Esed'in 'insan mezbahaları': Suriye hapishaneleri
Beşşar Esed rejimi, insanlara yaş/cinsiyet/suç ayrımı gözetmeksizin işkence yaptığı 100'den fazla gözaltı merkezini işletiyordu. Esed'in polis devleti, nesiller boyunca Ortadoğu'nun en acımasızlarından biri olarak biliniyordu ve yüz binlerce siyasî tutukluyu tutuyordu.
Suriye'de 1963'te iktidara gelen Baas Partisi’nin 61 yıllık kanlı iktidarı, 2011'de özgürlük talebiyle başlayan halk hareketlerinin şiddetle bastırılmak istenmesiyle patlak veren iç savaşta, başkent Şam'ın rejimin kontrolünden çıkmasıyla çöktü.
Suriye’de muhalif savaşçılar, düzenledikleri yıldırım harekâtı sırasında, baskıcı Esed rejiminin karakteristik özelliği olan korkunç hapishaneler ağından binlerce kişiyi kurtardı.
Kuzeyden gelip önce Halep'i, ardından İdlib, Hama, Humus ve Şam'ı rejimden kurtaran muhalifler, yol boyunca merkez hapishaneleri yıkıp, dışarıya tökezleyerek çıkanlara güvende olduklarına dair güvence verdiler.
Savaşçılar, yardım görevlileri, STK’lar, gönüllüler ve gönüllü doktorların rejim yönetiminin kaçarak bir başına geride bıraktıkları tutukluları bulmak, hapsedildikleri gizli hücreleri açmak ve hatta gizli tesislerin yerlerini tespit etme çalışmaları ise hâlâ devam ediyor.
İşte, Esed döneminde Suriye'deki hapishaneler hakkında bilmeniz gerekenler:
Suriye'de kaç tane cezaevi var?
Birleşmiş Milletler raporuna göre Suriye’de 100'den fazla gözaltı tesisi ve sayısı bilinmeyen gizli tesisler var.
En meşhur hapishanelerden ikisi Tadmor ve Sednaya.
Bunlar sırasıyla antik Palmira kentinin çölünde ve Şam'ın hemen dışında bulunuyor.
Esed’in işkence üssü: Sednaya Hapishanesi
Beşşar Esed rejiminin işkence merkezi olarak nitelendirilen Sednaya Hapishanesi'nin yer altı hücrelerindeki mahkûmları kurtarma çalışmaları hâlâ devam ediyor.
Aralıksız görev alan Suriye Sivil Savunma ekipleri, birden fazla yer alt katı ve gizli bölmeleri bulunan Sednaya'da havalandırma yetersizliği nedeniyle boğulmak üzere olan tutsaklara ulaşmak için yoğun çalışma faaliyetlerini devam ettirirken, hücreler hakkında bilgisi olanlara yönelik yardım çağrıları devam ediyor.
Sosyal medya ve haber kaynaklarında yer alan görüntülerde Sednaya'yı basan göstericiler ile cezaevinden kurtarılanlar yer alıyor. Özgürlüğüne kavuşanların arasında annesiyle tutulan küçük çocuklar da bulunuyor.
Görüntülerin bazılarında eski tutsakların işkencelerden dolayı yürüyemediği, cezaevinden "sürünerek" çıktıkları gözlemleniyor.
- Uluslararası kuruluşların yayımladığı raporlara göre, başkent Şam'a 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve çöken rejimin Savunma Bakanlığına bağlı Sednaya Askerî Hapishanesi'nin Mart 2011'deki olayların ardından rejim karşıtı barışçıl göstericiler ve rejim karşıtı askerî unsurların tutulduğu üsse dönüştüğü belirtiliyor.
Raporlarda, cezaevinde devrilen rejim yetkililerinin alıkoydukları binlerce kişinin öldürülmesini sessiz ve sistematik şekilde organize ettikleri aktarılıyor.
Rejimin, cezaevinde "toplu idam" yoluyla yargısız infazlar gerçekleştirdiğini ortaya koyan raporlarda 2011 ile 2015 yılları arasında her hafta, bazen de iki haftada bir yaklaşık 50 kişinin asıldığı kaydedildi.
- Raporlar, ayrıca rejimin, Sednaya'da alıkoyduklarını kasıtlı şekilde insanlık dışı koşullarda tuttuğunu, onlara defalarca işkence yaptığını ve sistematik olarak yiyecek, su, ilaç ve tıbbî bakımdan mahrum bıraktığını gösteriyor.
Uluslararası Af Örgütünün 2017'deki araştırması, 2011'den beri Sednaya'daki cinayet ve işkencelerin, ülkedeki sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik saldırının parçası olarak yapıldığını ve rejimin politikasının parçası olarak yürütüldüğünü ortaya koyuyor.
Suriye'deki hapishanelerde koşullar nasıldı?
Korkunç.
Suriye rejim ordusunda görev yapan ve iç savaş boyunca askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına almakla sorumlu "Sezar" kod adlı askerin çektiği fotoğrafların, rejim tarafından işkence ve insanlık dışı yöntemlerle öldürüldüğü belirlenen, yaşları 20 ile 40 arasında değişen yaklaşık 11 bin kişiye ait olduğu düşünülüyor.
Mayıs 2011 ve Ağustos 2013 tarihleri arasında çekilen fotoğraflarda yer alan cesetlerdeki yaralar, rejim güçlerinin askerî tesislerinde tutulanların nasıl işkence gördüğünü ve öldürüldüğünü gösterdiği için kanıt değeri taşıyor.
Suriyeli ve uluslararası hak örgütleri ile aktivistlere yaklaşık 53 bin 276 dosya iletirken, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), fotoğrafların hükümetin gözetimi altında en az 6 bin 786 kişinin öldüğünü kanıtladığını ileri sürdü.
- Uluslararası Af Örgütü, 2017 yılında binlerce kişinin burada idam edildiğini tespit etmesinin ardından Sednaya Hapishanesi'nden "mezbaha" olarak söz etmişti.
- Buradaki mahkûmlar ya toplu asılarak öldürüldüler ya da yiyecek, su ve ilaç verilmeden işkenceye maruz bırakılarak öldürüldüler. Can veren mahkûmlar ya toplu mezarlara atıldı ya da parçalanarak/yakılarak gizlenmeye çalışıldı.
Kaç kişi hapislerde çürüdü?
- Mart 2011 ile Ağustos 2024 arasında yaklaşık 157 bin 634 Suriyeli tutuklandı. Bu sayının 5 bin 274'ünü çocuklar, 10 bin 221'ini ise kadınlar oluşturuyor.
Beşşar Esed'in 1971'de iktidara gelen babası Hafız Esed döneminde, binlerce kişi daha Suriye'nin korkulan güvenlik güçleri tarafından kaçırıldı.
Cezaevlerinde hâlâ tutuklular var mı?
Yardım kuruluşlarına göre, yeraltı zindanlarında hâlâ sayısız insan mahsur durumda.
Yetkililer, hapishane kamera görüntülerine göre binlerce tutuklunun hâlâ bu zindanlarda mahsur kaldığını iddia ederek, eski askerlerden ve gardiyanlardan muhalif güçlere yeraltı elektronik kapılarını açmak için şifreleri vermelerini istiyor; özgürlüğüne kavuşan mahkûmlardan aldığı bilgilere göre gizli odaları bulmaya çalışıyor.
Beyaz Baretliler olarak bilinen Suriye Sivil Savunması, gizlenmiş tesislerin ortaya çıkarılmasına yardımcı olacak bilgileri ortaya çıkaranlara para ödülü vermeyi de teklif etti.
Tam olarak kimlerin hâlâ hapiste olduğu belirsiz ancak isyancılar şu ana kadar binlerce kadını, yaşlı ve orta yaşlı erkeği serbest bıraktı; kurtarılanlardan bir kısmı hayatlarının çoğunu hapiste geçirmişti.
Muhalifler, rejimin gözetiminde, hapishanede doğmuş ve kelimenin gerçek anlamıyla gün yüzü görmemiş küçük çocukları da kurtardı.
İnsanlara nasıl işkence yapılıyordu?
Akıl almaz şekillerde.
- Suriye rejimi, kendisine karşı çıkan muhalifleri cezalandırmak için çeşitli teknikler kullandı. Tutukluları kırbaçlıyor, uykularından mahrum bırakıyor ve elektrik veriyorlardı.
- Kadınlar ve erkekler rutin olarak çırılçıplak soyuluyordu, gözleri bağlanıyordu ve hatta tecavüze uğruyordu.
Üstelik Suriye'de üç özel işkence yöntemi, tutuklunun sırtını kelimenin tam anlamıyla kıran bir yöntem olarak ünlendi.
Bunlardan ilki "Alman sandalyesi" olarak biliniyordu ve gardiyanlar tutukluları bir sandalyeye oturtuyor ve omurgaları kırılıncaya kadar geriye doğru eğiyorlardı.
İkincisi ise "uçan halı" olarak adlandırılıyordu; kurbanlar katlanabilir bir tahta levhanın üzerine yerleştiriliyordu. Daha sonra gardiyanlar tahtanın iki tarafını kaldırarak kurbanın dizlerini ve göğsünü bir araya getirirlerdi, ta ki bu pozisyon dayanılmaz sırt ağrılarına neden olana kadar.
Son olarak, gardiyanlar genellikle tutukluları bir merdivene bağlar ve daha sonra merdiveni iterek kurbanın sırtüstü düşmesini izlerlerdi - tekrar tekrar.
Rejim neden bu kadar çok Suriyeliyi tutukladı ve işkence etti?
Kısa cevap: Onları terörize etmek ve korkutarak teslim olmaya zorlamak.
2011 Suriye ayaklanmasından önce ülkedeki halk, rejimin yaygın istihbarat gözetleme sistemi ve casus ağı olan Muhaberat'tan bahsederken "duvarların kulağı var" ifadesini kullanıyordu.
Rejim hakkında eleştirel bir yorum yapan herkes, rejimin zindanlarından birine kaybolma riskiyle karşı karşıyaydı.
Aileler, yakınlarını bulmak için hapishanelere akın ediyor
Suriyeli kurtarma ekipleri ve senelerdir “öldü bilinen-kayıp” kayıp kişilerin yakınları, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde yaşanan kötü muameleleri ortaya çıkarırken, tutukluları bulup serbest bırakmak için Şam yakınlarındaki kötü şöhretli Sednaya Hapishanesi'nde arama çalışmaları yürütüyor.
Dışarı çıkmayı başarabilen şaşkın ve sevinçli tutuklular ise, 8 Aralık Pazar günü Esed'in hükümeti çökerken Suriye hapishanelerinden dışarı akın etti. Dünyanın en kötü şöhretli gözaltı sistemlerinden birinden çıkarken sevinç çığlıkları attılar.
Suriye'nin her yerinde aileler, yıllar önce Esed tiranlığının 53 yıllık iktidarının zaptedilemez gulagında kaybolan çocukları, kardeşleri, eşleri ve ebeveynleriyle yeniden bir araya geldiklerinde ağladılar.