İç savaşın en acımasız yüzüne tanıklık eden Suriye'nin İdlib kentindeki 1 milyondan fazla çocuk, savaşın yol açtığı yoksulluk, güvenlik sorunları ve eğitim imkanlarının yetersizliği gibi sorunlarla mücadele ediyor. Yarın 1 Ekim Dünya Çocuk Günü olmasına rağmen, dünyanın birçok bölgesinde çok sayıda çocuk iç çatışma ve savaşlar nedeniyle çocukluklarını yaşamadan büyümek zorunda kalıyor.
Suriye'de Hama'nın kuzeyi, Halep batı kırsalı ve Lazkiye'nin kuzey kırsalını kapsayan İdlib bölgesinde yaklaşık 4 milyon kişi zor koşullarda yaşıyor. Aynı bölgede 1 milyondan fazla çocuk da rejimin ve destekçilerinin hava ve kara saldırılarının neden olduğu yoksulluk, göç, altyapı, sağlık, güvenlik ve eğitim imkanlarının yetersizliği gibi sorunlarla mücadele ediyor.
Sandalyesiz okullarda eğitim
Bölgedeki zor koşul ve tüm imkansızlıklara rağmen çocuklar eğitimlerine devam etmeye çalışıyor. Reyhanlı ilçesinin karşısı Türkiye-Suriye sınır hattında Atme kamplar bölgesindeki çadırlar sınıflara dönüştürülerek eğitimin devam ettirilmesine çalışılıyor.
“Gelecek Çiçekleri” adı verilen çadır okuldaki öğretmen Usama Hımeydi, yaptığı açıklamada, Esed rejiminin bombardımanları nedeniyle daha önce bu okulu dört kez taşımak zorunda kaldıklarını anlattı.
Türkiye’deki akrabalarının çocuklarının ideal okullarda eğitim aldığını dile getiren Hımeydi, eğitim konusunda Türkiye’den destek istedi.
Havaların giderek soğuması nedeniyle daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabileceklerini ifade eden Hımeydi, ”Okulumuzda sandalye yok. Dünya çocukları mutluluk içerisinde yaşıyor. Ama bizim çocuklarımız en temel hakları olan eğitimden mahrum kalıyor.” dedi.
İç savaş nedeniyle devamlı göç etmek zorunda kaldığı için 7. sınıf öğrencisi olması gerekirken hala 4. sınıfta okuyan 13 yaşındaki Esma Berces de Suriye'deki okulların Türkiye’deki gibi olmasını istediğini belirtti.
Okuldaki öğretmenlerinin gönüllü olarak hizmet verdiğini söyleyen Esma, "Kimse ne onlara ne de okulumuza destek veriyor. Okulumda kitap, kırtasiye, kalem ve silgi yok. Gelecekte başarılı olmak istiyorum. Omzumda içinde kitapları ve defterleri olan bir çanta olsun." diye konuştu.
Hava ve kara saldırıları nedeniyle sürekli göç etmek zorunda kaldığı için çoçukları eğitim imkanından yoksun kalan Eymen Ebu Mahmut da çocuklarını Atme bölgesindeki okullara kaydettirmek için dört eğitim kurumuna başvurduğunu belirterek "Git önce sandalye temin et öyle çocuklarını kaydederiz” yanıtını aldığını söyledi.
7, 9 ve 16 yaşlarında engelli çocuğu olan Hamalı anne Um Ahmet, gıda ve ilaç ihtiyaçlarını gidermek için her gün 25 bin Suriye lirasına (350 lira) ihtiyaç duyduğunu anlattı.
Derme çatma bir çadırda kalp hastası kocasıyla yaşayan Um Ahmet, ”20 yaşındaki kızım kamptaki sıcak havanın neden olduğu nefes darlığından dolayı gözümün önünde vefat etti. Ona pervane bile alamadık. Dünya Çocuklar Günü'nü diğer ülkelerde yaşayan çocuklar gibi kutlamayız. Onları sevindirecek en basit hediye alacak param yok. Çocuklarımın gözümün önünde ölmesine mahkumum. Bir kutu süt temin edemiyorum. Bu yaşadığım en zor anlardan biri." ifadelerini kullandı.
“Suriyeli çocukları hastalıklardan ve bombardımandan kurtarın”
Sahra hastanesinde çalışan cerrah Dr. Muhib Kaddur, savaşın en ağır faturasını ödeyenlerin Suriyeli çocuklar olduğunu ifade etti.
Kaddur, İdlib’deki en az bir milyon çocuğun bir kısmının kamplarda yaşadığını belirterek beslenme yetersizliği, şark çıbanı gibi sıkıntılarla mücadele eden çocukların uzuvlarını bombardımanlar ve tıbbi müdahale yetersizliği nedeniyle kaybettiğini söyledi.
“Suriyeli çocukları hastalıklardan ve bombardımandan kurtarın.” çağrısı yapan Kaddur, savaşın tarafı olmayan çocukların gelecekte Suriye’nin umudu olacağını söyledi.