İsrail'in hapishanelerdeki Filistinli tutuklulara uygun gördüğü politikası: Tıbbi ihmal

İsrail cezaevlerindeki 'tıbbi ihmal' sonucu Filistinli hastalar 'ölüme' terk ediliyor.
İsrail cezaevlerindeki 'tıbbi ihmal' sonucu Filistinli hastalar 'ölüme' terk ediliyor.

İsrail hapishaneleri ve gözaltı merkezlerinde 24'ü kanser hastası olmak üzere yaklaşık 700 Filistinli sağlık sorunu yaşıyor. İşgalci İsrail hükümeti, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'yı işgal ettiği 1967'den bu yana 75'i "tıbbi ihmal" sonucu 236 Filistinli, cezaevlerinde hayatını kaybetti.

İsrail'in cezaevlerinde uyguladığı "tıbbi ihmal" politikası, Filistinli hastaları kasıtlı olarak ölüme terk ediyor.

İsrail'in hâlihazırda uyguladığı idari tutukluluk ile "işkence ve kötü muamele" gibi türlü sorunların yanında sağlık problemi olanlara yönelik söz konusu uygulama, İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin karşılaştığı zorlukların başını çekiyor.

Bu nedenle İsrail hapishanelerindeki Filistinliler için hastalanmak, tutukluluğun yanı sıra "tıbbi ihmal" siyaseti nedeniyle "ek bir ceza" anlamına geliyor.

Cezaevlerindeki tutukluların dosyasını takip eden Filistinli kurumlar, İsrail'in sağlık sorunu yaşayan Filistinlileri, kasıtlı olarak yavaş yavaş ölüme terk ettiğini savunuyor.

Tıbbi ihmal davalarında en son Hıdır Adnan, İsrail’in "idari tutukluluk" uygulamasıyla yargılama olmaksızın cezaevinde tutulmasına karşı başlattığı açlık grevinden 87 gün sonra 2 Mayıs Salı günü hayatını kaybetti.

Adnan'ın ölümü haberi üzerine İsrailli yetkililer, onun "tıbbi testlerden geçmeyi ve tıbbi tedavi görmeyi reddettiğini" söylemişti.
Adnan'ın ölümü haberi üzerine İsrailli yetkililer, onun "tıbbi testlerden geçmeyi ve tıbbi tedavi görmeyi reddettiğini" söylemişti.

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, İsrail'in tutuklu Hıdır Adnan'a karşı "tıbbi ihmal yoluyla" suikast düzenlediğini ifade etti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Filistin Dışişleri Bakanlığı da Adnan'ın ölümünü, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) götüreceklerini bildirdi.

Ailesinin Adnan'ın ölmek üzere olduğu alarmını vermesi ve İsrail hapishane yetkililerinin onu sivil bir hastaneye nakletmeyi reddetmesi nedeniyle sağlık durumu son birkaç haftadır kötüye gidiyordu.

  • Adnan'ı, ağırlaşan sağlık durumuna rağmen cezaevinden hastaneye sevk etmeyerek, "ölümüne göz yuman" İsrail makamlarının cezaevlerinde sağlık sorunu yaşayan diğer Filistinlilere de benzer ihlallerini sürdürdüğü belirtiliyor.

İsrail, 4 bin 900 Filistinliyi hapishanelerde tutuyor

Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Esir İşleri Heyeti ve Filistin Esirler Cemiyeti'nin verilerine göre,

  • İsrail hapishanelerinde ve gözaltı merkezlerinde
  • 30'u kadın,
  • 160'ı reşit olmayan çocuk ve
  • yaklaşık 1000'i idari tutuklu (yargılanmadan cezaevinde tutulan) olmak üzere
  • 4 bin 900 civarında Filistinli bulunuyor.
Şu an için İsrail hapishaneleri ve gözaltı merkezlerinde, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 4 bin 900 Filistinli parmaklıklar arkasında tutuluyor.
Şu an için İsrail hapishaneleri ve gözaltı merkezlerinde, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 4 bin 900 Filistinli parmaklıklar arkasında tutuluyor.

Aralarında 24'ü kanser hastası olmak üzere sağlık sorunu yaşayan yaklaşık 700 Filistinli var ve bunlardan tıbbi operasyon geçirmesi gereken hastalar da mevcut.

Yirmi yılı aşkın süredir tutuklu bulunan 152 Filistinlinin yanı sıra Oslo Anlaşması'nın imzalandığı 1993 yılından önce tutuklanan 23 Filistinli de hâlâ demir parmaklıklar arkasında.

Cezaevlerindekilerden 554'ü ise bir ya da birkaç kez müebbet hapis cezasına çarptırılmış.

1967'den bu yana 236 Filistinli hapishanelerde vefat etti

Filistinli Esir İşleri kaynakları, İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'yı işgal ettiği 1967'den bu yana cezaevlerinde 75'i tıbbi ihmal sonucu toplam 236 tutuklunun hayatını kaybettiğini kaydetti.

  • İsrail ailesine teslim etmediği Filistinlilerin naaşını, "Rakamlar Mezarlığı" adı verilen ve üzerinde isimler yerine yalnızca sayıların bulunduğu mezarlara defnediyor.
İsrail makamları, özellikle İsrail'e saldırı düzenlemişlerse, Filistinlilerin cesetlerini isimlerinin bulunmadığı, sadece rakamlarla işaretlenmiş olan mezarlıklarda tutuyor. Dahası, Filistinlilerin naaşları, silahlı gruplarla gelecekteki esir takas anlaşmalarında pazarlık kozu olarak kullanabiliyor.
İsrail makamları, özellikle İsrail'e saldırı düzenlemişlerse, Filistinlilerin cesetlerini isimlerinin bulunmadığı, sadece rakamlarla işaretlenmiş olan mezarlıklarda tutuyor. Dahası, Filistinlilerin naaşları, silahlı gruplarla gelecekteki esir takas anlaşmalarında pazarlık kozu olarak kullanabiliyor.

Söz konusu mezarlıkta, 1967 yılından bu yana çeşitli şekillerde yaşamını yitiren 256 Filistinlinin naaşının olduğu belirtiliyor.

Son 8 yıldır, 137 Filistinlinin cenazesini alıkoyan İsrail, en eskisi 1980'de Aşkelon Hapishanesi'nde ölen Enis Devle olmak üzere 12 tutuklunun naaşını ise hâlâ bekletiyor.

İsrail cezaevlerinde sağlık sorunu yaşayan Filistinliler

Filistinli kaynaklara göre, İsrail hapishanelerinde tedavi için bekleyen tutuklu ve mahkumların bazıları, şöyle sıralanıyor:

Asıf er-Rufai (20), kolon kanseri teşhisi konulduktan sonra uğradığı tıbbi ihmal neticesinde hastalık tüm vücuduna yayıldı. Ofer Cezavi'nde tutulan Rufai, kemoterapi tedavisi görmek için bekliyor.

Velid Dıkka (60), 37 yıldır tutuklu ve omurilik kanserine yakalandı. Dıkka'nın sağlık durumu kötüye gidiyor.

Musa Safvan (48), 2003 yılından bu yana tutuklu. Müebbet hapis cezasına çarptırılan Safvan'a, akciğer kanseri teşhisi konuldu.

Abdulbasıt Matan (50), idari tutuklu olarak İsrail hapishanesindeyken kolon kanserine yakalandı.

Muvaffak Aruk (77), mide ve bağırsak kanserine yakalandı. Geçirdiği ameliyatla midesinin bir bölümü alınan ve hala sağlık sorunlarıyla boğuşan Aruk, 2003 yılından beri tutuklu ve 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Mansur Mevkade (53), felçli olmasının yanı sıra mide ve bağırsak rahatsızlığı yaşıyor. Mevkade, 2002'den beri tutuklu ve 30 yıl hapis cezası bulunuyor.

Mutasım Raddad (40), kronik ve akut bağırsak enfeksiyonuyla mücadele ediyor. Ayrıca, yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği çeken Raddad, 2006'dan beri tutuklu ve 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Riyad el-Amur (54), kalp pili ile yaşıyor, sık sık bayılma vakalarına maruz kalıyor. 2002'den beri tutuklu olan Amur, 11 kez müebbet hapsine hükmedildi.

Nahid el-Akra (54), geçirdiği dört ameliyatla iki bacağı kesildi. Tekerlekli sandalyeye bağlı olan ve üç kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Akra, 2007'den beri tutuklu.

Yusru el-Mısri (40), karaciğerinde tümör bulunuyor, 2013 yılında tıbbi ihmal nedeniyle komplikasyonlara yol açan kanserli tümörün alınması amacıyla bir ameliyat geçirdi. 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Mısri, 2003'ten beri tutuklu.

Muhammed İbraş (40), tutuklanmadan önce İsrail güçleri silahıyla ağır bir şekilde yaralandı. Tutukluluğu sırasında maruz kaldığı tıbbi ihmal sonucu durumu ağırlaştı. Daha önce sol gözünden yaralanan İbraş, cezaevinde tekerlekli sandalyeye mahkum. Zamanla sağ gözünü görme yetisini kaybetti ve duyma yetisi oldukça azaldı. 3 defa müebbet ve 30 yıl hapis cezasına çarptırılan İbraş, 2002 yılından beri tutuklu.

Halid el-Şaviş (50), 2004 yılında tutuklanmadan önce İsrail güçleri tarafından ağır bir şekilde yaralandı. Vücudunun birçok bölgesine şarapnel parçaları isabet eden ve ağrı kesicilerle yaşayan Şaviş, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Ala el-Hıms (49), 2012'de tutuklandı. Hapishanede tüberküloza yakalandı ve bunun sonucunda altı ay aralıksız tedavi gördü. Lenf bezlerinde tümör tespit edilen Hıms, mustarip olduğu mide rahatsızlığının yanı sıra sinirlerinde yaşanan sorunlardan dolayı el ve ayaklarında yoğun titreme yaşıyor. Hıms'ın 29 yıl hapis cezası bulunuyor.

Yaser Rabaya (49), 2001'den beri tutuklu ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bağırsak kanserine yakalanan Rabaya, 2007'de karaciğerinin bir kısmının alındığı bir operasyon geçirdi.

Murad Ebu Muaylik (35), 2004'te yaptığı açlık grevi sonrasında ince ve kalın bağırsaklarda meydana ciddi enfeksiyonlarla mücadele ediyor. Muaylik, tedavi amaçlı sekiz operasyon geçirdi. 22 yıl hapis cezasına çarptırılan Muaylik, 2001 yılından beri tutuklu.

Muhammed Adil Davud (58), 34 yıldır tutuklu. Oslo Anlaşması imzalanmadan önce tutuklanan eski tutuklulardan biri. Kronik sağlık sorunları olan Davud, bağırsak ameliyatı geçirdi.