İsrail Başbakanı, Ürdün Kralı'nın Mescid-i Aksa'ya Kur'an nüshası gönderme talebini reddetti
İsrail Başbakanı Yair Lapid, Ürdün'ün başkentinde yaptığı görüşmede Kral Abdullah'ın Kuran'ın Mescid-i Aksa'ya gönderilmesine izin verilmesi talebini reddetti.
İsrail Başbakanı Yair Lapid, Ürdün Kralı II. Abdullah'ın işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya Kur'an nüshalarını getirme talebini reddetti.
Çarşamba günü Ürdün'ün başkenti Amman'da Lapid ile yaptığı görüşmede Kral II. Abdullah, Ürdün'den Mescid-i Aksa'ya Kur'an-ı Kerim göndermesine izin verilmesini istedi, ancak İsrail yayıncısı Kan 11'e göre bu talep reddedildi.
Resmî İsrail televizyon kanalı, Lapid'in itirazının, İsrail'in kasım seçimlerinin sonuçlarını etkileyebilecek bir "diplomatik ve siyasî mesaj" olarak değerlendirerek, seçim döneminde böyle bir harekete izin vermeme tercihinden kaynaklandığına dikkat çekti.
Kral Abdullah daha önce Lapid'in selefi Naftali Bennett'ten de aynı talebi onaylamasını istemiş, ancak reddedilmişti.
- Kan 11, Ürdün'ün Amman'daki yetkililerin İsrailli mevkidaşlarıyla yaptığı her görüşmede, Kral II. Abdullah'ın İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesi de dahil olmak üzere, Mescid-i Aksa'ya Kuran'ın getirilmesini talep ettiğini bildirdi.
Ürdün'ün bölgedeki konumu
Ürdün, 1924 senesinden beri Kudüs şehri ve kutsal bölgeler konusundaki vesayet sahibi. 26 Ekim 1994'te İsrail'le imzaladığı Vadi Arabe Anlaşması kapsamında Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul edilen Ürdün, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Ürdün Kralı II. Abdullah ile Mart 2013'te imzaladığı bir anlaşmayla Kudüs ve buradaki mukaddesatın korunması ve vesayet hakkını da Ürdün Haşimi Krallığı'yla elinde bulunduruyor.
İktidardaki Haşimi ailesinin Kudüs'teki Müslüman ve Hıristiyan bölgelerinin koruyuculuğunu üstlenen Ürdün, 2000'den beri İsrail'in krallığın otoritesini baltaladığını söylüyor.
Amman ayrıca İsrail'i, gayrimüslimlerin Mescid-i Aksa yerleşkesinde ibadet etmedikleri asırlık bir geleneği görmezden gelmekle suçluyor.
Nisan ayında Ürdün, İsrail'i Kudüs'teki Mescid-i Aksa'daki tarihi statükoya saygı duymaya ve daha geniş bir çatışmayı tehdit edebilecek şiddetli çatışmalardan kaçınmaya zorlama çabalarını yoğunlaştırmıştı.