Hocalı Katliamı’nı dünyaya duyuran adam
2023 yılının Temmuz ayında hayata veda eden ABD’li gazeteci ve akademisyen Thomas Goltz, yazı ve belgeselleriyle dünya kamuoyunda Hocalı Katliamı’nın duyurulması için büyük çaba harcamıştı. Goltz’un Sovyetler Birliği sonrası Kafkasya hakkındaki diğer kitapları da, bölgenin doğum sancısı çeken ülkelerindeki ekonomik, sosyal ve politik karmaşaya ışık tutuyor.
"Gördüklerimiz karşısında Reuters muhabiri Elif Kaban ve eşim Hicran donup kaldılar. Fotoğrafçı arkadaşım öyle etkilenmişti ki fotoğraf çekebilmesi için kendisini objelerin üzerine doğru itmem gerekiyordu. Cesetler, mezarlar, evet hepsi mide gerektiriyordu. Ama olanları anlatmak, dünyaya duyurmak gerekliydi. Hayatta kalanları bularak hemen orada neler dediklerini kaydettik. Bazı cesetleri tanımaya çalıştım ama yüzlerinden vurulanlar, tanınmayacak halde olanlar vardı. Bazılarının kafa derileri yüzülmüştü.”
1992 yılının 26 Şubat günü gerçekleşen ve aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu 613 Azerbaycanlının vahşice katledildiği Hocalı Katliamı’ndan sonra bölgeye giden ABD’li gazeteci Thomas Goltz, karşı karşıya kaldığı manzarayı bu sözlerle anlatıyor. Azerbaycan’la herhangi kişisel bir bağı bulunmayan ve bölgeye ilginç bir tesadüf eseri giden Goltz, katliamın dünyaya duyurulmasında en etkili kalemlerden biri olmuştur.
Shakespeare’den Ortadoğu ve Kafkaslar’a
Aslında ABD’li gazetecinin hayat serüveni, bölgenin çok uzağında başlamıştı. Kore Savaşı sırasında ABD ordusu tarafından göreve çağrılan doktor babasının bulunduğu Japonya’da hayata gözlerini açan Goltz, çocukluğunu North Dakota’da geçirmişti. New York’ta tiyatro eğitiminin ardından Ortadoğu konusunda yüksek lisans yaptı. 2 sene boyunca Afrika’da tek kişilik Shakespeare performansları sergileyerek kıtayı dolaşan Goltz, daha sonra Ortadoğu’ya gelerek gazeteciliğe başladı. Sonrasında da Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında çöküşüyle birlikten ayrılan birçok ülkede başlayan gerilimleri takip etmeye başladı.
ABD’li gazetecinin kardeşi Neill, Ortadoğu alanında yüksek lisansını bitirdikten sonra ABD merkezli düşünce kuruluşu The Institute of Current World Affairs (ICWA) için çalışan Goltz’un Azerbaycan’la yolunun tesadüf eseri kesiştiğini söylüyor.
- 1991 yazında Tacikistan’daki görevi için Orta Asya’ya giderken uçağı Bakü’de mola veren Goltz, Azerbaycan ile Ermenistan arasında suların ısındığını anlayarak ICWA’yı aramış. “Görev yerimin Tacikistan olduğunu biliyorum ama burada bir aksiyon başlayacak gibi. Orası (Tacikistan) yerine burada kalmamın bir sakıncası var mı?” diye soran Goltz’a ICWA’dan olumlu yanıt gelince, sonraki hayatını tamamen etkileyecek bu coğrafyaya merhaba demiş.
Goltz, bu sayede Azerbaycan'ın bağımsızlık sürecine ilk elden tanıklık eden çok az sayıda Batılı gazeteciden biri oldu.
Arkasına hiç bakmadı
Azerbaycan, Goltz’un hayatında önemli bir yere yerleşmişti. ABD’li gazeteciyi de Azerbaycanlılar için unutulmaz bir konuma yükselten şey, Hocalı Katliamı sonrasındaki çalışmalarıydı. Kendisi de eski bir gazeteci olan arkadaşı Hugh Pope, Goltz’la beraber bölgeye ilk gidişlerini şu şekilde anlatıyor:
“1992 yılında Dağlık Karabağ Savaşı sırasında Azeri bir pilot bize kuşatma altındaki Hocalı kasabasına bir uçuş teklif etti. Helikopterin üzerinde, kasabaya saldıranlar tarafından açılmış taze kurşun delikleri olduğunu gördüğümde, bu teklifi reddettim. Ancak Thomas, yaklaşan bir katliamın içine doğru çekilen, travma geçirmiş kasaba halkından oluşan kaotik bir gruba katılmakta tereddüt etmedi. Alışveriş torbaları, mühimmat kutuları ve kafeste duran bir kanaryayla beraber helikoptere binişini izledim. Asla arkasına bakmadı ve güvenli bölgeye nasıl döneceğini hiç düşünmedi.”
İlk olarak 1992 yılının Ocak ayında Hocalı’ya giden Goltz, kentteki durumu “Şehirde telefon çalışmıyor, elektrik yok, ısıtma sistemi yok, hiçbir şey çalışmıyor. Şehrin dışarıyla bağlantısı, yüksek riskli helikopter uçuşlardır” cümleleriyle özetledi.
İhanete uğrayan kasaba
Goltz bu sözleri sarf ettikten yaklaşık bir ay sonra, 26 Şubat tarihinde, Karabağ’daki Hocalı kasabasında 106'sı kadın ve 63'ü çocuk, 613 Azerbaycan vatandaşı Ermeni kuvvetlerince katledildi.
Bir hafta sonra The Washington Post gazetesinde “İhanete uğrayan kasaba” (A Town Betrayed) başlıklı bir yazı kaleme alan Goltz, Ermeni suçlarını dünyaya duyuran ilk Batılı gazetecilerden biri olurken, Azerbaycan yetkililerine de katliama kayıtsız kaldıkları için ağır eleştiriler yöneltti.
Daha önce kasabada konuştuğu birçok kişinin o yazıyı yazdığı sırada ölmüş olduğunu belirten Goltz, şu ifadeleri kullandı:
- “Kurbanların sayısı muhtemelen hiçbir zaman kesin olarak bilinemeyecek. Ancak son günlerde Hocalı ve çevresinde çekilen ve Azerbaycanlılar tarafından başkentte sergilenen tüyler ürpertici video kasetleri ve fotoğraflar, bana çok sayıda Hocalı vatandaşının öldüğünü açıkça gösteriyor. Hocalı’da çok sayıda sivilinin öldüğüne dair çok az şüphe var. Ancak, öldükleri bölge şu anda Ermenistan'ın kontrolü altında olan Karabağ topraklarında olduğu için, Azeriler tüm ölüleri sayamadılar. Dağlık Karabağ için daha korkunç istatistikler kesin gibi görünüyor. Ve ben Hocalı'yı unutmayacağım.”
ABD’li gazeteci, olaylar nedeniyle Azerbaycanlı yetkilileri suçlayan vatandaşların tanıklıklarına da yazısında yer verdi. The Washington Post’taki yazısında Goltz, “Size Hocalı hakkında bildiklerimi anlatayım. 25-26 Şubat olaylarından önce oraya iki kez gittim -bir kez geçen Eylül ayında, bir kez de Ocak ayında. Düzinelerce insanla konuştum. Kasaba halkı, ölümün kendilerine doğru yaklaştığı korkusuyla meşguldü ve hiçbir çıkışları yoktu. Kasaba sakinlerinin ve güvenlik görevlilerinin ortak bir düşüncesi vardı: Ölüme mahkûm olduklarını düşünüyorlar ve bunu açıkça dile getiriyorlardı. Kasabanın savunucularının fiili komutanı Alef Hacıev, Ocak ayında bana "Bunu yapan (Azerbaycan) hükümetidir" demişti. "Bakü istese bu işi beş günde çözebilir ama eski komünist mafya ülkeyi yağmalarken bunun sürüp gitmesini istiyor. Eğer bunu yazar ve bana atfederseniz, bunu inkâr ederim. Ama bu doğru.” yazmıştı.
Azerbaycan günlüğü
Goltz gerçekten “Hocalı’yı unutmamak” ile ilgili sözünü tuttu ve daha sonra birçok mecrada olayı duyuran yazılar yazmaya ve belgeseller yayınlamaya almaya devam etti.
- "0001" akreditasyon kartı numarasıyla Azerbaycan'a resmî olarak akredite edilen ilk yabancı muhabir oldu. Bunun yanı sıra, Sovyetlerin dağılmasından sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ile memleketi Nahçıvan'da ilk görüşen ve röportaj yapanlardan kişilerden biriydi.
Goltz, 2003 yılında kendisiyle röportaj yapan bir gazeteciye şöyle diyecekti: “Ben... dünyayı değiştirme iddiasıyla yola çıktım. Bu, genç ya da yaşlı pek çok gazetecinin ortak düşüncesidir; yazdığınız makale o kadar etkili olacak ki izleyici, okuyucu ayağa kalkıp bağıracak: 'Durun, bu savaşı durdurun! Bu çılgınlığı durdurun!’”
Bölgeyle ilgili tanıklıklarını 1998 yılında çıkan “Azerbaycan Günlüğü” kitabında topladı. Bu kitapta sadece Karabağ Savaşı’nı değil, Azerbaycan’da devlet inşası ve bu yıllarda ülke için dönüm noktaları olan olayları da kendi perspektifinden anlattı.
Daha sonraki yıllarda New York’taki Türk Evi’nde katıldığı Hocalı Katliamı’nı anma programında Goltz, Hocalı’da yaşananlar için soykırım kelimesinin hafif kalacağını ve o dönem yaşananların herkese anlatılması gerektiğini söyleyip, kendisinin de bu konuda çalışmaya devam edeceğini söylemişti.
Lobicilik suçlamaları
Elbette Ermeniler, güçlü lobicilik faaliyetlerinin bulunduğu Batı ülkelerinde Goltz gibi seslere özellikle tahammülsüzdü.
- Ermeniler, “Hocalı Soykırımı Efsanesinin Babası” olarak tanımladıkları Goltz’u, hayatı boyunca yaptığı haberler karşılığında Azerbaycan’dan fon almakla suçladılar.
Oysa Goltz’un Karabağ Savaşı’nı duyurmaya başladığı 1992 yılında değil gazetecileri bu şekilde besleyecek sistematik bir çalışma, Azerbaycan’da doğru düzgün merkezî bir hükümetin varlığından bile söz etmek mümkün değildi. Üstelik Goltz, Hocalı Katliamı gibi Ermeni mezalimlerini anlatmanın yanında, yazılarında Azerbaycanlı yetkililere de çok sert eleştiriler yöneltiyordu. 2002 yılında Londra’daki bir üniversitede Karabağ Savaşı hakkında yaptığı sunumdan önce konuyla ilgili konuşan Goltz, “Herhangi bir spekülasyon ya da yanlış anlamanın önüne geçmek için bu konuşmayı yapmak için para almadığımı baştan belirtmek istiyorum. Bunu vurgulamak istiyorum çünkü internette ve başka yerlerde benim Azerbaycan hükümetinin ve/veya petrol endüstrisinin bir tür ücretli dalkavuğu olduğuma dair çok fazla referans gördüm. Bu nedenle açıkça belirteyim: Şu anda Azerbaycan ya da herhangi bir petrol şirketi için lobi faaliyeti yürütmüyorum, hiçbir zaman da yürütmedim ve Azerbaycan'la ilgili herhangi bir konuda yaptığım sunumlar için ne Azerbaycan hükümetinden ne de herhangi bir petrol ya da diğer şirketten tek kuruş almadım” ifadelerini kullanmıştı.
Başka katliamlara da ışık tuttu
Onu tanıyanlar, ana dili İngilizcenin yanında farklı düzeylerde Almanca, İspanyolca, Türkçe, Azerice, Rusça, Arapça, Kürtçe, Gürcüce ve Farsça konuşabildiğini söylüyor. Her ne kadar Azerbaycan üzerine yaptığı çalışmalarla bilinse de Goltz’un tüm çalışma alanı burası değildi.
- Azerbaycan Günlüğü’nün yanında, Çeçenistan Günlüğü, Gürcistan Günlüğü ve Türkiye Günlüğü kitaplarını da yazdı.
Çeçenistan’da, kendisinin de bir müddet yaşadığı Samaşki kasabasında 1995 yılında Rus güçleri tarafından gerçekleştirilen katliamı, Çeçenistan Günlüğü isimli kitabında ayrıntılı olarak anlattı ve tıpkı Hocalı Katliamı gibi onun da daha geniş kitlelerce bilinmesini sağladı. Samaşki’yle ilgili yaptığı belgesel ayrıca çeşitli ödül organizasyonlarına da katıldı.
Goltz, gazetecilik hayatı boyunca zor coğrafyalarda hayatta kalmak ve işini yapabilmeye devam edebilmek için çeşitli hilelerde bulunmayı ihmal etmedi. Bunlar arasında bir Aeroflot pilotuna bir avuç Küba purosuyla rüşvet vererek bedava koltuk kapmak, ABD’den gelen TV ekiplerini Azerbaycan'daki karanlık petrol banyolarına götürmek, Suriye'deki bir hapishanede Arapça fıkralar anlatarak hayatta kalmak ve tek kişilik Shakespeare kukla gösterisiyle Afrika'da geçimini sağlamak vardı. Bir tiyatro, dil ve uluslararası ilişkiler öğrencisi olarak sürekli hikâye anlatmaya ve oynamaya devam etti.
1983 yılında Ankara’da tanıştığı Goltz ile evlenen Doktor Hicran Öge, arkadaşı Hugh Pope’un deyimiyle, ABD’li gazetecinin alkol problemine ve sürekli olarak hayatını tehlikeye atan maceralarına rağmen onunla hayatının sonuna kadar evli kaldı.
19. yüzyıl Alman generallerininki gibi gür bıyıklara sahip, saçsız başına çeşitli Türk ve Kafkas şapkaları takmayı seven Goltz, nevi şahsına münhasır bir muhabirdi. Goltz, uzun bir hastalık sürecinin ardından 68 yaşında, 28 Temmuz 2023’te, ABD’nin Montana eyaletindeki evinde hayata gözlerini yumdu.
- Ölümünün ardından birçok üst düzey Azerbaycan yetkilisi taziye mesajı paylaşırken, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de Goltz için “Azerbaycan’ın sesinin dünyaya duyurulmasına paha biçilemez bir katkıda bulunduğunu” söyledi.