8-22 Ağustos 2024 tarihleri arasında umre yapmak nasip oldu hamdolsun. Suudi Arabistan’ın e-visa uygulamasına geçmesiyle birlikte bu sefer bireysel gitmeye niyet ettik. Bu yazımda sadece gözlem ve tecrübelerimi paylaşacağım. Dolayısıyla tur kötülemesi yahut bireysel umre güzellemesi yapmayacağım.
Öncelikle belirtmem gerekir ki bireysel umre biraz özveri ve organizasyon gerektiren bir tecrübe.
Adı üstünde bireysel; yani vizeden otele her şeyi kendiniz ayarlamanız gerekiyor. Turla gittiğinizde bir aksilik olduğunuzda size çözüm sunacak veya probleminizle ilgilenecek bir merci hazır olur. Fakat bireysel umrede her koyun kendi bacağından asılır. Ben bu zahmete girmek istemem, organizasyon işi beni sıkar, risk almam derseniz turla gitmenizi tavsiye ederim.
1.Bilet
Biz uçak biletlerini gidiş Ajet, dönüş Pegasus üzerinden aldık. Yabancı firmaların çok daha ucuza biletleri olabiliyor. Kayak, skyscanner gibi sitelerden biletleri mukayese edebilirsiniz. İlk iş gidiş dönüş biletlerini alıp tarihlerinizi netleştirmek. Bana kalırsa umre 10 günü geçmemeli. 3 gün Medine, 7 gün Mekke kafi. 15-20 gün umrelere alıştığımız için, neden bu kadar kısa diye sorabilirsiniz. İki gerekçem var: 1. Yorgunluk: Medine çok rahat, otellerin neredeyse hepsi yürüme mesafesinde, insanı hiç yormuyor. Fakat Mekke öyle değil. Mekke insan takatinin sınırlarını zorlayan bir atmosfere sahip. Bir haftadan sonra enerjiniz yavaş yavaş tükenmeye başlıyor ve amiyane tabirle otelde yahut avm’lerde aylaklık etmeye başlıyorsunuz. Bu da o mübarek beldelerin şanına yaraşmaz. Bu yorgunlukla döndükten sonra toparlanmak da zaman alıyor. Vücut direnci düşünce kapı aralanan hastalıklara değinmiyorum bile. 2. Sıradanlaşma: Her iki şehirde de fazla kalınca (bir haftadan fazla) sıradanlaşıyor. İlk günler o manevi atmosferin tadına doyamıyorsunuz. Mescidde yeşil kubbenin, Mekke’de Kâbe’nin karşısında namaz kılmak Kur’ân okumak kelimelerle tarif edilemez. Fakat insan tabiatı her şeye alışmaya ve her şeyi sıradanlaştırmaya meyyal. Bu yüzden 3 gün Medine, 7 gün Mekke bence gayet ideal. Tadı damağınızda kalıyor ve yeniden gelmenin hasretiyle yanıp tutuşuyorsunuz.
- İlkin Medine’ye gitmenizi tavsiye ederim. Zira Medine, çok güzel bir manevi hazırlık imkânı sunuyor. Direkt Mekke’nin hengamesine dalmaktansa Medine’de birkaç gün Resulullah’a misafir olup onu selamladıktan sonra Beytullah’a geçmek hem madden hem manen daha uygun kanaatimce.
2. Vize
Her şeyden önce vize almalısınız. Biz https://visa.visitsaudi.com/ sitesinden aldık. Alternatif olarak https://ksavisa.sa sitesi de var. Vize almak çok basit fakat dikkat gerektiren bir iş.
Bordo pasaport için 107 dolar, yeşil pasaport için 10,5 dolar ücret var.
Vize bir yıllık veriliyor ve toplam 90 gün konaklama izni veriyor. 5-10 dakika sürüyor başvuru, hemen sonuçlanıyor. Kabul alırsanız “Visa Granted”, red alırsanız “Visa Refused” yazar. Vize işlemleri sırasında bütün bilgileri doğru bir şekilde girdiğinizden emin olmalısınız. Yanlış veya eksik bir bilgi girdiğiniz takdirde vizeniz reddedilebilir. Ücretiniz yanar ve sıfırdan başvurmak zorunda kalırsınız. Ret verilen vizeler için iade yapmıyorlar diye biliyorum, emin olmak lazım tabii.
Vizeniz onaylanınca pdf olarak indirin ve telefonunuzda kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde saklayın. Yahut çıktı alıp yanınızda da taşıyabilirsiniz. Havalimanında ve ülke içerisinde her an vizenizi sorabilirler. En basitinden Suud hattı almak istediğinizde vizenize kaydediyorlar hattı.
Vize alırken otel rezervasyonu soruyor.
Çok erkenden bir otel rezervasyonu yapmak istemiyorsanız, biraz daha gidişinize yakın rezervasyon yapmak istiyorsanız booking.com’dan “Ön ödemesiz – Ücretsiz iptal” seçeneklerini kabul eden bir otele rezervasyon yapın. Vize işlemlerinde sadece otel adı istiyorlar. Vizenizi aldıktan sonra booking’ten rezervasyonunuzu iptal edip başka bir otel bakabilirsiniz. Veya direkt beğendiğiniz bir otele kalıcı rezervasyon da yaptırabilirsiniz. Tercih sizin.
3. Konaklama
Medine’de çoğu otel mescidin civarında olduğu için çok bir problem yok.
- Kahvaltı ve akşam yemeği dahil rezervasyon yapmanızı tavsiye ederim. Fiyatı düşünerek belki yemek seçeneğini elemek isteyebilirsiniz ama emin olun orada bir öğün için bile zahmete girmek istemeyeceksiniz.
Hem vakit hem nakit kaybı, çoğu durumda fastfood yemek zorunda kalırsınız ayrıca. O yüzden yemek işini otelde halletmek en iyisi. Mekke’de ise yürüme mesafesi oteller genelde çok pahalı. Her yürüme mesafesi yazan otele kanmayın. Mescidin mermerlerine adım attıktan sonra Kâbe’ye ulaşmak 10 dakika sürüyor zaten. Oteller ilk mermeri baz alıyor.
- Benim tavsiyem fiyat-performans açısından servisli bir otel ayarlamak Mekke’de.
Çünkü Zemzem, Tevhid, Hilton vb. lüks otellerin arkasında kalan yürüme mesafesi diğer oteller en az 15-20 dakika sürüyor. Mekke sıcağında bu yolu yürüyeceğinize 5-10 dakika uzaklıkta servisli bir otel tutup direkt tünelde inip yukarı çıkmanızı tavsiye ederim. Otel meselesi bütçeye dayanan çok şahsi bir mesele olduğu için geçiyorum.
4. Ulaşım
8-12 Ağustos tarihleri arasında Medine’de kaldık. Ulaşım meselesine geçmeden Medine tecrübemizden bahsedeyim. Medine’de 3 tam gün geçirmenizi tavsiye ederim. 1 günün yarısı çevre gezisine gidecek zaten. Biz gece 2’de indik. Hemen otele yerleşip sabah namazına mescide yetişmek nasip oldu. Sonra otele geçip kahvaltımızı yapıp istirahate çekildik. Medine’de bir sabah namazından sonra mescidin etrafında birkaç yer var, oraları ziyaret etmenizi tavsiye ederim. İlki, kıble tarafının batısındaki Cennetü’l-Bakî Kabristanı. Her vakit namazından sonra bir müddet açıyorlar. Bir gün sabah namazından sonra burası ile başlayabilirsiniz. Suudların Vehhabi ideolojisi yüzünden maalesef hangi mezarından kime ait olduğundan emin olamıyorsunuz, zaten mezarlıkta durmanıza, dua etmenize bir şeyler okumanıza izin vermiyorlar. İçeride patika yol boyunca yürüyüp geri dışarı çıkıyorsunuz. 15-20 dakika kadar sürer.
Sonra kıble yönünün doğu tarafındaki mescitlere geçebilirsiniz. Burada 4 önemli mescit var. Hepsi birbirine çok yakın. Yan yana sayılırlar. İlki, Gamame Mescidi. Efendimizin Medine’de ilk ve son bayram namazlarını kıldığı ve yağmur dualarını yaptığı mescit. Adı da buluttan geliyor zaten. Musalla diye de bilinir. Günümüzdeki halini I. Abdülmecid döneminde restorasyonla alıyor. Üzerinde beyaz kubbeler Osmanlı eseri. Fakat gelgelelim önündeki bilgilendirme tabelasında ne Abdülmecid ne de Osmanlı adı geçiyor. İkinci mescit, hemen karşıdaki Ebubekir Mescidi. Hz. Ebubekir de efendimize uymak için bayram namazını orada kılma geleneğini sürdürmüş, anısına oraya da mescit inşa edilmiş. Buranın da son halini II. Mahmud yaptırıyor, fakat onun da adı geçmiyor hiçbir yerde. Üçüncüsü, Ömer Mescidi. Gamame Mescidi’nin arka tarafında otellerin arasında kalıyor. Burası kapalı diye biliyorum, biz gittiğimizde öyleydi en azından. Bir diğeri de Ali Mescidi. O da Ebubekir Mescidi’nin sol çaprazında yer alıyor. Hulefâ-i Râşidîn’in aziz hatırası bu şekilde yaşıyor. Gelgelelim Ömer b. Abdulaziz zamanında inşa edilen fakat Osmanlılar el atana kadar harabe halde kalan bu mescitlerin son banilerinin hiçbir yerde adının geçmeyip son yıllarda restore ettirdikleri için sadece Suud krallarının adının geçmesi de ders alınması gereken bir gözlem olarak dursun burada. Bu gezideki son durak, mescidin doğu tarafından Beni Saide Hurmalığı. Sakifetü Beni Saide olarak bilinir. Efendimizin hali hayatından dinlenip gölgelenmeyi çok sevdiği ve Hz. Ebubekir’in halife seçildiği yer. Geçen sene geldiğimizde bahçe yerine duruyordu fakat bu sene tadilat adı altında bütün ağaçları kesmişlerdi ve bariyerlerden ötürü içeride ne olup bittiğini göremedik maalesef. Tüm bu ziyaretler en fazla 2 saat sürer.
Ertesi gün sabah da mescit dışında çevre gezisi yaptık. Vaktimiz çok geniş olmadığı için 3 mekânı ziyaret ettik: 1. Kuba Mescidi 2. Uhud Şehitliği 4. Kıbleteyn Mescidi. Her birinin hikayesine burada girmeyeceğim fakat hiç değilse mutlaka Uhud’a gidin. Bambaşka bir atmosferi var.
Bir de Medine’de hurma bahçesine gitme âdeti var. Fakat bu bana zaman kaybı olarak geliyor. Az süre gitmeyi tavsiye ettiğim için her anı dolu dolu geçirmeye odaklı bir yazı bu. Hurmalarınızı Mekke’de nereden alabileceğinize dair bir tavsiyede bulacağım inşallah.
Medine’de en önemli ziyaretlerden birisini atladık: Ravza. Bunun için mutlaka randevu almanız gerekiyor. Nusuk isimli bir uygulama var. Onu telefonunuza indirip kişisel bilgileriniz ve vize numaranızla kaydolup çok kolay bir şekilde randevu alabilirsiniz. 365 günde bir kere ziyaret etme hakkı veriliyor. Haftalık açılıyor diye biliyorum randevular. Gidişinizden önce mutlaka randevunuzu alın. Erkek-kadın ayrı randevu veriliyor. Herkesin bireysel hesap açıp randevu alması gerekiyor. Girişte uygulamanın size verdiği karekodu görevliye okutarak giriyorsunuz. Eski hengame ve kargaşa yok. Rahatça girip namazınızı kılıp duanızı edebiliyorsunuz. Biz gece 03.30’a randevu almıştık. Vaktinde gittik ve girdik. Teheccüdü kıldıktan sonra bizi çıkarmalarını beklerken baktık ki gelen giden yok. Kısmetimize sabah namazını cemaatle eda edene kadar orada kalmak nasip oldu. Yaklaşık bir buçuk saat ravzada kaldık. Bu yüzden beylere, hangi mevsimde gittiyseniz, sabah namazından önceki son randevuyu almanızı tavsiye ederim.
*****
Medine’de yaşadığımız ilginç ve tedirgin edici bir tecrübemi de paylaşayım. Birlikte geldiğimiz arkadaşlardan biri, mescitteki klimalardan etkilenmemek için sırtına Filistin kefiyesi örtüyordu. Kefiyede Filistin bayrağı vardı.
- İkinci gün sabah namazından sonra mescit avlusundan çıkarken kapıda bir polis bizi durdurdu ve mescit içinde siyasî çağrışımları olan şeyler giymenin yasak olduğunu söyledi.
Arkadaş Arapça bilmediği için ben araya girerek bu kuraldan haberimiz olmadığımı ve bir daha takmayacağımızı söyledim. Durduk yere başımız derde girmesin diye itiraz etmedim. Buna rağmen polis bizi bırakmadı ve arkadaşın pasaportuyla vizesini istedi. Verdik. 10-15 dakika hiçbir şey demeden ayakta bekledi ve telsizle birileriyle konuştu durdu. Sonra kendisiyle gelmemizi söyleyerek mescidin kıble tarafındaki karakola götürdü bizi. Tercümanlık etmek için arkadaşı yalnız bırakmadım fakat içim hiç rahat değildi. Karakolda bizi yok yere yarım saat koridorda beklettiler. Arkadaş adına bir dosya hazırladılar. Sonra o polis bizi peşine takıp mescide doğru götürdü. Karakoldan çıkınca rahatladım kendi kendime. Mescide doğru yürümeye başlayınca ise korkum yerini meraka bıraktı. Mescitte ne işimiz vardı? Babü’s-selam’ın yan kapısının üstünde bir ofise girdik. İçeride makam sahibi olduğu belli bir şeyh oturuyordu. Suud şeyhlerini bilenler bilir. Polis bizi oraya bıraktı gitti. Şeyh bir dakika kadar bizi süzerek dosyayı okudu. Aynı yasağı vurgulayarak bir daha yapmayacağımıza dair teyit aldı ve bizi gönderdi. Dışarı çıkınca güneş çoktan doğmuştu, bu süreç yaklaşık 2 saat sürdü. İşin tuhaf kısmı, şeyhin bize mescitte Suud bayrağı takmanın bile yasak olduğunu söylemesiydi. Halbuki bırakın Suud bayrağını, Endonezyalı, Malezyalı, Hindistanlı vs yüzlerce insan kafile bayraklı atkılarla çantalarla gruplar halinde mescide girip çıkıyorlar. Bunların hiçbiri sorun olmuyor fakat Filistin bayrağı taşıyan bir örtüyü soğuktan korunmak için boynunuza örtmeniz sorun oluyor. Müslümanların hal-i pürmelalini, Filistin’deki mazlum kardeşlerimin nasıl da kimsesiz olduklarını buradan anlayın işte!
Pazartesi sabah otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra ihramlarımızı giyip Mekke’ye yola çıkmak üzere hazırlandık. Mekke’ye geçerken kişi sayınıza göre hareket etmenizi tavsiye ederim. Elbette bu da bütçe meselesi. En konforlusu hızlı tren. Fakat pahalı ve hızlı tren istasyonuna gidiş, indikten sonra da otele geçiş ayrıca taksi ücreti vermeniz gerekecek. Yine de sitesini paylaşayım, HHR isimli güzel bir mobil uygulaması da var: https://sar.hhr.sa/timetable Diğer bir yol, taksi veya kişi sayısına göre araba tutmak. Ortalama kişi başı 100 riyale Medine-Mekke arası yolculuk etmek mümkün. Yoldan çevirdiğiniz taksi ve dolmuşlarla bile rahatlıkla pazarlık yapabilirsiniz.
Medine’den Mekke’ye geçişe dair bir tavsiyede daha bulunayım. Otelden çıkış saatleri genelde sabah 10-12 arası olduğu için 12 gibi Mekke’ye yola çıkın. Biz Medine’ye 15 dakika mesafedeki Zü’l-huleyfe’de ihrama gittik. Şöför biraz yavaş sürdüğü için 6’da vardık Mekke’ye. Otele yerleşip akşam yemeğimizi yedik ve yatsı namazı vaktinde ihramlarımızla Mescid-i Haram’a vardık.
İlk umre için en ideal vakit yatsı namazı sonrası.
O yüzden Mekke’ye erken varsanız bile umreye başlamak için yatsıyı bekleyin. Öbür türlü bölünür umreniz. Yatsıyı dışarıda avluda kıldıktan sonra içeri girdik ve umremizi yaptık. Yatsıdan sonra biraz kalabalık olduğu için rahat 2 saat sürer umre. Bunun dışında umrelerinizi sabah namazından sonra yapmanızı tavsiye ederim. Sabah namazı mescitte kıldıktan sonra taksiye atlayıp Tenim‘e gidin, Aişe Mescidi diye de bilinir. 15 dakikalık yol zaten. Geri mescide döndüğünüzde mescidin en sakin anına, gün doğumuna denk geliyorsunuz. Kolaylıkla tavaf ve sa’yinizi yaparak umrenizi tamamlayabilirsiniz.
Mataf, yani tavaf alanına ihramsız almıyorlar.
Umreye niyetlenin vefa niyetlenmeyin, Kâbe’nin yakınında namaz kılmak yahut ibadet etmek istiyorsanız ihrama girmeniz değil, ihram giymeniz gerekir. İnsanlar, umre niyeti dışında, ihramın altına iç çamaşırı giyerek çözümü bulmuşlar. Otelinizin yerine göre değişir fakat tavaf alanına giden en düz ayak yol, 79 no’lu yani Kral Fehd (King Fahd Gate) Kapısı. Tevhid ve Hilton Otelin karşısına denk geliyor. Giriş-çıkışlarınızı buraya endekslerseniz rahat edersiniz. Abdulaziz Kapısı’nın ilerisindeki 90 no’lu kapıdan da matafa alıyorlar, burası da Zemzem’in karşısına denk geliyor.
Ağustos, hem hac sonrası hem de sıcak bir mevsim olduğu için en rahat umre zamanı.
Biz geçen sene Mart ayında gelmiştik. Namaza en az bir saat kala içeri girmeniz gerekiyordu, yoksa bütün kapıları kapatıyorlardı, o kadar kalabalıktı. Bu sefer ise ezan okunurken dışarıdan gelip kaç kez Kâbe’nin dibine kadar geldiğim oldu. Sıcağı çok dert etmeyip bu ayda gelmek en iyisi.
Zaten şöyle bir günlük program yapmanızı tavsiye ederim. Küçük çocuk yoksa yanınızda, bunu uygulayabilirsiniz: Uykuyu ikiye bölüyoruz. Yatsı namazını mescitte eda ettikten sonra otele dönüyoruz ve akşam yemeğimizi yiyip en geç 10, bilemedin 11’de yatıyoruz. Gece 2’de kalkıp mescide geçiyoruz. Mescitte gece iki ezan okunur: Biri teheccüd ezanı, diğeri sabah namazı ezanı. Teheccüd ezanına kadar bir tavaf yapabilirsiniz. Ezan okununca oturup zikir ve Kur’ân eşliğinde sabah namazını bekliyoruz. Sabah namazını kıldıktan sonra kerahat çıkana kadar da oturabilirsiniz. Sonra gün doğarken o boşlukta en az 2 tavaf yapabilirsiniz. 8 gibi otele geçip kahvaltımızı yapıyoruz ve tekrardan öğlene kadar yatıyoruz. Öğlen kalkıp tekrar mescide geliyoruz. Öğlen de en müsait vakit, sıcak olduğu için. Küçük bir şemsiye alarak veya başınızı ıslayarak rahat tavaf yapabilirsiniz. Yatsıya kadar tavaf, zikir, namaz, Kur’ân mescitte vakit geçiriyoruz. Bu programla dolu dolu bir Mekke yaşayabilirsiniz. Sürekli enerji harcayacağınız için kolay acıkacaksınız. O yüzden buradan giderken günlük bir tane düşecek şekilde küçük paketler halinde kuruyemiş götürürseniz güzel olur. İkindiden sonra biraz atıştırıp akşamı otele denk getirebilirsiniz. Yoksa akşam üstü gerçekten acıkabiliyorsunuz. Olur da dayanamayacak kadar acıkırsanız Fehd Kapısı’ndan çıkınca Tevhid Oteli’n arkasında Halil Avm (Souk Khalil) var. Orada bir şeyler yiyebilirsiniz. El beik de burada.
Avm’ler, umreyi istifadeli geçirmenin en büyük düşmanı.
Zamanın nasıl geçtiğinizi anlamıyorsunuz. Bu yüzden hemen yemeği yiyip veya ihtiyacınız neyse halledip çıkmalısınız. Yoksa bir bakmışsınız mübarek beldede saatleriniz heba olmuş.
Beyler için namaz vakti Kâbe’ye yaklaşma taktiği vereyim: Ezana 15-20 dakika kala tavaf alanına giriyorsunuz. İnsanlar ezana 15-20 dakika kala Kâbe’nin dibinden saf tutmaya başlıyorlar. Hemen bir saf bulup safa girin. Oturmayın yoksa tavafa devam edenler tarafından ezilebilirsiniz. Bir 5 dakika kadar safta ayakta bekledikten sonra polisler tavaf yapanların saf aralarına girmesini engelleyip daha dış tarafa yönlendiriyor zaten. Sonrasında oturabilirsiniz. Bu şekilde rahatlıkla Kâbe’nin etrafında namaz kılabilirsiniz. Özellikle akşam ve yatsı namazlarında bu taktiği uygulamanızı tavsiye ederim, Kâbe tüm heybetiyle karşınızda tadına doyulmaz bir deneyim oluyor.
Umre yorucu bir ibadet olduğu için üç günde bir umre kafi bence. Bunun dışında nafile tavaflara devam. Başka bir yerde yapamayacağınız ibadetlere yoğunluk vermek önemli zira. Gelelim mescit dışındaki ziyaretgâhlara.
- Yarım günü Sevr Dağı, Arafat, Müzdelife ve Mina’ya ayırmanızı tavsiye ederim.
Sevr Dağı’na gündüz sıcağında çıkmanız zaten mümkün değil. Taksiyle dibine kadar gidip en azından efendimizin Medine’ye hicret ederken ne kadar meşakkatli ve tehlikeli bir süreçten geçtiğini çıplak gözle görmek gerek. Ardından Arafat’a geçip Cebel-i Rahme’ye yani vakfe yerine mutlaka çıkmalısınız. Hacıların deneyimini demo da olsa yaşamak gerek. Haccın nasip olması için daha münasip bir yer mi var hem. Müzdelife ve Mina da durulmuyor zaten. Arabayla gidilen yolu hacıların yürüdüğünü düşündüğünüzde haccın meşakkatini tasavvur edebiliyorsunuz az da olsa. Son olarak mescide geçmeden mescidin çok yakınındaki Cennetü’l Mualla Kabristanı’na uğrayın. En yukarısında Hz. Hatice annemizin mezarı var. Suudlar burayı da dümdüz etmişler tabii. Yakınında cin mescidi de var. Orada da iki rekat namaz kılabilirsiniz.
Mekke’deki bir diğer önemli nokta Nur Dağı-Hira Mağarası. Buraya mutlaka müstakil olarak gece gitmelisiniz. Muazzam bir deneyim. Sabah ezanına bir buçuk saat kala dağın eteklerine varın. Çıkış dinlene dinlene bir saat sürüyor. Çocuk ve yaşlılarla çıkmayın sakın, zorlu bir yol. Zirveye çıkınca orada teheccüd kılıp biraz soluklanın. Mağara zaten zirveden 10-15 metre kadar aşağıda. Giriş çıkışı biraz tehlikeli ve zahmetli. Dikkatlice girip içeride kalabalık değilse iki rekat namaz kılabilirsiniz. Sonrasında yukarı çıkıp sabah namazını eda edebilirsiniz. Ezan sesleri rahatlıkla geliyor zaten. Uzakta ışıl ışıl görünen mescit ve arkadan doğan güneş muhteşem bir atmosfer oluşturuyor. Dönemin şartlarını düşündüğünüzde, bu zorlu zirvede ve daracık mağarada efendimizin nasıl günlerce kaldığına hayret ediyor insan. Fakat sabah vakti oluşan atmosferi görünce efendimizin âdeta inziva için en doğru yeri seçtiğini anlıyorsunuz. Teşbihte hata olmaz; o kadar ulvi bir atmosfer oluşuyor ki bir vahiy geleceği kalıyor sadece. Orada tefekkür ve tezekkür halinde gün doğumunu temaşa edip aşağı inebilirsiniz. Aşağıda taksiciler dört dönüyor zaten, rahatlıkla geri otelinize dönebilirsiniz.
Gelelim dünyevi meselelere. Bir taksici abimiz hurma ve hediyelik eşya için bir çarşı tavsiye etti ve gittiğimizde fiyatlara gerçekten şaşırdık. Adı Ka’kiyye Çarşısı (Sûq el-Ka’kiyye). Ka’kiyye bölgenin adı, çarşılarıyla meşhur. Bu çarşı toptancı merkezi gibi bir şey. Yüzlerce mağaza var içerisinde ve dilediğiniz tüm hediyelikleri buradan alabilirsiniz. Mekke merkezinden yarı yarıya uzun. Mescidin dışındaki avm’lerden yiyecek dışında bir şey almanızı tavsiye etmem. Sûq el-Ka’kiyye’nin 1 km uzağında Sûq et-Temr yani hurmacılar çarşısı var. Buradan da hurma alabilirsiniz. Hurma hali gibi bir yer, fiyatlar gayet uygun. Çarşılardaki esnafları bizim esnaflara benzetmeyin. Bir şeyi denediğinizde yahut detaylı inceledikten sonra almazsanız kızıyorlar veya surat yapıyorlar, buna hazırlıklı olun.
Cidde Havalimanı’na giderken sayınıza göre taksi veya minibüs tutabilirsiniz. Taksiler 150-200, minibüsler 200-250 arası fiyat çekiyorlar. Pazarlığınızı yapın.
- Havalimanına varınca girişteki zemzem ofisinden zemzem almayı unutmayın. Her pasaporta bir 5 lt’lik bir zemzem veriyorlar. 12,5 riyal ücreti var. Bunu bagaj hakkınıza dahil etmiyorlar.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Rabbim yapmış ve yapacak olduğunuz umrelerinizi kabul eylesin.