Çin, Kur’ân bulunduran Uyguları "aşırılık yanlısı" olarak işaretliyor

Çin polisi veri tabanı, Uygurlu Müslümanların Kur’ân barındırmalarını ve okumalarını, “potansiyel olarak zararlı” eylemler altında mimliyor.
Çin polisi veri tabanı, Uygurlu Müslümanların Kur’ân barındırmalarını ve okumalarını, “potansiyel olarak zararlı” eylemler altında mimliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Sincan'daki Müslümanların sadece dinlerini uyguladıkları gerekçesiyle şiddet yanlısı aşırılık yanlıları olarak işaretlendiğini ortaya koyuyor.

Çinli yetkililer, şiddet içeren aşırıcılığı işaretlemek için, 50.000 multimedya dosyası barındıran etnik azınlık Uygurların telefonlarını izliyor. Bunun yanı sıra, Kur'ân-ı Kerîm'e sahip olmaksa Uygurların, polis sorgusuna girme ihtimallerini tetikliyor.

  • Çinli yetkililerin "şiddet içeren ve terörist" içerik listesi, IŞİD gibi terörist gruplar tarafından üretilen şiddet içeren ses, video ve görüntüleri içerirken, aynı zamanda çoğunluğu Sincan'daki Müslüman bir azınlık olan Uygurların kimliğini veya kendi kaderini tayin hakkını destekleyen kuruluşlardan gelen materyalleri de içeriyor.

Listede bulunan kuruluşlar arasında Doğu Türkistan Bağımsızlık Hareketi, Dünya Uygur Kongresi Sürgün Grubu ve ABD hükümeti tarafından finanse edilen haber kuruluşu Radio Free Asia da yer alıyor.

Çin'in Sincan bölgesindeki etnik azınlıktaki Müslümanlar, Çin Komünist Partisi’nin ülkenin çoğunluk Han kültüründen kültürel, dilsel ve dinsel farklılıkları ortadan kaldırma çabalarının bir parçası olarak yoğun bir gözetime tabi tutuluyor.
Çin'in Sincan bölgesindeki etnik azınlıktaki Müslümanlar, Çin Komünist Partisi’nin ülkenin çoğunluk Han kültüründen kültürel, dilsel ve dinsel farklılıkları ortadan kaldırma çabalarının bir parçası olarak yoğun bir gözetime tabi tutuluyor.

Dosyalarda ayrıca, Çin'de yoğun bir şekilde sansürlenen, 1989 Tiananmen Meydanı Katliamı’na ilişkin bilgiler de yer alıyor.

Bununla birlikte, insan hakları grubu tarafından yapılan listenin bir meta veri analizine göre, Çin hükümetinin incelenmek üzere işaretlediği bazı içerikler arasında siyasî olmayan, Suriye'de yayınlanan "Yolda" (On the Road) adlı bir Çin seyahat programı, Kur'ân'dan okumalar ve İslâmî şarkılar da bulunuyor.

"BM İnsan Hakları Konseyi, Çin hükümetinin Sincan ve ötesindeki suistimallerini soruşturarak uzun süredir gecikmiş bir önlem almalı." diyen İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) Çin Direktör Vekili Maya Wang, Çin yönetimini, İslâm’ı şiddet içeren aşırılıkla birleştirmekle suçluyor:

Çin hükümeti, Sincan'daki Türki Müslümanlara yönelik iğrenç suistimallerini haklı çıkarmak için İslâm'ı aşırılıkla şiddet içeren aşırılıkla birleştiriyor.

HRW tarafından analiz edilen ana liste, 2019'da ABD merkezli bir medya kuruluşu olan Intercept'e sızdırılan ancak şu ana kadar kamuoyuna açıklanmayan Sincan polis veri tabanından alınan 52 GB'lık daha geniş bir belge hazinesinin bir parçası.


Çin hükümetinin Sincan'da gözetleme teknolojisini kötüye kullanması, telefonlarında sadece Kur'ân uygulaması olan Uygurların polis sorgusuyla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.
Çin hükümetinin Sincan'da gözetleme teknolojisini kötüye kullanması, telefonlarında sadece Kur'ân uygulaması olan Uygurların polis sorgusuyla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.

Sincan bölgesindeki Çin polisi, halkın telefonlarını izliyor

Sincan'ın başkenti Urumçi'deki Çin polisi, bölge sakinlerinden,yetkililere cep telefonlarının içeriğini izleme imkânı sağlayan "Jingwang Weishi" adlı uygulamayı indirmelerini istiyor. Üstelik Sincan'da kalıcı olarak oturmayıp bölgeyi ziyarete gelen bazı ziyaretçilerden de "Fengcai" adlı benzer bir uygulamayı indirmeleri isteniyor.

  • Polis, sivillerin şahsi eşyalarındaki "aşırılık yanlısı" materyalleri resmî olarak izlese de, HRW, polis veri tabanındaki analizin, çoğu durumda etnik Müslümanların, yalnızca dinlerini uyguladıkları veya dinlerine ilgi gösterdikleri için şiddet içeren aşırıcılığın destekçileri olarak işaretlendiğini gösterdiğini belirtiyor.

Sincan bölgesindeki Urumçi'deki ana çarşıya girmek için metal dedektörü ve yüz tanıma teknolojisi ile donatılmış bir kontrol noktasından geçen başörtülü bir kadını izleyen Çinli bir güvenlik görevlisi.
Sincan bölgesindeki Urumçi'deki ana çarşıya girmek için metal dedektörü ve yüz tanıma teknolojisi ile donatılmış bir kontrol noktasından geçen başörtülü bir kadını izleyen Çinli bir güvenlik görevlisi.



HRW, “sorunlu içeriklerin” büyük kısmının dinî içerikler olduğunu gösterdi

HRW, 2017 ile 2018 yılları arasında 1 milyondan fazla telefonda yapılan 11,2 milyon aramada polis tarafından işaretlenen 1000 dosyanın analizinin, "sorunlu" olarak tanımlanan içeriğin yüzde 57'sinin sıradan dinî malzeme olduğunu gösterdiğini kaydetti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, işaretlenen dosyaların yalnızca yüzde 9'u şiddet içeriği ve yüzde 4'ü şiddet çağrısı yapan içerikteydi.

HRW, 2018 yılında Aksu vilayetindeki bir yeniden eğitim tesisinde 2000 tutuklunun sızdırılmış listesinin, yüzde 10'unun "şiddet içeren ve terörist" multimedya indirmekten veya indiren biriyle bağlantı kurmaktan tutuklandığını gösterdiğini söyledi.

Yetkililer tarafından "meslekî eğitim merkezleri" olarak adlandırılan yeniden eğitim kamplarında 1 milyondan fazla Müslüman Uygur'un gözaltına alındığını tahmin ediliyor.
Yetkililer tarafından "meslekî eğitim merkezleri" olarak adlandırılan yeniden eğitim kamplarında 1 milyondan fazla Müslüman Uygur'un gözaltına alındığını tahmin ediliyor.

Sincan’daki Müslümanlar baskı altında

Uygurlar ve diğer Türkî Müslümanlar, Çin Komünist Partisi'nin ülkenin çoğunluktaki Han kültüründen kültürel, dilsel ve dinsel farklılıkları ortadan kaldırma çabalarının bir parçası olarak yoğun bir gözetime tabi tutuluyor.

İnsan hakları grupları, son yıllarda Sincan'da bir dizi bombalama ve bıçaklı saldırının ardından başlatılan kampanya kapsamında, yetkililer tarafından "meslekî eğitim merkezleri" olarak adlandırılan yeniden eğitim kamplarında 1 milyondan fazla Müslüman Uygur'un gözaltına alındığını tahmin ediyor.

Pekin, 2014 yılında "Şiddet İçeren Terörizme Karşı Sert Saldırı Kampanyası"nı başlattıktan sonra, biyometrik veri toplama ve yüz tanıma teknolojisi aracılığıyla kitlesel gözetimi dahil etme çabalarını artırdı.

Sincan'da insan hakları ihlalleri işlediğini reddeden Pekin yönetimi, yeniden eğitim merkezlerinin, aşırıcılıkla mücadele ve yoksulluğu hafifletmek için önemli araçlar olduğunu savunuyor.

Kaynak: Aljazeera