Sineklik Olayı

Sineklik ile atılan bir tokat, Fransa'nın Cezayir'i işgal etmesine sebep olmuştu.
Sineklik ile atılan bir tokat, Fransa'nın Cezayir'i işgal etmesine sebep olmuştu.

29 Nisan 1827 yılında Cezayir hükümdarı Hüseyin Dayı ve Fransız Konsolos Pierre Deval, Fransa'nın Cezayir'e olan borçları konusunda bir tartışmaya girdi. Tartışma, Hüseyin Dayı'n elindeki sineklik ile Pierre Deval'e vurmasıyla son buldu. Yaşanan bu olay, 1830'da Cezayir'in Fransızlar tarafından işgaline giden süreci tetikledi.

Tam 197 yıl önce bugün, 29 Nisan 1827’de, Osmanlı İmparatorluğu’na tâbi olmakla birlikte büyük ölçüde özerk bir yönetim süren Cezayir hükümdarı Hüseyin Dayı, Fransız Konsolos Pierre Deval’i huzuruna kabul etmişti. İkili arasında, oldukça gerilimli bir görüşme gerçekleşti. Konu, Fransa’nın Cezayir’e olan birikmiş borçlarıydı.

Cezayir’in hükümdarı Hüseyin Dayı.
Cezayir’in hükümdarı Hüseyin Dayı.

Fransızlar, 1700’lerin sonundan itibaren buğday ihtiyaçlarını Cezayir’den karşılamaya başlamıştı. Cezayir piyasasında önemli etkileri bulunan iki Yahudi tüccar aile Bûşnak ve Bakrîler, Fransızlara buğday sağlıyordu. 1800’lerin ilk yarısına doğru, Fransızlar birikmiş borçlarını ödeme konusunda gevşeklik gösterdiler. 1818’de Cezayir’in yeni hükümdarı Hüseyin Dayı (bazı kaynaklarda “dey” şeklinde de geçen bu ünvan, Cezayir ve Tunuslu yerel yöneticilere verilen bir sıfattı) işbaşına geldiğinde, Fransızların Cezayir iç piyasasına olan borçları milyon franklarla ifade ediliyordu. Yahudi aileler, -tıpkı Osmanlı’daki Galata Bankerleri gibi- aynı zamanda devletle de alacak-verecek ilişkisi içindeydi. Hüseyin Dayı, Fransızların borçlarını ödemesinin, aynı zamanda Cezayir içindeki ekonomik dengelerin bozulmaması açısından da hayatî öneme sahip olduğunu fark etmişti. Bu nedenle, borçların kapatılması için Fransız hükümeti nezdinde girişimlere başladı, ancak herhangi bir ilerleme sağlanamadı.


Cezayir hükümdarı Hüseyin Dayı ve Fransız Konsolos Pierre Deval arasında başlayan Fransızların birikmiş borçları meselesi, basit bir sinekliğin bahanesiyle Cezayir'i işgale sürükleyecekti.
Cezayir hükümdarı Hüseyin Dayı ve Fransız Konsolos Pierre Deval arasında başlayan Fransızların birikmiş borçları meselesi, basit bir sinekliğin bahanesiyle Cezayir'i işgale sürükleyecekti.
  • Görüşme sırasında Konsolos Pierre Deval’i sıkıştıran Hüseyin Dayı, tatmin edici bir cevap alamayınca sinirlendi ve elindeki atkuyruğu sineklikle Deval’in yüzüne vurdu.

Konsolos daha sonra, Dayı’nın emriyle yaka-paça huzurdan çıkarıldı. Hüseyin Dayı, Konsolos’un İslâm ve Müslümanlar hakkındaki hakaretâmiz ve laubali yorumlarına da ayrıca öfkelenmişti. Fransa hükümeti, “Sineklik Olayı”nedeniyle Hüseyin Dayı’dan resmî özür talep etti. Dayı bunu reddedince, Fransızlar, Cezayir’e yönelik kapsamlı bir abluka başlattı.

Hüseyin Dayı, kendisinden beklenen resmî özür talebini yerine getirmediği için Fransızlar, Cezayir’e yönelik kapsamlı bir abluka başlattı.
Hüseyin Dayı, kendisinden beklenen resmî özür talebini yerine getirmediği için Fransızlar, Cezayir’e yönelik kapsamlı bir abluka başlattı.
  • Üç yıllık ablukanın ardından, 1830’da Fransız askerleri Cezayir’i işgal ederek, ülkeyi fiilen hâkimiyet altına aldı. 1834’te, Cezayir topraklarının tamamı Fransa’nın kontrolündeydi.

Fransızların Cezayir’i işgali sırasında on binlerce insan hayatını kaybetmiş, Müslümanlara ait dinî mekânlar ve ibadethaneler tahrip edilmiş, hatta mezarlıklar bile ortadan kaldırılmıştı. Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinden çiftçilerin ve işçilerin akın ettiği Cezayir’de, yerel halk ekonomik yönden de ciddi bir kayba uğramıştı.

Sineklik Olayı, Fransa'nın Cezayir'i işgal etmesinin yanı sıra bağımsızlıktan sonra bile Cezayir'in iç işlerine karışmasının bahanesi oldu.
Sineklik Olayı, Fransa'nın Cezayir'i işgal etmesinin yanı sıra bağımsızlıktan sonra bile Cezayir'in iç işlerine karışmasının bahanesi oldu.

Yirminci yüzyıla Fransız çizmesi altında giren Cezayir, uzun ve sancılı bir sürecin sonunda, İkinci Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte tam bağımsızlık için hareketlenmeye başladı. 8 Mayıs 1945’te Müslümanların özgürlük için düzenlediği ilk protestolar, yaklaşık 100 yıl önce Cezayir’de Fransızlara karşı bağımsızlık savaşını yürüten Emir Abdulkadir’in misyonunun devamı niteliğindeydi. Fransız askerlerinin kaba müdahalesiyle çatışmaya dönüşen protestolar, sonraki haftalarda on binlerce Müslüman’ın ölümüne yol açtı. Cezayir’in bağımsızlığına giden yol, artık açılmıştı.

Bağımsızlık sonrası Cezayir’in ilk devlet başkanı olacak Ahmed bin Bella (1916-2012) ve arkadaşları tarafından, 1954 sonbaharında Mısır’ın başkenti Kahire’de temelleri atılan Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN), bağımsızlık sürecine ayrı bir ivme kazandırdı. FLN’nin Fransız askerlerine ve Cezayir’deki Batılı sivil hedeflere yönelik saldırıları, çatışmaları tırmandırdı. Fransa, her saldırıya daha şiddetli bir karşı saldırıyla cevap verdi. Bağımsızlığa kadar devam eden şiddet olaylarında, çoğunluğu Fransız saldırılarında olmak üzere, yüz binlerce Cezayirli hayatını kaybedecekti.

Cezayir'deki Fransız işgaline karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin liderlerinden Ahmed bin Bella, Eylül 1963'te devlet başkanı seçildi.
Cezayir'deki Fransız işgaline karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin liderlerinden Ahmed bin Bella, Eylül 1963'te devlet başkanı seçildi.

1956’da Fas’ın Fransa’dan bağımsızlığını kazanması, 1958’de de Charles de Gaulle’ün Fransa cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle birlikte, Cezayir’in bağımsızlığı yönündeki talepler artık bastırılamaz hale geldi. De Gaulle, 1959’da, Cezayir’e artık “kendi kaderini tayin hakkı” tanınması gerektiğini resmen açıkladı. Artık geri dönülemez yola çoktan girilmişti. Ancak Fransız devleti içinde, Cezayir’i elden çıkarmamak gerektiğini savunanlar da vardı. Hatta 1961’in nisanında, bir grup general, Charles de Gaulle’ü devirmek için girişimde bile bulundu, fakat başarılı olamadılar.

  • Fransız hükümeti ve FLN temsilcileri arasında devam eden uzun müzakerelerin ardından, 1 Temmuz 1962’de düzenlenen referandumla Cezayir artık bağımsızlığına kavuştu.

Fakat sonraki süreçte Cezayir’deki Fransa etkisi azalmadan sürecek, Fransızlar eski sömürgelerinin iç işlerine karışmayı sürdürecekti.

İşte, bir sineklik ve Cezayir’e ettiği…