Daha önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ABD'nin aleyhte oyuyla reddedilen "Filistin halkına koruma talebi" tasarısı, Türkiye'nin yoğun girişimlerinin ardından Cezayir'in de desteğiyle BM Genel Kurulu'nun gündemine taşındı. Tasarı, BM Genel Kurulu'nda düzenlenen oturumda, tekrar görüşüldü ve oylamaya sunuldu.
Karar tasarısı 120 oyla BM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Karara 8 ülke karşı çıktı, 45 ülke ise çekimser kaldı. Karara karşı çıkan ülkeler arasında, ABD, İsrail, Avustralya, Marshall Adaları, Nauru, Togo, Solomon Adaları, Mikronezya Federe Devletleri yer aldı.
Kararda, "BM Genel Sekreterinden, mevcut durumu inceleyip en kısa zamanda, söz konusu tasarının kabul edilmesinin ardından 60 gün içinde İsrail işgali altındaki Filistin'de sivillerin korunması, güvenliği ve refahı için yapılması gerekenlerin yanı sıra uluslararası koruma mekanizmalarıyla ilgili önerilerinin de bulunduğu yazılı rapor sunması" talep ediliyor.
BMGK'nin ve BM üyesi ülkelerin sivillerin korunmasına yönelik atılacak adımlarda daha etkin olması gerektiğinin dile getirildiği kararda, İsrail-Filistin çatışmasının yalnızca uluslararası hukuk ve ilgili BM kararları çerçevesinde güvenilir ve direkt müzakereler gibi barışçıl yollarla çözüme kavuşturulabileceği vurgulandı.
Kararda, "BM Genel Sekreteri ile BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü'nün mevcut durumun şiddetini azaltmak ve Filistinlilere Yardım İçin İrtibat Komitesinin projeleri dahil, altyapı, insani ve ekonomik ihtiyaçların ele alınması konusunda ilgili ortaklarla iş birliği içinde gösterecekleri çabaların takdirle karşılanması" gerektiği belirtildi.
Filistin kararında, 1967'de başlayan İsrail işgalini sonlandırmak ve taraflar arasındaki tüm tartışmalı konulara nihai hallerini verebilmek, güvenilir müzakerelerin başlatılması için gerekli tüm şartların sağlanması, BM kararları kapsamında ve Madrid kararlarıyla uyumlu, güvenilir ve belirgin sınırlara sahip, barış içinde yaşayan demokratik iki ayrı devlet için yeni ve acil çaba gösterilmesi çağrısında bulunuldu.
Her iki tarafta da sivillerin zarar görmesine ilişkin tüm faaliyetlerin esefle karşılandığı kararda acil, sürdürülebilir ve tam anlamıyla uygulanabilir ateşkes çağrısı yapıldı; sivillere yönelik şiddet ve terör olaylarının yanı sıra provokasyon, kışkırtma ve tahribat faaliyetlerinin her türlüsü kınandı.
Kararda ayrıca silahlı çatışmalarda sivillerin korunmasına yönelik ilgili BM kararlarına atıfta bulunularak, işgal altındaki Filistin'de 30 Mart'tan bu yana yaşanan şiddet olaylarında İsrail güçleri tarafından orantısız güç kullanılarak, özellikle Gazze'de aralarında çocukların, sağlık çalışanlarının ve gazetecilerin de bulunduğu sivillerin öldürülmesiyle ilgili duyulan endişe ifade edildi.