Karabağlı Türkler, doğdukları topraklara geri dönmenin umuduyla yaşıyor
Ermenistan tarafından yaklaşık 30 yıl önce işgal edilen Dağlık Karabağ'da Azerbaycan ordusunun, başlattığı karşı taarruzla onlarca yerleşim yerinin işgalden kurtarılması, 30 yıldır hasretle doğduğu topraklara dönmeyi bekleyen bölge sakinlerini umutlandırdı. Karabağlıların hemen hepsi, ateşkesin nihai çözüm olmadığına inanıyor ve tek isteklerinin Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ'ın tamamen geri alınması ve işgalin bir an önce son bulması olduğunu bildiriyor.
Ermenistan tarafından yaklaşık 30 yıl önce toprakları işgal edilen Dağlık Karabağlı Azerbaycanlıların memleketlerine dönme umutları işgal altındaki toprakların bazılarının geri alınmasıyla daha da güçlendi.
Ermenistan'a bağlı silahlı grupların saldırıları sonucu toprakları olan Dağlık Karabağ'ı 1991-1994 yıllarında terk etmek zorunda kalan Azerbaycanlılar, başta ülkenin batısındaki Terter, Berde, Ağdem, Ağcabedi, Yevlah, Goranboy, Naftalan ve Mingeçevir gibi kentler ile başkent Bakü'ye yerleşti.
O dönem imkansızlıklar nedeniyle kamplarda kalan "Karabağ göçmenleri" için daha sonra Azerbaycan tarafından konutlar inşa edildi.
Ermenistan'ın saldırısıyla yeniden çatışmaların başlaması sonucu Azerbaycan ordusunun, başlattığı karşı taarruzla onlarca yerleşim yerini işgalden kurtarması, 30 yıldır hasretle doğduğu topraklara dönmeyi bekleyen bölge sakinlerini umutlandırdı.
- Karabağlıların hemen hepsi, ateşkesin nihai çözüm olmadığına inanıyor ve tek isteklerinin Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ'ın tamamen geri alınması ve işgalin bir an önce son bulması olduğunu bildiriyor.
Doğduğu topraklara geri dönmek isteyen Karabağlılardan biri, Terter sakini 70 yaşındaki Ali Memedov, AA muhabirine 1992'de Karabağ'ın Kelbecer kentinde silahlı Ermeni grupların saldırıları nedeniyle annesini ve kardeşini kaybettiğini söyledi.
27 Eylül'deki saldırıların başlamasıyla cephe hattına yakın Terter'den daha güvenli olan Berde kentindeki oğlunun yanına yerleşen Memedov, 28 yıl önce yaşanan tüm acıların hala zihninde canlı olduğunu söyledi.
Memleketlerinin şu anda işgal altında olan Karabağ'ın Kelbecer kentine bağlı Ağdaban köyü olduğunu belirten Memedov, "Bizim evimiz köyün başındaydı ve babam da köyü çok severdi. Hocalı katliamı olunca daha güvenli bir kent olan Terter'e taşınmasını istedim. Ancak kendisi 'Ben köyden çıkarsam kimse kalmaz.' dedi. Ermeni silahlı gruplar eve saldırınca artık yapacak bir şey kalmadı." dedi.
Olayın meydana geldiği dönem evde olmadığını, Terter'de ikamet ettiğini belirten Memedov, Karabağ'daki ailesinin başına nelerin geldiğini şu sözlerle anlattı:
"Ermeniler, 1'inci harp dediğimiz 1992'de annem ve kardeşimi evin içinde öldürdü.Babam ve kız kardeşimi de esir aldılar. Annem ve kardeşimin cenazesi 39 gün evin içinde öylece kaldı ve 40'ıncı gün Kelbecer'de defnedildi. O dönem henüz Kelbecer Ermenistan tarafından alınmamıştı. Daha sonra Kelbecer de onların eline düştü. Babam ve kız kardeşim de 40 gün sonra salıverildi. Bakü'nün o dönem müdahaleleri sonucu serbest bırakıldılar. Ancak babam, annemi göremedi."
Anne ve erkek kardeşinin öldürülmesinden sonra babasının yaşanan acılara yüreğinin daha fazla dayanamadığını aktaran Memedov, "Babam, serbest bırakıldığı zaman onları sordu ve vaziyeti ona anlattık. O da annemden 4 gün sonra vefat etti." dedi.
"Evime füze düştüğü zaman eski acılar gözümün önünde canlandı"
Ailesini kaybetme acısını halen yaşadığını belirten Memedov, 27 Eylül'de Terter'deki evinin önüne düşen füzeyle geçmiş acısının tazelendiğini kaydetti.
Eşinin ve çocuklarının ölmesinden korktuğunu söyleyen Memedov, "Çatışma aşamalı bir şekilde yoğunlaşıyordu. Aracımızla Terter'den Berde kentine gitmeye karar verdik. Tam eşyalarımızı araca yüklerken, bir füze evin önüne düştü. Saldırı nedeniyle şok geçirdim ve ailemi kaybetmekten korktum." diye konuştu.
Füze düştüğü zaman eski acı günlerin gözünün önünde canlandığını ifade eden Memedov, "Saldırı sonrası çocuklar 'biz buradayız ve iyiyiz' diye seslenince rahatladım. Allah kimseye o anı ve sevdiklerini kaybetme korkusunu yaşatmasın." dedi.
- Memedov, "Karabağ'ı asla unutmadım. Doğduğum topraklara dönme umuduyla yaşıyorum. Azerbaycan ordusunun son ilerlemesiyle birlikte heyecanlandım." şeklinde konuştu.
"Topraklarımızın geri alınması gerekiyor"
Terter kentinde ikamet eden ve aslen Karabağ bölgesinden olan Dilara Abbasov da işgalin sona ermesinden sonra doğduğu ve yıllardır görmediği Ağdere'ye gitmek isteyenler arasında bulunuyor.
Ermenistan'ın attığı füze nedeniyle evi büyük hasar gören Abbasov, "İşgal edilen Ağdere'den göç edip Terter'e yerleştik. Binbir zahmetle bu evi inşa ettik ancak yine de Ermenistan'ın hedefi olmaktan kurtulamadık." dedi.
Evinin yakınlarına isabet eden füzelerin büyük hasar oluşturduğunu belirten Abbasov, "Biz savaş isteyen insanlar değiliz. Ancak ateşkes bir şey ifade etmiyor. Geçmiş tecrübelerimiz var. Topraklarımızın geri alınması gerekiyor." diye konuştu.
Abbasov, ordu ilerledikçe sevindiğini, doğduğu topraklara kavuşma umudunun içinde yeniden yeşerdiğini söyledi.
Ermenistan'ın 27 Eylül'de başlattığı saldırılar nedeniyle şu ana kadar 41 Azerbaycanlı sivil hayatını kaybetti, 204 sivil yaralandı.
Ermenistan ve Azerbaycan, Moskova'da yapılan görüşmelerde, 10 Ekim Cumartesi günü saat 12.00’den itibaren geçerli olmak üzere Dağlık Karabağ'daki cenazelerin ve esirlerin değişimini öngören insani amaçlı ateşkes kararı almıştı.
Ermenistan ordusunun, ateşkesin üzerinden 24 saat geçmeden, Azerbaycan'ın Gence kentine füzelerle saldırması sonucu 9 kişi ölmüş, 34 kişi yaralanmıştı.