Kırgızistan'ın çok büyük bir bölümünü kapsayan ve UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde bulunan Tanrı Dağları, yaylaları ve yılkı atlarıyla öne çıkıyor.
- Tanrı Dağları'ndaki yaylalar ve "Tanrı Dağları'nın efendileri" olarak gösterilen yılkı atları ise Kırgız halkının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Kırgız halkının büyük bir çoğunluğu, göçebe hayat tarzını benimsediğinden, tarih boyunca atlarla sıkı bir ilişki içerisinde oldu. Kırgız ağıtlarında mitolojik bir unsur olarak yer alan "at", toplum için büyük önem taşımakla birlikte, taşıma aracı olarak ve spor alanında kullanılıyor. Ayrıca etinden ve sütünden yararlanılıyor.
"Çocukların sağlığı ve hafızası için de buranın havası yararlı"
Kazakistan'ın Karakol bölgesinde yaşayan Okubaev ailesi, yazları Tanrı Dağları'nda büyükbaş hayvancılıkla uğraşmalarının yanı sıra at besiciliği yapıyor.
Aile, zorlu doğa koşullarında dağda aylarca doğal beslenerek ve kımız içerek yaşamını sürdürüyor.
Eşiyle birlikte, Kaymarık Köyü'nde 25 yıldır çobanlık yapan İşen Ali Okubaev, inek ve yılkı atı güderek, çocuklarını yaylada büyütmüş.
Okubaev, uzun yıllardır Kök-Tüz yaylasına çıkarak, vahşi doğa içerisinde kaldıklarını ve kendileri için en önemli unsurun su olduğunu belirtiyor.
Şehre gidip çalışmaktansa, yaylada hayvan gütmeyi tercih ettiklerini dile getiren Okubaev, "Temiz havada çalışıp günü geçirmek daha iyidir. Çocukların sağlığı ve hafızası için de buranın havası yararlıdır." ifadesini kullanıyor.
Okubaev, sağlık için birçok insanın da yaylaya geldiğini ve tedavi olup geri döndüğünü aktararak, şu bilgileri veriyor:
- "At sütü çok yararlıdır. Ufak tefek hastalıkları temizler. Bazıları yaylada 10 gün, bazıları 5 gün kalır. Atın sütünü içer, tedavi olur ve gider. İç organları rahatsız olanlara da at sütü çok iyi gelir. Astım olanlara buradaki suyun yanında sabahleyin yürüyüş yaparlarsa iyi gelir. Bu yöntemle iyileşenler var. Mesela ablam buraya ilk geldiği gün yukarıya yürüyemiyordu. Sonraları gün doğmadan su yanında yürüye yürüye iyileşti. Buraya gelmek isteyenleri Karakol'dan atlarla 2 saatte buraya getirebiliyoruz."
"Günlerimizi iyi geçiriyoruz"
İşen Ali Okubaev'in eşi Saadet Okubaev ise yaylaya yaz, kış gelen gezginler için yemek yaptıklarını da dile getirerek, "Çok şükür, günlerimizi iyi geçiriyoruz. Yaylaya alıştık. Kışın soğuk olur. Ona da alıştık. Yazın daha iyi ama sıcak." diye konuşuyor.
Yaylada her şeyin doğal olduğunu vurgulayan Saadet Okubaev, şunları kaydediyor:
"İnekleri sağdıktan sonra kaymak alırız, sonra sarı yağ yaparız. Ekmeği elde yaparız. Sütten süzme yapılır, sonra kurut yaparız. Hepsi doğal, ve güzel besin olur bizim için. Tatilcilere de ikram ederiz. Köydeki çocuklara da veririz. Çok şükür, at sağarız. O da tatilciler için güzel gelir. Kendimiz için de güzel."