Myanmar'da 1 Şubat 2020 darbesiyle ordunun yönetime el koyması, onlarca yıldır mücadelelerini sürdüren etnik azınlıkların ordu karşıtlığı etrafında yeniden ve daha farklı şeklilerde örgütlenmesine sebebiyet verdi.
- Uluslararası Kriz Grubunun yayımladığı rapora göre, Myanmar'da ordu ile muhalifleri karşı karşıya getiren 1 Şubat askerî darbesi, ülkede çatışmaların şiddetlenmesine ve etnik güçlerin yeniden örgütlenmesine yol açtı.
Darbe sonrasında silahlı etnik gruplar ile 2016'da başlayan barış müzakereleri sona erdi. Bu durum, ordu karşıtlığı düşüncesi etrafında birleşen etnik gruplar arasında dayanışma duygusunu artırdı.
Söz konusu gruplar, darbenin ilk haftalarından itibaren ordu ve muhalifler arasındaki mücadelenin önemli unsuru olmaya başladı. Bazı gruplar darbe sonrası muhaliflerle iş birliği yapmaktan kaçınırken, bazıları bu gruplara askerî eğitim vererek dayanışmalarını sürdürdü.
Darbeden önceki dönemde etnik güçler ülke istikrarsızlığının bir parçası gibi görülürken darbe sonrası orduya karşı destek kuvvetleri gibi görülmeye başlandı.
Myanmar'da darbeyle başa geçen askerî yönetime karşı kurulan ve "sivil hükümet" olarak tanınan Ulusal Birlik Hükümeti (NUG) etnik grupları aynı çatı altında toplamaya çalıştı. NUG, destekleri karşılığında etnik gruplara, ülke yönetiminde daha adil şekilde temsil edilecekleri vaadinde bulundu.
Aralarında Kachin Bağımsızlık Ordusu, Karen Ulusal Birliği, Karen Ulusal İlerleme Partisi ve Chin Ulusal Cephesinin olduğu 4'ten fazla azınlık grubu NUG ile hükümet ortağı olmaya yanaştı, yarım düzine grup da NUG ile ilişki kurdu.
Kendisine karşı savaşan güçlerin sayı ve kapasitesinin artmasıyla cunta destekli Devlet İdari Konseyi, etnik azınlıkların orduya karşı herhangi bir ittifak içinde olmalarını engellemek için adımlar attı.
Öte yandan rapora göre, ordu karşıtı birlikler her geçen gün daha güçlü hale gelse de etnik grupların siyasî önceliklerinin farklılık göstermesi ve aralarındaki çıkar çatışmaları nedeniyle orduya karşı federal askerî birliğin kurulması olası görünmüyor.
Ancak muhalifler ve ordu arasındaki çatışmaların da yakın zamanda bitmesi uzak ihtimal olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle, uluslararası örgütlerin çabalarını, başarısızlıkla sonuçlanan bir barış sürecini desteklemekten ziyade savaşın yerel halk üzerindeki yıkıcı etkisini azaltmaya yönlendirmesi gerekiyor.
Etnik gruplar ile ateşkes süreci darbe ile son bulmuştu
Myanmar ordusu 2018'den bu yana etnik silahlı gruplardan Arakan Ordusu, Ta'ang Ulusal Özgürlük Ordusu, Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Karen Ulusal Birliği ve Kachin Bağımsızlık Ordusuile ateşkes imzalamış ve barış görüşmelerine başlamıştı.
1 Şubat 2020 askeri darbesinin ardından yönetimin değişmesi üzerine ateşkes sonlanmıştı.
Genelkurmay Başkanı ve Myanmar askeri yönetim lideri General Min Aung Hlaing, ülkedeki silahlı etnik gruplarla barış görüşmelerinin sürdürülmesi için 1 Nisan'da bir aylığına tek taraflı ateşkes ilan etmişti. Daha sonra ateşkesin 30 Haziran'a kadar uzatılmasına karar verilmişti.
Myanmar'daki askeri darbe
Myanmar ordusu, 2020'deki genel seçimde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasî gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat'ta yönetime el koymuştu. Ordu, ülkenin fiilî lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve1 yıllığına olağanüstü halilan etmişti.
Myanmar ordusunun darbe karşıtı protestocu ve isyancı gruplara silahlı müdahalesi sonucu bugüne kadar 902 kişi hayatını kaybetti, binlerce gösterici gözaltına alındı.
- Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşuna (AAPP) göre, ülkede darbeden bu yana yaklaşık 1400 kişi hayatını kaybetti, 10 bine yakın kişi gözaltına alındı.
Ülkede geniş katılımlı gösteriler sürerken üst düzey hükümet yetkililerinin, askeri mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.