KKTC'nin kuruluşunun 38. yıl dönümü kutlama ve törenleri yapılıyor
“Değişmeyen Rum zihniyetine göre; Kıbrıs Türk halkı Rum’a eşit değildir, Kıbrıs Türk halkı azınlıktır, egemenlik hakkı olamaz, devlet yönetiminde eşit haklara sahip olamaz. Bunları da kabul edemeyiz”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kuruluşunun 38. yıl dönümü törenlerle kutlanıyor.
Başkent Lefkoşa'daki ilk tören Atatürk Anıtı önünde düzenlendi. Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Önder Sennaroğlu, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, bakanlar, milletvekilleri, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığını temsilen Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, askeri erkan, kurum ve kuruluşların temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Tatar, Oktay ve Oramiral Özbal'ın Atatürk Anıtı'na çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.
Anıt Özel Defteri'ni imzalayan Tatar, deftere şunları yazdı:
- "Aziz Atatürk,
- Bugün Kıbrıs Türk halkının kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 38. kuruluş yıl dönümünde huzurunuzdayız. Kıbrıs Türk halkı Anadolu'da verilen milli mücadeleyi yakından takip etmiş, sizin ve yol arkadaşlarınızın her başarısında Kıbrıs Türk halkı da sevinmiştir. Yoktan var ettiğiniz Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türkleri için umut olmuştur. Cumhuriyet'in kurulmasıyla birlikte yapmış olduğunuz inkılapları Mehmet Remzi Okan'ın sahip olduğu Söz gazetesine göndermiş olduğunuz yeni harfleri basabilen matbaa sayesinde Kıbrıs Türk halkı yakından takip etmiş ve uygulamıştır. Kıbrıs Türkü'nün dert ve sorunlarını yakından takip ettiniz. Her daim Kıbrıs Türkü'ne sahip çıktınız. Bugün bunu Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanlığı arşivinden çıkan evraklardan daha net görebilmekteyiz. Bugün Kıbrıs Türk halkının eğitim düzeyi yüksek, sorgulayan ve özgürlüklerine sahip çıkan bir toplum ise bu sizin ilke ve inkılaplarınız sayesindedir. Sizlerin Anadolu'da verdiği bağımsızlık mücadelesi Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine olan inancı artırmıştır. Kıbrıs Türkü geçmişte nasıl bağımsızlığına, toprağına ve egemenliğine sahip çıkmışsa, bugün de o doğrultuda, o azimle, devletimize, toprağımıza ve egemenliğimize sahip çıkmaya devam edecektir."
- "Türkiye Cumhuriyeti’nin ahdi ve tarihi sorumluluğunu, bundan sonra da yerine getirme kararlılığımızı teyit ediyoruz"
Oktay da deftere şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 38'inci kuruluş yıl dönümünü, kardeşlerimizle gurur ve heyecanla kutluyoruz. Kıbrıs Türkü'nün hürriyet ve egemenlik mücadelesi sonucu, aziz şehitlerimizin canları ve kanları pahasına kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, müreffeh yarınlara emin adımlarla yürümektedir. Kıbrıs Türk halkının meşru mücadelesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin ahdi ve tarihi sorumluluğunu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yerine getirme kararlılığımızı manevi huzurunuzda bir kez daha teyit ediyoruz. Ruhunuz şad olsun."
Lefkoşa'daki kutlamalar Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'ndaki resmigeçitle devam ediyor.
“Kıbrıs’ta en az Rumlar kadar haklarımız vardır”
Tatar, “İngiliz Sömürge Yönetimi boyunca halkımız çok büyük baskılara maruz kalırken, Girit örneğinde olduğu gibi, Rumların Enosis hedefli saldırılarına uğradı. Rum zihniyetine göre Kıbrıs’ta Türklerin hiçbir hakkı yoktu. Ve bu zihniyet hala daha devam ediyor. Ama gerçek olan şudur ki; Kıbrıs’ta en az Rumlar kadar haklarımız vardır” ifadelerini kullandı.
“Savunmasız insanlarımız katledildi, pek çok şehitler verdik”
Adayı silah zoruyla Yunanistan’a ilhak edebilmek amacıyla 1955 yılında EOKA terör örgütünün faaliyete geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar,
“Şehirlerdeki Türk bölgeleri ile köylerimiz saldırılara uğradı. Savunmasız insanlarımız katledildi, pek çok şehitler verdik. Rum saldırılarına karşı halkımızı korumak ve savunmak amacıyla Türk Mukavemet Teşkilatı kurulurken, direniş tarihimizde de yeni bir dönem başlamış oldu. ‘Azınlık’ ve bu topraklarda ‘misafir’ olarak görülen halkımız, TMT öncülüğünde ve Anavatan Türkiye’nin desteğiyle verilen mücadele sonrasında, eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ulaştı. Ama ne var ki, Rum- Yunan liderliği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ‘Enosis’e sıçrama tahtası’ olarak görürken, Kıbrıs Türk halkını imha planı olarak bilinen Akritas Planı doğrultusunda da devlet olanakları kullanılarak, Rum silahlanması ile askeri örgütlenmesi başlıyordu”
dedi.
“103 köyümüz yakılıp yıkılırken on binlerce insanımız göç yollarına düştü”
Enosis hedefli Rum saldırılarının da 21 Aralık 1963 tarihinde başladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Tarihte ‘Kanlı Noel’ saldırıları olarak yer alan bu saldırılarda, 103 köyümüz yakılıp yıkılırken on binlerce insanımız göç yollarına düştü. Yüzlerce vatandaşımız katledildi. Savunmasız insanlarımız katliam çukurlarına gömüldü. Çocuklarımız, annelerinin kucaklarında katledildi. Halkımız, adanın yüzde üçüne tekabül eden gettolarda kuşatma altına alındı. Bu zor günlerde Anavatan Türkiye’nin yardım ve desteğiyle ayakta durabildik. Bunları unutmamız asla mümkün değildir. Düşmanlık gütmüyoruz ama bunları bilerek ve hatırlayarak, yolumuzda ilerlemeye devam etmemiz gerekir” dedi.
- “Kanlı Noel” saldırıları ile Kıbrıs Türk halkının devlet yönetiminden dışlandığını, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de silah zoruyla bir Rum devletine dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “İşte o karanlık günlerde, halkımızın yönetsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere, 1964 yılının Ocak ayında Genel Komite oluşturuldu. İşte, bu Genel Komite ayrı devlet olma yolunda atılan ilk adımdır. Bu nedenle de ‘Kıbrıs’ta 1964 yılından bu yana iki ayrı devlet vardır’ diyoruz. Genel Komite ile devlet olma yolunda atılan bu ilk adımı Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, Türk Yönetimi ve Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi izledi. Bu adımlarla daha da ileriye ulaştık” ifadelerini kullandı.
“Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barış gelirken, halkımız da özgürlük ve bağımsızlığına kavuştu”
“Yunan Cuntası ile EOKA terör örgütünün gerçekleştirdiği 15 Temmuz 1974 darbesinin hedefi Kıbrıs Türk halkını yok edip, adayı Yunanistan’a ilhak etmekti” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Anavatan Türkiye buna seyirci kalamazdı ve uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nı gerçekleştirdi. Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barış gelirken, halkımız da özgürlük ve bağımsızlığına kavuştu. Barış Harekatı ile halkımız kendi vatanına kavuşurken, 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Bunu ise 15 Kasım 1983 tarihinde ilan edilen KKTC izledi. Ve bugün kendi vatanımızda, kendi devletimizin çatısı altında egemen, özgür ve korkusuz olarak yaşıyoruz. İşte bu nedenlerle ‘KKTC’den vazgeçilemez’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
“Rum tarafının federasyon anlayışı Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak ve halkımızı azınlık yapmayı içerirken, bunları kabul etmemiz mümkün değildi” diyen Tatar, “Değişmeyen Rum zihniyetine göre; Kıbrıs Türk halkı Rum’a eşit değildir, Kıbrıs Türk halkı azınlıktır, egemenlik hakkı olamaz, devlet yönetiminde eşit haklara sahip olamaz. Bunları da kabul edemeyiz” ifadelerini kullandı.