Beynimiz neden sağlıksız yiyeceklere bağımlı gibi davranıyor?

Bunun en büyük nedenlerinden biri, beynimizin ödül sistemidir. Şekerli, tuzlu ve yağlı yiyecekler dopamin seviyelerini artırarak beynimizde bir mutluluk hissi yaratır. Bu da tıpkı bağımlılık yapan maddeler gibi, bizi tekrar tekrar o yiyeceklere yönlendirir. Sağlıklı yiyecekler ise genellikle bu tür hızlı ödüller sağlamaz. Lif ve protein açısından zengin gıdalar uzun vadede enerji verirken, işlenmiş gıdalar bizi anında tatmin eder.

Geçmişteki beslenme alışkanlığı da yemek eğilimlerimizi etkiliyor. İnsanlık tarihinin beslenme alışkanlığına baktığımızda, yüksek kalorili gıdalar hayatta kalmak için oldukça değerliydi. Bir zamanlar avcı-toplayıcı olan insanlar için yemek bulmak kolay değildi ve enerji bakımından yoğun besinler, uzun süre aç kalabilecek duruma karşı bir güvenceydi. Günümüzde yiyecek bulmak için avlanmamıza gerek yok ancak beynimiz hala yüksek kalorili gıdalara karşı özel bir ilgi duyuyor.

Tabi yemek eğilimlerimiz sadece bu saydıklarımdan etkilenmiyor! Modern dünyada, özellikle işlenmiş gıdalar üzerine kurulu bir pazarlama stratejisi var. Renkli ambalajlar, etkileyici reklamlar ve her yerde kolayca erişilebilir atıştırmalıklar, sağlıksız yiyeceklere olan ilgimizi artırıyor. Üstelik stres, can sıkıntısı ya da mutsuzluk gibi duygularda bizi sağlıksız yiyeceklere yönlendiriyor. "konfor yiyecekleri" olarak adlandırabileceğimiz sağlıksız gıdalar, anlık rahatlama sağlasa da uzun vadede vücudumuza zarar veriyor. İşte şimdiye kadar saydığımız her şey birleşince insanoğlunun sağlıksız yiyeceklere olan ilgisi her geçen gün daha da fazla artıyor. Bu yüzden beynimiz sağlıksız bir şeyler yiyerek mutlu olmayı tercih ediyor. Ancak uzun vadede mutsuzluk getirdiğini unutuyor.