Lübnan'da halkın yarısı yoksullukla dörtte biri açlıkla mücadele ediyor
Uzun yıllardan beri biriken kamu borcunun yanlış yönetildiği Lübnan tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Yerel para biriminin değer kaybı ve hayat pahalılığı ile mücadele eden ülkede yoksulluk oranı, 2 milyon 300 bin kişiyle yüzde 55'e yaklaşmışken bu oranın yarısını oluşturan bir milyon civarı Lübnanlı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Halkın yüzde 25'ini teşkil eden bu kesim temel ihtiyaç malzemelerine bile ulaşamıyor. Asgari ücretin 450 dolardan 75 dolara gerilediği ülkede gıda ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarında ise yüzde 200 artış yaşandı. Bu ürünlerin yüzde 10'u ise piyasada bulunamıyor.
Lübnan'da uzun yıllardan beri biriken kamu borcunun yanlış yönetilmesi sonucu yaşanan ekonomik kriz ve yerel para biriminin değer kaybı, halkın yarısını yoksullukla tehdit ediyor.
Ekonomik kriz ve yerel para biriminin dolar karşısındaki değer kaybının hayat pahalılığına yol açmaya devam ettiği Lübnan'da, devletin temel ihtiyaç ürünlerini sübvanse etme girişimlerine rağmen işsizlik ve yoksulluk artıyor.
Başkent Beyrut'ta faaliyet gösteren Uluslararası Veri Merkezi'nde araştırmacı Muhammed Şemseddin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik kriz ve yerel para birimi Lübnan lirasının değer kaybına işaret ederek, "Ülkedeki yoksulluk oranı, 2 milyon 300 bin kişiyle yüzde 55'e yaklaşmış durumda." dedi.
Bu oranın da yarısını oluşturan bir milyon civarı vatandaşın yoksulluk sınırının altında hayat mücadelesi verdiğine işaret eden Şemseddin, halkın yüzde 25'ini teşkil eden bu kesimin temel ihtiyaçlara bile ulaşamadığını söyledi.
Şemseddin, halkın yüzde 30'unu oluşturan bir milyon 300 bin kişinin ise yoksulluk sınırının üstünde hayata tutunduğunu aktararak, bu kesimin yaşamın temel ihtiyaçlarını elde edebildiği ancak konut gibi diğer ihtiyaçları konusunda sorun yaşadığını kaydetti.
Asgari ücret 450 dolardan 75 dolara düştü
Lübnanlı ekonomi uzmanı Batrik Mardini de ekonomik krizin asgari ücrete olan etkisine dikkati çekerek, "Asgari ücret, yerel para biriminin dolar karşısındaki değer kaybı nedeniyle 450 dolardan 75 dolara geriledi."
dedi.
- Bir Amerikan dolarının karaborsada 8 bin Lübnan lirasına denk geldiğinin, dolayısıyla yerel para biriminin yüzde 80 civarında değer kaybı yaşadığının altını çizen Mardini, "Sorun sadece Lübnan lirasındaki değer kaybında değil. Ekonomik durgunluğa girmiş durumdayız." diye konuştu.
Doların rekor seviyelerdeki yükselişiyle gıda ve akaryakıt ithalatında yaşanan krizlere de değinen Mardini, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Merkez Bankası, elektrik santrallerinde kullanmak üzere ithal edilen akaryakıtı sübvanse ediyor. Bu da Merkez Bankası'ndaki döviz rezervlerinin giderek eridiği anlamına geliyor. Öyle ki; Merkez Bankası'nın akaryakıt ithalatı için döviz bulamayacağı aşamaya kadar gidebilir."
Et sektöründe ithalat tamamen bitebilir
Et Esnaflar Sendikası Başkanı Joseph el-Habr, et sektörünün de diğer temel gıda maddelerinin çoğu gibi karaborsadaki kur odaklı ithalata dayalı olduğuna dikkati çekti.
Mevcut şartlarda et sektörünün en çok 25 gün daha direnebileceğini ifade eden Habr, "Karaborsadaki kur bu şekilde devam ederse et sektörü, şoklu et olsun veya canlı hayvan ithalatı olsun tamamıyla biter. Yıllık 25 bin ton et ithalatımız vardı ancak bu yıl bilemiyoruz." diye konuştu.
Lübnan'da doların karaborsadaki fahiş artışına bağlı olarak et fiyatlarının 4'e katlandığını ve artmaya devam ettiğini söyleyen Habr, mevcut krizden sektörün ciddi zarar ettiğini, hatta kasapların yüzde 35'inin kapandığı ve marketlerdeki et reyonlarının yüzde 20'sinin de kapanmasını beklediklerini kaydetti.
Temel ihtiyaç malzemelerinde yüzde 200 artış
Başkent Beyrut'ta market işleten Abdo Mukarzel ise mevcut ekonomik krizin gıda ve diğer temel ihtiyaç ürünlerine olan yansımalarına işaret ederek, "Ürünlerin fiyatlarında yüzde 200 artış yaşandı. Ürünlerin yüzde 10'u ise piyasada bulunamıyor artık." ifadelerini kullandı.
Fiyatların gittikçe arttığı ve temel ihtiyaçlardan sayılmayan bazı ürünlerin satışını bıraktığını söyleyen Mukarzel, daha çok müşterilerin temel ihtiyaçları olan süt, bakliyat ve konserve gibi ürünleri raflarında satışa sunduklarını belirtti.