Orta Avrupa’dan Kudüs’e sıra dışı bir hayat: Muhammed Esed
Dindar bir Yahudi ailede yetişen Muhammed Esed'in Müslüman olmadan önceki ismi Leopold Weiss idi. Esed 22 yaşındayken ihtida hikâyesinin ilk durağı sayılan Kudüs’e doğru ilk çağrı geldi kendisine. Kudüs’e geldiğinde Esed'i Müslümanların günlük hayatlarına İslâm’ın ne derece sirayet ettiğini görmek çok etkiledi. Kudüs’teki çalışmalarını bitirdikten Berlin’e dönen ve burada Elsa ismindeki bir hanımla evlenen Esed, bir gün Berlin metrosunda eşi Elsa ile beraberken herkesin derin ve gizli bir acıyla hayatlarını sürdürdüğünü düşündü. Duyduğu bu üzüntüyü Elsa ile paylaştı ve Elsa’dan gelen cevap hayatının dönüm noktası oldu onun için; Bir cehennem azabı çekiyorlar sanki. Acaba kendileri bunun farkında mı? Bu halet-i ruhiye ile eve döndüklerinde masasında araştırma yapmak için duran Kur’ân’a gözü takıldı. Karşısına Tekasür Suresi’nin 1-8. ayetleri çıktı. Metroda yaşadıklarının tam karşılığı olarak gördü bu ayetleri. Bu hadiseden kısa bir süre sonra Elsa ile beraber Berlin’deki küçük bir Müslüman cemaatinin başkanının huzurunda Müslüman oldu.
Mekke’ye Giden Yol isimli kitabıyla bizleri alışılmışın dışında bir sefere çıkaran isim Muhammed Esed.
1900 yılında, o dönemde Avusturya-Macaristan topraklarına bağlı bir eyalet olan Galiçya’da dünyaya geldi. Müslüman olmadan önceki ismi Leopold Weiss idi ve Yahudi bir ailenin üç çocuğundan birisiydi. Dedesi matematik ve fizikte uzmanlığı bulunan ve astronomiye çok ilgi gösteren satranç ustası bir hahamdı.
- Böylesine dindar bir Yahudi ailede yetiştiği için çok sıkı bir din eğitimi ile beraber Aramice ve İbraniceyi iyi derecede öğrendi. Hatta bu sayede Tevrat’ı orijinal dilinde dinleme fırsatı bile buldu.
Başta dedesi olmak üzere ailesinin diğer üyeleri Muhammed Esed’in haham olarak yetişmesini istiyordu ancak o bunun dışında hangi alanda kariyer yapmak istese, başarısız oldu. 14 yaşındayken radikal bir kararla Avusturya’da orduya katılmak için evden kaçtı, fakat dört yıl sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yıkıldı.
Ardından sanat tarihi ve eğitim felsefesi alanlarında çalışma yapmak için Viyana’da üniversiteye devam ettiyse de bu alanın kendisine uygun olmadığına karar verdi. Dönemin ünlü felsefecileri Freud, Alfred Adler ve Ludwig Wittgenstein gibi isimlerin kendi entelektüel dünyasını tatmin etmek için yeterli görmedi hiçbir zaman.
20 yaşındayken Viyana’yı terk edip Berlin’e yerleşti. Burada bir ajansta istihbarat servisinde telefon görevlisi olarak çalıştı. Rusya’daki sefalet için gizlice yardım toplamak amacıyla Berlin’e gelen Madam Gorky ile röportaj yapınca ajansın bültenlerinde yer almayı başardı ve muhabirliğe terfi etti.
22 yaşındayken ihtida hikâyesinin ilk durağı sayılan Kudüs’e doğru ilk çağrı geldi kendisine. Kudüs’te yaşayan dayısından bir davet alınca ani bir kararla Karadeniz üzerinden İskenderiye’ye, oradan da trenle Kudüs’e gitti.
Burada çeşitli Siyonizm yanlılarıyla tanıştı ve Siyonizm’i gayriahlaki bulduğunu ifade etti her seferinde.
Henüz Muhammed Esed ismini almamış olan Leopold Weiss, Kudüs’e geldiğinde Araplar ve Müslümanlar hakkındaki görüşlerini tekrar gözden geçirdi. Müslümanların günlük hayatlarına İslâm’ın ne derece sirayet ettiğini görünce bu durum onu çok etkiledi.
Sonbahar yaklaştığında Kudüs’teki çalışmalarını bitirdikten sonra yeniden Berlin’e döndü ve burada Elsa ismindeki bir hanımla evlendi. Dönüşünü Bursa, İstanbul, Sofya, Belgrad ve Frankfurt üzerinden tamamladı. Bu süreçte yaşadıklarını “Doğu’nun Romantik Olmayan Yüzü” adlı kitabında bir araya getirdi. Filistin’i tanıtmaya başladığı ilk kitabı oldu bu aynı zamanda.
Bir gün Berlin metrosunda eşi Elsa ile beraberken insanların yüzlerini seyretmeye başladılar. Muhammed Esed herkesin derin ve gizli bir acıyla hayatlarını sürdürdüğünü düşündü. Duyduğu bu üzüntüyü Elsa ile paylaştı ve Elsa’dan gelen cevap hayatının dönüm noktası oldu onun için;
Bir cehennem azabı çekiyorlar sanki. Acaba kendileri bunun farkında mı?
- Bu halet-i ruhiye ile eve döndüklerinde masasında araştırma yapmak için açık bulundurduğu Kur’ân’a gözü takıldı. Karşısına Tekasür Suresi’nin 1-8. ayetleri çıktı. Metroda yaşadıklarının tam karşılığı olarak gördü bu ayetleri. Bu hadiseden kısa bir süre sonra Elsa ile beraber Berlin’deki küçük bir Müslüman cemaatinin başkanının huzurunda Müslüman oldu. Hz. Peygamber’e hürmeten “Muhammed” ismini, aslan anlamına gelen “Esed” soy ismini aldı.
Müslüman oluşunun ardından 27 yaşında Elsa ve onun 6 yaşındaki oğlu ile beraber Mekke’ye doğru yola çıktılar. Deniz yoluyla Cidde’ye, oradan da kara yoluyla Mekke’ye ulaştıktan dokuz gün sonra Elsa rahatsızlandı ve ardından vefat etti. Muhammed Esed aynı yıl içerisinde Kral Abdulaziz ile tanıştı ve bir süre sonra Medine’ye yerleşerek tarih ve tefsir çalışmaya başladı.
1932 yılı Arabistan’daki son yılı oldu. Pakistan’a doğru yola çıkan Esed burada Muhammed İkbal ile tanıştı. Karşılıklı birbirlerinden çokça istifade ettiler fakat İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından burada çok fazla kalamadı.
1952 yılında Birleşmiş Milletler’de Pakistan’ı temsil etmek üzere New York’a gitti ve kısa bir süre sonra “Mekke’ye Giden Yol” kitabını yazmak için bu vazifesinden de ayrıldı. Bu eseri 1954 yılında basıldı. Ardından İspanya’ya geçti ve 1992 yılında İspanya’da vefat etti.
Mezarı İspanya’nın Granada şehrinde bulunuyor. Endülüs’e tur düzenleyen şirketler, gidilmesi gereken yerlere mutlaka Muhammed Esed’in kabrinin bulunduğu mezarlığı da eklemeli.