Sahipsiz "Filistin'i Bölüşmek"
İsrail’in kuruluşu sırasında Arap cephesindeki duruma ışık tutan çalışmalarıyla bilinen Avi Shlaim’in çarpıcı kitabı “Filistin’i Bölüşmek” Ürdün’le İsrail arasındaki gizli pazarlıkları, görüşme ve yazışmaları gözler önüne seriyor. 20 Temmuz 1951’de Mescid-i Aksâ’da bir Filistinlinin kurşunlarına kurban giden Ürdün’ün ilk kralı Abdullah bin Hüseyin’in siyasî çizgisi ve minik krallığını üzerine bina ettiği politik anlayış, kitapta ayrıntılı bir şekilde tasvir ediliyor.
İsrail’de, kendi devletlerinin ortaya koyduğu resmi tarih tezleriyle savaşan bir grup akademisyen var. Bunlara “Yeni Tarihçiler” deniyor kısaca. İsrail’in kuruluş sürecinin, hiç de öyle devletin iddia ettiği gibi kolayca ve gönüllüce gerçekleşmediğini savunan bu tarihçilere göre, Siyonist ideolojinin “Arapların kendiliklerinden çıktıkları bölgelere Yahudiler yerleşti. Birçok yerde, sahipsiz topraklar ve köyler bulundu” şeklindeki dayatması kocaman bir yalandan ibaret. Böylesine bir karşı duruşu, İsrail’in içinden çıkan Yahudi akademisyenlerin sergiliyor oluşu, ayrıca önemli ve kıymetli elbette.
Prof. Dr. Avi Shlaim, “Yeni Tarihçiler” ekolünün en üretken ve dikkat çekici isimlerinden biri. Özellikle İsrail’in kuruluşu sırasında Arap cephesindeki duruma ışık tutan çalışmalarıyla bilinen Shlaim’in çarpıcı kitabı “Filistin’i Bölüşmek”, dilimize kazandırıldı. Muttalip Tütüncü’nün akıcı Türkçesiyle tercüme edilen kitap, Ürdün’le İsrail arasındaki gizli pazarlıkları, görüşme ve yazışmaları gözler önüne seriyor. 20 Temmuz 1951’de Mescid-i Aksâ’da bir Filistinlinin kurşunlarına kurban giden Ürdün’ün ilk kralı Abdullah bin Hüseyin’in siyasî çizgisi ve minik krallığını üzerine bina ettiği politik anlayış, kitapta ayrıntılı bir şekilde tasvir ediliyor.
Kitapta altı kalın şekilde çizilen en acı gerçek, hiç şüphesiz, Filistin’in İslâm dünyasında sahipsiz ve kimsesiz bırakılması. Filistin meselesi geçtiğimiz asrın ilk yarısında düğümlenmeye başlarken, İslâm dünyasının bu konuda net bir tavır alamamasının arkasında da tamamen bu sahiplenmeme tavrı bulunuyor.
Shlaim, tarafların gösterdiği davranış biçimlerinden örnekler vererek, Müslümanların “Filistin davası”na nerden baktığını da izah ediyor.
“Filistin’i Bölüşmek”, yakın tarihin belli bir dönemini konu ediniyor görünse de, Ürdün’ün bölge politikası hâlâ aynı minvalde devam ettiği için, aslında günümüze de yol gösteriyor. Bugün Ortadoğu’da ve İslâm dünyasında bazı adımların neden atıldığını, bazılarınınsa neden atılmadığını net bir şekilde kavrayabilmek için, Shlaim’in önümüze serdiği tabloya dikkatle bakmakta fayda var.