Cemâat-i İslâmî (Pakistan)

Cemâat-i İslâmî, Pakistan'da gündemi belirleyen siyasî hareketlerden biri.
Cemâat-i İslâmî, Pakistan'da gündemi belirleyen siyasî hareketlerden biri.

Hindistan’da İslâmî uyanışı başlatmak isteyen cemâatin kurucusu Ebü’l A’la Mevdûdî ve Cemâat-i İslâmî hareketi fertten başlayarak toplumu kuşatan ve toplumdan aldığı güçle devlete ulaşan bir İslâmcılık projesinin savunucusuydu. Sömürgeciliğin üstü örtülü biçimde sürmesi Mevdûdî'nin üzerinde durduğu konuların en önemlilerindendi. Cemâatin militer yapıda olmayan ve şiddeti yöntem olarak kullanmayan bir metoda sahip olması ve örgütlü bir yapıya sahip olması dolayısıyla Pakistan siyasetinde her zaman muhatap alınması gereken bir unsur haline gelmiştir.

Cemâat-i İslâmî, İngiliz sömürge yönetimi altındaki Hindistan’da İslami uyanışı başlatmak isteyen "Ebü’l A’la Mevdûdî" tarafından kurulmuştur. Dilimize çevrilmiş çok sayıda eseriyle birlikte Türkiye’de Seyyid Kutub ile beraber en çok tanınan siyasal İslâmcı şahsiyet olan Mevdûdî, 1941 yılında Lahor şehrinde Cemâat-i İslâmî’nin temellerini atmıştır.

Cemâat-i İslâmî'nin temelleri Mevdûdî tarafından atılmıştır.
Cemâat-i İslâmî'nin temelleri Mevdûdî tarafından atılmıştır.

Mevdûdî çıkardığı dergiler, yazdığı makaleler ve verdiği konferanslarla İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadele yürüttü.

Mevdûdî sömürge sonrası bağımsızlıkta hangi yolun izleneceğine dair olarak tek Hindistan projesini savunuyordu. Onun bu kanaatinin arkasında milliyetçi duygulardan çok birleşik ümmet ideali yatmaktaydı. Ancak bu mümkün olmamış, yaşanan hadiseler 1947 yılında Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan devletini ortaya çıkarmıştı. Pakistan sınırlarında kalan Lahor’da Cemâat-i İslâmî’nin temellerini atan Mevdûdî ve arkadaşlarının bundan sonraki hedefleri, Pakistan’da "İslâm dünyasına örnek" olacak bir İslâm devleti kurmak olacaktı.

  • Bağımsız Pakistan’ın siyasî lideri olan Muhammed Ali Cinnah’a seküler kimliği nedeniyle

    Cemâat-i İslâmî muhalif duruyordu. Bunun üzerine Mevdûdî ve cemaati, Pakistan’ın yönetiminde İslâmî kuralların egemen olması için çalışacaktır.

Pakistan’ın 1956 yılında kabul edilen ilk anayasasında yer alan ‘İslâmî temellere dayanan bir toplum oluşturmayı ve mevcut bütün kanunları Kur’ân ve Sünnet ışığında düzenlemeyi’ esas alan maddelere yer verilmesinde Cemâat-i İslâmî büyük rol oynamıştır.

Mevdûdî’nin 1951 ve 1953’te farklı görüşlerdeki İslâmî cemâatleri bir araya toplayarak onları İslâm hukukuna dayalı dinî devlet fikrine ikna etmesi hedefe giden yolda atılan en önemli adımdı.

Ancak Cemâat-i İslâmî bu mücadelesinde bedel ödemek zorunda kaldı. Mevdûdî olmak üzere cemaat mensupları uzun süreli hapis cezasına çarptırıldı.

Cemâat-i İslâmî, her yıl Hz. Peygamber'in doğduğu günde etkinlikler düzenlemektedir.
Cemâat-i İslâmî, her yıl Hz. Peygamber'in doğduğu günde etkinlikler düzenlemektedir.

Pakistan anayasasına göre Cemâat-i İslâmîbir siyasî parti olarak faaliyet gösterebiliyordu. Bu yeni süreçte, Hz. Peygamber’in son nebi oluşu hususunda aykırı görüşlere sahip Ahmediyye mezhebine karşı büyük bir kampanya başlatan Mevdûdî, bölücülük suçlamasıyla yargılanarak ölüm cezasına çarptırılmış ancak daha sonra beraat etmişti.

  • Eyüp Han’ın 1958’deki askerî darbesi sonrası Cemâat-i İslâmî’nin faaliyetleri yasaklanmıştı. Öte yandan Cemâat-i İslâmî, Hindistan, Keşmir, Sri Lanka ve o zamanki ismi Doğu Pakistan olan Bangladeş’te de teşkilatlandı.

1971’de Cemâat-i İslâmî Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılmasına karşı çıktı. Bangladeş’teki Cemâat-i İslâmî teşkilatları özellikle cemâatin öğrenci kolu, Pakistan ordusu tarafından yönetilen paramiliter el-Bedir güçleri bünyesinde silahlı mücadele yürüttü. Hindistan ile hareket eden ayrılıkçı güçlere karşı savaşıldı.

Günümüzde Cemâat-i İslâmî'nin liderliğini Siracul Hakk sürdürmektedir.
Günümüzde Cemâat-i İslâmî'nin liderliğini Siracul Hakk sürdürmektedir.

Mevdûdî 1972 yılında sağlık sorunları sebebiyle cemaatin liderliğini bırakmıştır. Mevdûdî’nin belirlemiş olduğu cemâat esaslarına göre Pakistan bir İslâm toprağı sayıldığı için bu ülkede faal olan bir cemâat olarak silahlı bir mücadelenin bizzat içinde yer almak kesinlikle meşru görülmemekteydi.

Mevdûdî İslâm dinini insan hayatının dünyevî ve uhrevî yanlarının tamamını kuşatan külli bir sistem olarak görmüştür.

Mevdûdî ve Cemâat-i İslâmî hareketi fertten başlayarak toplumu kuşatan ve toplumdan aldığı güçle devlete ulaşan bir İslâmcılık projesinin savunucusuydu. Sömürgeciliğin üstü örtülü biçimde sürmesi Mevdûdî’nin üzerinde durduğu konuların en önemlilerindendi.

Cemâat-i İslâmî, demokrasi, anayasal düzen, ekonomik sistem gibi modern Batılı değerleri İslâm’a uyarlayarak bir devlet, hukuk ve ekonomi vizyonu ortaya koymuştur.

Cemâatin militer yapıda olmayan ve şiddeti yöntem olarak kullanmayan bir metoda sahip olması ve örgütlü bir yapıya sahip olması dolayısıyla Pakistan siyasetinde her zaman muhatap alınması gereken bir unsur haline gelmiştir. Günümüzde Cemâat-i İslâmî, Lahor şehrindeki Mansura semtinde genişçe bir kampüs içerisindeki idarî merkezinden siyasî faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedir.