Antik Dadan ve Lihyan imparatorluklarına başkentlik eden Suudi Arabistan’ın El-Ula şehri, 7 bin yıldan eskiye dayanan tarihiyle insanlığın geçmişi açısından bir kaynak olarak görülüyor.
İkma Dağı ya da El-Ula yerlilerinin tabiriyle “açık kütüphane”, arazinin kayalık oluşumları arasında sakladığı birçok hazineden birini oluşturuyor.
İkma Dağı, antik Dadan döneminin siyasî ve dinî yaşamını anlatan yazıtlara sahip devasa bir açık hava kütüphanesi işlevi görüyor. Dağ, esas olarak Dadan ve Lehyan dönemlerine tarihlenen kayalıklarda ve kaya yüzlerinde yüzlerce yazıt ve yazı sergiliyor. Çok sayıda mekanda yer alan binlerce Arapça öncesi yazıt, El-Ula'yı Arapça öğreniminde önemli bir yer haline getiriyor.
- Yazılar, Dadan, Lehyan ve Nebatiler gibi Arap medeniyetlerinde müzik ve sanatın varlığını yansıtıyor ve taşları oyan kişilerin ekonomik, politik, dinî ve sosyal hayatları hakkında bilgiler veriyor.
Tarihçi Emel Cuhani, İkma Dağı’nın eski Arapları anlatan en büyük kütüphane olduğunu söyleyerek açıklamada bulundu:
Buradaki yazıtlar eski Arap dilinin kökenlerini ifade ediyor. Bu yazıtların bazıları tercüme edildi. Çoğu Dadan ve Lehyan toplumunun dinî ve sosyal hayatını konu alıyor. Dağda çizilen müzik aletleri ise, o dönemde sanata olan ilgilerini gösteriyor. Bu çizimler, hepsi bir gitara benzeyen telli beş müzik aletini içeriyor.
Bu dağ dışında hiçbir yerde müzik aletlerini içeren yazıtlar olmadığını belirten Cuhani, o dönemdeki sosyal hayatın doğasını ve Dadan ile Lehyan toplumunun çok medenî halklar olduğunu simgelediğini söylüyor.
- Bu yazıtların birçoğu, zekat ve adak yoluyla Allah’a yaklaşma gibi dinî ritüelleri anlatıyor.
Tarihçiler, farklı kavimlerin Ula’dan geçtiğini veya orayı vatan bellediklerini, orada parmak izlerini bıraktıklarını ve binlerce yazıt yazdıklarını ortaya koyuyor.
Bu yazıtların en eskisi M.Ö. 9. ve 10. yüzyıllara ait. Yazıtlardan bazıları bu konuda usta olan kişilerce, bazıları da sıradan insanlar tarafından yazıldı.
Arapça'dan önce yerel halk tarafından kullanılan dillerde 450 yazıt bulunması ve Arapça'nın en eski biçimlerinin izlerine rastlanması burayı bölgenin tarihini inceleyen arkeologlar ve tarihçiler için ilgi çekici bir yer haline getiriyor.
Bu yazıtlar, Aramice, Semudi, Dadani, Mina, Nebatice, Yunanca, Latince ve Arapça dillerinde kazındı.
İkma Dağı ve genel olarak Ula’daki bu yazıt zenginliği, ziyaretçilere Arap dilinin kökenleri ve gelişim aşamaları hakkında ender bir görüş sağlıyor.
Bu yazıtların sahipleri, ayrıca ekonomik, siyasî, dinî ve sosyal hayatlarından sahneleri de tasvir ediyor.
Dağda bulunan yazıtların çoğu sağdan sola yazılan ve 28 harften oluşan Dadani dilinde yazılmış ve kelimeleri ayırmak için dikey bir çizgi veya iki dikey nokta kullanılmış.
Geçmişin diline ait tüm bu harfler, araştırmacılara modern Arapça’nın kökenlerinin izini sürme konusunda ilham veriyor.