırı kalabalık oluyor. Yalnızca 4 bin kişiyi ağırlamaya hazırlanan Transit Merkezi’nde şu anda 23 binden fazla kişi barınıyor.
- 200 kişinin aynı tuvaleti paylaştığı bölgede temizlik hizmetleri de yetersiz kalıyor. Kolera, kızamık ve ciddi yetersiz beslenme vakaları artıyor.
Yardım kuruluşları, günlerce az yiyecek ve su ile yürümekten bitkin düşen ve travma yaşayan ailelerin acil ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Transit Merkezi’ne vardıklarında bile onlara yetecek kadar yiyecek ve temiz su bulunmuyor. Daha fazla barınağa, ilaca ve temel malzemeye şiddetle ihtiyaç duyuluyor.
13 yaşındaki Nyasebit, çatışmalar başladığında başkent Hartum'u terk etti. Annesi silahlı çatışmalarda öldürülünce, iki küçük erkek kardeşini Renk'e götürmek zorunda kaldı. “Hartum'dan Renk'e varmak yedi gün sürdü. Çok acı vericiydi ve birçok zorlukla karşılaştık. Oğlanların ayakkabıları yoktu ve küçük olanı taşımak zorundaydık” diyor.
Renk'te ailesini bulabilen ender nadir çocuklardan biri olan çocuklar, Plan International'ın sağladığı 8 barınaktan birinde halaları tarafından bakılıyor. Örgüt, Renk'e gelen refakatsiz çocuk ve ergen kız sayısının endişe verici olduğunu, özellikle de bu grupların cinsel sömürü ve istismar açısından en yüksek risk altında olduğunu söylüyor.
Her gün Renk'e gelen mültecilerin sayısı gidenlerden daha fazla. Bu bölgeden gidenlerin çoğu başkent Juba'ya veya 10 saatlik otobüs yolculuğu mesafesindeki Maban'daki mülteci kamplarına ulaşmayı hedefliyor. Şu ana kadar Maban'a 20 binden fazla insan geldi ve son aylarda sayılarda artış yaşandı.
Bu durum, yeni gelenlere yönelik mevcut sağlık hizmetlerine ilişkin endişeleri artırıyor. Bölgede mültecilere hizmet sağlayan tek kuruluş, sıtma ve kızamıktan kaynaklanan enfeksiyonların sayısının yüksek olduğu konusunda uyarıda bulunan Relief International. Yardım görevlileri halka hayat kurtaran aşılar ve ilaçlar sağlıyor olsa da, gelenlerin sayısındaki artışla başa çıkabilmek için acilen daha fazlasına ihtiyaç duyuluyor.
Dewi Osman'ın ailesi Sudan'dan kaçtı, o ise karısını ve çocuklarını beslemek için mahsul toplamak üzere geride kaldı. Yolculuk o kadar tehlikeliydi ki, çoğu zaman hareket eden her şeye ateş eden silahlı savaşçılar tarafından fark edilme korkusuyla hiçbir şey pişiremiyordu.
Sonunda o kadar zayıfladı ki ekinleri yol kenarında bırakmak zorunda kaldı. Ailenin Relief International'dan tıbbi ve beslenme desteği aldığı Maban'da çocuklarıyla yeniden bir araya geldi.
Kaynak: Al Jazeera