Razgrad Olayları
Razgrad Olayları, Bulgaristan'ın Razgrad şehrindeki Türk Mezarlığı’nın 14 Nisan gecesi, Rodna Zaştita adlı gözü dönmüş 200 Bulgar tarafından parçalanıp cesetlerin mezarlarından çıkarılmasıyla başlayan ve bu vandalizmi protesto etmek için 20 Nisan 1933'te İstanbul’da karşılık bulan protesto gösterileriyle devam eden sürece verilen isimdir.
Bulgaristan Müslüman Türklerinin, 1989’daki zorunlu göç faaliyetlerinin kırk yıl ardından, 1930’lardaki ahvali de iyileşmiş değildi. Siyasî hakları gözetilmeyen, canlarından endişe duyan Müslüman Türklere yapılan baskılar, sindirme ve göç ettirme politikaları dinî, sosyal ve kültürel olmak üzere birçok alanda baş gösteriyor, dahası cezasız kalıyordu.
Bulgarların yine "millî damarlarının" kabardığı bir gün, 1933 senesinin 14 Nisan’ında, (Bazı kaynaklarda bu tarihin 16, 17 veya 20 Nisan olduğu yazsa da, arşiv belgeleri, olayın 14 Nisan’ı 15 Nisan’a bağlayan gece gerçekleştiğini belirtmektedir.) Bulgaristan’da Müslüman Türklerin yoğun olarak yaşadığı Deliorman bölgesinin Razgrad şehrinde bulunan Türk Mezarlığı, Rodna Zaştita (Vatan Savunması) adlı örgüte bağlı Bulgar eylemciler tarafından vahşi bir şekilde saldırıya uğradı.
- Gözü dönmüş 200 Bulgar önce mezarlığın etrafındaki tel örgüleri keserek içeriye girmiş, ardından kabristan bekçisinin evini yakmıştı. Bununla da hızını alamayan Bulgarlar, ellerindeki balyoz ve baltalarla mezar taşlarını kırarak parçalamış, mezarlarından çıkardıkları ceset ve kemikleri etrafa saçıp kaçmışlardı.
Sebebi belirlenemeyen bu olay, Bulgaristan’da ve peşine Türkiye’de kısa sürede büyük yankı uyandırdı ve bir grup Bulgar’ın yürüttüğü çirkin bir eylem olmaktan uluslararası diplomatik bir soruna dönüştü.
Daha sonra Bulgar yetkililerce yapılan açıklamada, Türk Mezarlığı’nın Razgrad’ta yapılması planlanan bir park için istimlak edilen arazinin içerisinde bulunduğu, ancak Müslüman Türklerin bölgeyi boşaltma kararına uymayarak kabristan olarak kullanmaya devam etmeleri üzerine bir grup Bulgar’ın, “istimlak kararını hızlandırmak” için bu eylemi gerçekleştirdiği söylendi.
Saldırı, İstanbul'da öfkeyle karşılandı
Politik olarak geçiştirilmeye çalışılan saldırı Türk kamuoyunda öfkeyle karşılanmış, Bulgarların daha evvel yaptıkları zulümler hafızalarda canlanmıştı.
Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) başta olmak üzere hadise Türk gençliği üzerinde de büyük bir öfkeye sebep oldu. Bu çirkin eyleme tepki için MTTB Başkanı Ahmed Tevfik İleri, bir protesto organize ettiyse de talebi resmî makamlarca kabul görmedi.
20 Nisan 1933’te, birçoğu Darülfünun öğrencilerinden müteşekkil bir grup öğrenci, Maçka’daki Bulgar Konsolosluğu’nun önünde toplandı. Grup, konsolosluk önünde yapılan konuşmanın ardından Feriköy’deki Bulgar Mezarlığı’na gitti ve İleri’nin öncülüğünde mezarların başına çelenk bıraktı, kabirlerin üzerine çiçekler serpti.
Gençler, kolluk kuvvetlerinin ihtarlarına uymamak ve izinsiz gösteri yapmakla suçlanınca buradaki sessiz olaylar büyüdü, gösteride 23'ü tutuklanan 80 öğrenci gözaltına alındı. (Öğrenciler ancak 15 Kasım 1933'te çıkarılan genel afla serbest bırakıldılar.)
İleri'nin burada sarf ettiği “Biz ölülere hakaret değil, hürmet ederiz” sözü, iki milletin olaylara ne kadar farklı baktığını özetler nitelikteydi.