Nijerya'nın 5 asırlık boya kuyuları
Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'nın Kano Eyaleti'nde kumaşlar, "Kofar Mata" boya kuyularında, geleneksel yöntemlerle renklendiriliyor. Beş asırı aşkın süredir değişmeyen geleneksel yöntemle önce "İndigo" ağacından elde edilen boya yüzyıllık kuyularda, içerisine kül ve bazı katkı maddeleri eklenerek birkaç ay mayalanmaya bırakılıyor. Daha sonra boyanacak kumaşlar, mavinin her tonunu içeren kuyulara batırılıp kurutma işlemine tabi tutuluyor.
Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da üretilen kumaşlar, 526 yıldır geleneksel olarak aynı teknikle "dye pit" olarak isimlendirilen boya kuyularında renklendiriliyor.
Mavinin her tonunu içeren ve yüzyıllardır zamana direnerek boyanan çivit boyalı gök mavisi kumaşlar unutulmaya yüz tutmuş durumda.
Kano şehrinin en meşhurlarından Kofar Mata boya kuyuları zamana direnen son boyama merkezleri arasında yer alıyor.
Nijeryalı Malik Kabara, tarihî boya kuyularıyla ilgili, geçmişte şehrin ana gelir kapılarından olan boya çukurlarından yüzlercesinin faaliyet gösterdiğini ancak hâlihazırdaki durumun değiştiğini dile getiriyor.
Kabara, "Eskiden bu gördüğünüz mavi elbiseleri herkes giyebiliyordu ama bugün çok fazla kullanılmıyor ve bazı evlerde dekorasyon malzemesi olarak kullanılıyor." şeklinde konuşuyor.
5 asırdır aynı mayalama yöntemi kullanılıyor
- 1498'de Kano'da kurulan "Kofar Mata" boya çukurları, Sahra Altı Afrika'daki tüccar ve gezginleri Batı Afrika'nın en önemli ticarî merkezlerinden Kano'ya çekmek için inşa edildi.
526 yıllık değişmeyen geleneksel yöntemle önce indigo ağacından elde edilen boya, yüzyıllık kuyularda, içerisine kül ve bazı katkı maddeleri eklenerek birkaç aylık sürede mayalanıyor.
Bu kumaşların, anavatanı Hindistan-Asya olan "indigo" bitkisinden elde edildiğini aktaran Kabara, şu ifadeleri kullanıyor:
Bu boya, indigo bitkisi ve küllerin harmanlanarak kuyularda belli bir süre mayalanmasıyla elde ediliyor. Çivit boyasının oluşması için en az 1 hafta mayalanma süreci alıyor. Daha sonra kuyularda mayalanan boyanın içine, gördüğünüz bu kumaşlar batırılarak renklendiriliyor.
Desen verilerek hazırlanan kumaşlar son olarak ağaçtan yapılmış çekiçlerle dövülerek yumuşatılıyor ve giyilip yeniden yıkandıktan sonra ütülenmeye gerek kalmadan kendi kendine düzleşiyor.
Üretilen kumaşlardan elbise, başörtüsü veya sofra örtüsü dikilebiliyor.
- Libya ve Senegal'de üretilen boyalarda kimyasal madde kullanılırken, buradaki boya çukurlarından sadece indigo (çivit) boyası kullanılıyor.
Kabara, kuyulardaki mayanlanmış çivit boyasının bölge halkı tarafından şifalı sıvı olarak da bilindiğini ve tüketildiğini dile getiriyor.
- Çivit boyalı mavi kumaşlar yüzyıllar önce Sahra Çölü'nü bir uçtan bir uca dolaşan Tuaregler tarafından Afrika'ya tanıtıldığı gibi modern zamanda da Sahra Altı Afrika'yı dolaşan tüccar ve seyyahlar tarafından da dünyaya tanıtıldı.
Hausalardan başka Sahra Atlı Afrika'da gök mavisi kumaşları kullanan Tuaregler "çölün mavi adamları" olarak da biliniyor.
Gök mavisi kumaşlar, sağlık ve bilgeliğin sembolü
Kano'da yüzyıllar önce üretilmeye başlanan çivit renkli gök mavisi kumaşlar, sağlık ve bilgeliğin sembolü olarak kabul ediliyor.
Nijeryalı Kabara, "Bu kumaşlar tarihî ve kültürel semboller içeriyor. Birbirinden farklı desenlerin kullanıldığı kumaşların çizimlerinde Hausa emirlikleri, emirin gücü, ayın gölgesi ile sağlık, eğitim ve gücü simgeleyen halka gibi tasarımlar resmediliyor." diyor.
5 asırlık gelenek, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
Nijeryalı bazı zanaatçılar tarafından devam ettirilmeye çalışılan gelenek, fabrikalaşma ve ucuz Çin malları nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Bazı Nijeryalı geleneksel üreticiler Çin mallarının piyasaya girmesiyle düşük kaliteli ürünlerin ucuz fiyata satıldığını ve bunun da kendi emeklerine gölge düşürdüğünü dile getiriyor. Bu nedenle son 20 yılda sadece Kano'da yaklaşık 20 tekstil fabrikası kapanmak zorunda kalmış.
Geleneksel yollarla yüzyıllardır kumaş boyayan ustalar, federal hükümet ve eyalet yönetiminden destek isteyerek çivit kumaşlarının dünya genelinde tanıtılmasını talep ediyor.
Bazı boya çukurları ise maliyeti ucuz, elektrik ihtiyacı gerektirmeyen ve bazı önemli müşterilere sahip olduğu için rekabete dayanabiliyor ve hâlâ ayakta durabiliyor.
Tüm zorluklara rağmen Mali Togo, Nijer, Senegal gibi Afrika ülkelerinin yanı sıra bazı Asya ve Avrupa ülkelerinden de siparişler gelmesi bu geleneğin sürdürülmesine destek oluyor.