1927 Eriha Depremi
Suriye ile Mozambik boyunca uzanan ve Kudüs'ün doğu tepelerinin altından Ölü Deniz'den geçen Suriye-Afrika fay hattı üzerinde oturan Eriha şehri, 1927 senesinde büyük bir depreme şahit oldu. Yaklaşık 500 kişinin ölümüne ve 700 kişinin yaralanmasına neden olan deprem sadece 5 saniye sürerken, Nablus, Kudüs, Remle, Tiberya ve Ürdün'de binlerce insanı evsiz bırakarak büyük bir yapısal hasara neden oldu. 1927 Eriha Depremi, sadece büyüklüğü nedeniyle değil, aynı zamanda bölgede bilimsel araçlarla belgelenen ilk deprem olması nedeniyle de önemli bir depremdi.
11 Temmuz 1927’de dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Eriha’da büyük bir deprem meydana geldi. Doğudan sıcak hamsin rüzgârlarının estiği öğleden sonra 15.00-16.00 sularında gerçekleşen deprem, yaklaşık beş saniye sürmüştü. Richter ölçeğine göre 6.3 büyüklüğündeki deprem, İngiliz Mandası altındaki Filistin ve Ürdün coğrafyalarını sarsmıştı. Sadece 48 saat sonra, Filistin Bülteni, Filistin ve Ürdün'deki zayiat tahminlerinin 485'e ulaştığını ve yüzlerce kişininse yaralandığını bildirmişti.
Şiddetli sarsıntılar, merkez üssünün başlangıçta Eriha’da (Jericho) olduğunu düşündürdüğünden deprem, Jericho Depremi olarak adlandırılmışsa da daha sonra yapılan araştırmalarla merkez üssünün “Afrika Rift Vadisi” olarak bilinen büyük jeolojik fay ağının bir parçası olan Ölü Deniz'in kuzeybatı kesiminde olduğu sonucuna varmıştı.
Son bin yılda yaklaşık yarım düzine büyük depremin beşik gibi salladığı bölge, Eriha’nın yanı sıra 25 km uzaklıktaki Kudüs’te bile yüzlerce kişinin ölümüne yol açmıştı. Hızını alamayıp Nablus’u da şiddetli bir şekilde vuran deprem Lüd, Remle, Tiberya ve Salt’a kadar çok uzaklardan hissedilmişti.
Ağır hasar gören şehirlerde resmî olmamakla birlikte 500’ün üzerinde kişinin öldüğü tahmin edilmekteydi.
En ciddi ölü sayısı, binaların yaklaşık üçte biri yıkıldığı Nablus'taydı. Bunun sebebiyse ağır taş işçiliği içeren Osmanlı tarzı binalardı. Zafer Camii (Mescid-i Nasr) ve Nablus Ulu Camii'nin tarihî bölümleri de dahil olmak üzere yaklaşık 300 binanın yerle bir olduğu Nablus'ta ölü sayısı 150'nin üzerindeydi ve yaklaşık 250 kişi de ağır yaralanmıştı.
Nablus’la benzer bir mimariye sahip olan Kudüs de aynı durumdan muzdarip olmuş, şehir depreme yenik düşmüştü. Yaklaşık 300 evin yıkıldığı yahut kullanılamaz hale gelecek kadar ağır hasar gördüğü Kudüs'teki ölü sayısı 130'dan fazlaydı ve yaklaşık 450 kişi de yaralanmıştı.
- Eriha depreminde Kubbetu’s-Sahra da kısmen çökmüş ve duvarları ciddi şekilde çatlamıştı.
Deprem, aynı zamanda Hristiyanlığın en kutsal yeri olan ve Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği ve gömüldüğü, kafatası şeklindeki dağ olduğuna inanılan bir kayanın etrafına inşa edilmiş olan Kutsal Kabir Kilisesi'nde ağır hasara yol açmıştı.
Lüd ve Remle'de bütün sokaklar çökerten deprem, Transürdün bölgesinde 80 kişinin öldürüldüğü Salt şehrini etkilemişti. Ürdün'ün geri kalanında 20 kişinin daha ölüm haberi gelmişti.
- Doğal afetin sonrasında insanlar aylarca çadırlarda yaşamıştı. Şans eseri, depremin sıcak temmuz ayında meydana gelmesi, hayatta kalan ailelerin, soğuktan meydana gelebilecek ek acılarını bir nebze olsun hafifletmişti.
Depremin yıkıcılığını gösteren başka kareler: