Dış güçlerin kıskacındaki Yemen bölünmeye gidiyor
"Yemen'in Geleceğinde Bölgesel Aktörlerin Rolü" başlığıyla düzenlenen panelde Yeni Yemen Medya Merkezi Başkanı Salih el-Gabri; "Biz iki şeytan arasında yaşıyoruz. İran destekli Husiler ve BAE destekli koalisyon arasında sıkışmış durumdayız" ifadelerini kullanırken, Gazeteci Jonathan Fenton-Harvey, "Askeri yollar, durumu gittikçe kötüleştiriyor, bunun yerine diplomatik yollar tercih edilmeli" önerisinde bulundu. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Selim Öztürk ise "Batı kolonyalizmi, bugün Körfez ülkelerince gerçekleştiriliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) ile Yeni Yemen Medya Merkezi iş birliğiyle, "Yemen'in Geleceğinde Bölgesel Aktörlerin Rolü" paneli düzenlendi.
ORSAM konferans salonunda düzenlenen panele Gabri, Polis Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Selim Öztürk ve gazeteci Jonathan Fenton-Harvey konuşmacı olarak katıldı.
Yemen'in bölünme ihtimali artıyor
Gabri, yasal bir otoriteye karşı yapılan darbe sonucu Yemen’de bugünkü duruma gelindiğini ve insani krizin sürdüğünü belirtti.
Yemen halkının iki şeytanın arasında yaşadığını söyleyen Gabri, “Yemen halkı İran destekli Husiler ve Emirlik destekli koalisyon arasında hayatını sürdürüyor.” dedi.
Gabri, başkenti olmayan bir ülkenin bölünme ihtimalinin arttığını kaydederek, "Biz iki şeytan arasında yaşıyoruz. İran destekli Husiler ve BAE destekli koalisyon arasında sıkışmış durumdayız. Yemen’in şu an bir başkenti yok ve bölünebilme ihtimali artıyor." diye konuştu.
Askeri yollar durumu kötüleştiriyor
Gazeteci Fenton-Harvey ise BAE, Suudi Arabistan ve İran’ın Yemen’deki provokatif çabalarının ülkeyi istikrarsızlaştırdığını söyledi.
Çözüm için askeri yöntemleri terk edecek projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Fenton-Harvey, "Yemen'in geleceğinde uluslararası arenada hükümetler nezdinde çok taraflı çözüm çabaları artırılmalı. Askeri yollar, durumu gittikçe kötüleştiriyor bunun yerine diplomatik yollar tercih edilmeli." ifadelerini kullandı.
Fenton-Harvey, batılı güçlerin Riyad’a askeri desteğini çekmesinin çözüme katkı sağlayacağını kaydetti.
Kolonyalizm geleneğini Körfez ülkeleri sürdürüyor
Öztürk de, Arap Baharı'nın Yemen’i 2011’de vurduğunu ve bu tarihten bu yana ülkeyi savaş alanına döndüğünü kaydederek, Suudi Arabistan, İran ve BAE’nin Yemen üzerinde etkin güç olmaya çalıştığını söyledi.
Farklı güç odaklarının mücadelesinin savaş sahasına çevirdiği Yemen’in gittikçe daha da karmaşık hale geldiğini söyleyen Öztürk, “Batı kolonyalizmi, bugün Körfez ülkelerince gerçekleştiriliyor. Körfez güçleri kendi uydu devletlerini oluşturmaya çalışıyorlar.” dedi.