Osmanlının Kudüs'teki hayır kapısı: Haseki Sultan İmarethanesi

Haseki Sultan İmarethanesi, yaklaşık 5 asırdır Kudüs'ün yoksullarını doyuruyor.
Haseki Sultan İmarethanesi, yaklaşık 5 asırdır Kudüs'ün yoksullarını doyuruyor.

Osmanlı padişahlarının yanı sıra hanedanın hanım üyeleri de Kudüs’te hayır kurumları inşa ettirmişlerdir. Haseki Hürrem Sultan, 1552’de Kudüs’ün manzarasını şekillendiren Filistin’in en büyük imaretini, Haseki Sultan İmarethanesi’ni yaptırmıştır. Günümüzde hâlâ ayakta duran imarethane, bölge halkına karşılıksız aş dağıtmak, gençlere meslekî eğitim vermek gibi işlevlerini devam ettirmektedir. Haseki Sultan İmarethanesi Müdürü Bessam Ebu Lubde ise, "Tekkeye girenin kim olduğunu, fakir mi zengin mi olduğunu sormuyoruz. Yemek dağıtılmakla bereketleniyor. Bazen tekkeye gayrimüslimler de geliyor ama biz kimseyi geri çevirmiyoruz ve herkese yemek veriyoruz." diyor.

  • Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan'ın 1552'de Mescid-i Aksâ'nın Meclis Kapısı'na 100 metre mesafede yaptırdığı Haseki Sultan İmarethanesi/Tekkesi, asırlara meydan okuyarak varlığını sürdürüyor.

Osmanlı Devleti'nin "kapanmayan hayır kapısı" olarak nitelenen tekkede yıl boyunca ihtiyaç sahibi ailelere yemek hazırlanıp, ücretsiz dağıtılıyor. Özellikle Ramazan ayında tekkeye gelenlerin sayısında her zaman genel bir artış yaşanıyor.

Filistinli tarihçi Arif el-Arif'in Kudüs Tarihinde Ayrıntılar isimli kitabında, "Türklerin Kudüs'te yaptırdığı en güzel hayır yerlerinden biri" olarak bahsettiği tekkenin giderlerinin İsrail'in kurulduğu 1948 yılından önce Osmanlı Devleti'nin vakfettiği dükkânlardan karşılandığını belirtiyor.

Haseki Sultan İmarethanesiMüdürü Bessam Ebu Lubde yaptığı açıklamada, Filistin'de birçok vakıf gelirinin bu tekkeye tahsis edildiğine işaret ederek şöyle dedi:

"Kudüs surlarını inşa eden de Kanuni Sultan Süleyman'dır. Osmanlı Devleti'nin Filistin’de ve özellikle Kudüs'te köklü bir tarihi olduğunu unutmamalıyız."

"Ramazan ayı boyunca ve yılın her günü Kudüs'teki ihtiyaç sahibi ailelere yemek dağıtılıyor. Ancak, İsrail'in Gazze'de Filistin halkına yönelik soykırımı sonrası Kudüs’ün ekonomik, siyasî ve sosyal durumu çok kötüleşti." diyen Ebu Lubde, İsrail'in abluka, kontrol noktaları ve sıkı tedbirlerine rağmen direnmeye devam ettiklerini belirtti.

Mescid-i Aksâ'ya vakfedilmiş bir vakıf

Haseki Sultan İmarethanesiMüdürü Ebu Lubde, giderleri Hürrem Sultan tarafından vakfedilen malların gelirlerinden karşılanan tekkenin Ürdün Vakıflar, İslâmî İşler ve Mukaddesat Bakanlığı'na bağlı Kudüs İslâmî Vakıflar İdaresi tarafından denetlendiğini kaydetti.

Tekkenin bilhassa Ramazan ayında Kudüs'teki yoksul aileler için önemine dikkati çeken Ebu Lubde, "Yıl boyunca ihtiyaç sahibi 50 ila 70 aileye günlük yiyecek sağlıyoruz. Ramazan ayında bu miktarı kat be kat artırıyoruz." diye konuştu.

Ebu Lubde, "Sabah ailelere, öğleden sonra Mescid-i Aksâ'nın ziyaretçilerine, akşam ise Mescid-i Aksâ imamları ve muhafızları dahil tüm birimlere yemek hazırlıyoruz." bilgisini paylaştı.

Ramazan ayında ikindi vakti yemek dağıtımı yaptıklarını ifade eden Ebu Lubde, yemek için gelenlerin kaşık ve çatallarıyla tekkeye geldiğini aktardı.

Kudüs'te yoksul Filistinlilerin sığınağı

  • Doğu Kudüs'te sayıları 390 bin olduğu tahmin edilen Filistinlilerin yüzde 80'den fazlası, yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
  • İhtiyaç sahibi Filistinliler, şehirde hayatlarını devam ettirebilmek için sosyal yardım kuruluşlarına yöneliyor.

Ebu Lubde, "Kudüs'te onurlu ve gururlu aileleri korumak ve hayatlarının bir bölümünde onlara yardımcı olmak için burada görev yapıyoruz. Bu, Kudüs'te bizi birbirimize bağlayan bir bağ." dedi.

Tekkedeki yemek dağıtımında kendilerine özgü üsluba dikkati çeken Ebu Lubde, "Tekkeye girenin kim olduğunu, fakir mi zengin mi olduğunu sormuyoruz. Yemek dağıtılmakla bereketleniyor. Bazen tekkeye gayrimüslimler de geliyor ama biz kimseyi geri çevirmiyoruz ve herkese yemek veriyoruz." diye konuştu.

Ebu Lubde, "Ramazan ayında Mescid-i Aksâ'da ibadet edenlerin sayısı artıyor. Bu sebeple herkese yemek verebilmek için miktarları iki veya üç katına çıkarıyoruz. Yemeğin türünü de değiştirmiyoruz, tekkeye gelen herkese et, tavuk ve pilav vermeye devam ediyoruz." ifadelerini sözlerine ekledi.