Geriye sadece minaresi kalan cami
Bugün İspanya'daki Sevilla’ya giden kişilerin Sevilla Katedrali olarak karşılaşacağı devasa yapı, yanındaki çan kulesi formuna sokulmuş uzun minaresi dikkatle incelendiğinde de anlaşılabileceği gibi bundan yüzyıllar önce bir camiydi.
İşbiliye Ulu Camii olarak bilinen bu yapı, Endülüs’ün Müslüman melikleri tarafından inşa edilmişti. Târık b. Ziyâd’ın emri ile 711 yılında (H. 92) Endülüs’e giren Müslümanlar bir yıl sonra 712 yılında Roma döneminde adı Hispalis olan İşbiliye kentini fethetti. Şehir zamanla Müslüman yöneticiler arasında el değiştirdi. Emevilerden Abbadilere, Abbadilerden Murabıtlara geçen iktidar en nihayetinde Muvahhidlere devredildi. Şehir içinde, Arap Müslümanlar, müvelled olarak isimlendirilen İspanyalı Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında çekişmeler yaşansa ve yer yer isyanlar baş gösterse de bunlar İşbiliye kentinin büyüyüp, zenginleşmesinin önüne geçemedi. Muvahhidler dönemindeyken “arûsu bilâdi’l-Endelüs”(Endülüs’ün gelini) lakabına layık görülen şehir, gün geçtikçe kalabalıklaşmaya başladı.
Muvahhid Camii olarak bilinen İşbiliye Camii bu denli yoğun bir nüfusa yetemeyince Ebû Ya‘kûb Yûsuf, 1171’de geniş bir yapının inşasını emretti: İşbiliye Ulu camii.
1182’de ibadete açılan cami, inşasına başlanılmasından 27 sene sonra, 1194’te tamamen bitirildi. Fakat İşbiliye’nin yıllarca süren kuşatmanın ardından 1248’de Kastilya Kralı III. Fernando tarafından ele geçirilince İşbiliye Ulu Camii de katedrale döndürüldü.
Yaklaşık iki yüzyıl boyunca katedral olarak kullanılan cami, 1434 yılında Hristiyan yöneticiler tarafından tarihten silinmeye karar verildi. Geriye sadece minaresi bırakılan İşbiliye Ulu Camii’nin ana binası tamamen yıkılarak yerine büyük bir katedral inşa edildi. 1507’de inşası tamamlanan katedrale, Ulu Camii’nin tek hatırası olan minare çan kulesine dönüştürülerek dahil edildi.