Japon Mutfağı
Bu hafta, 1991 yılında Türk müziğinin efsanelerinden biri olan Barış Manço’nun hafızalardan silinmeyen o konseri sırasında dönemin Japonya başbakanının elinde Japonya ve Türkiye bayraklarıyla Kara Sevda şarkısına eşlik ettiği görüntülerle gönlümüzde ve hafızalarımızda yeri bir başka olan kardeş ülkemiz Japon mutfağını mercek altına alıyoruz.
Öncelikle bir ön yargıyı yıkarak başlayalım mı? Birçok kişi tarafından çiğ balık sanılan en geleneksel Japon lezzeti olan sushinin, çiğ balık için kullandıkları terim sashimi ile karıştırıldığından haberiniz var mıydı? Bazı sushi çeşitlerinin içerisinde çiğ balık bulunsa da tamamı için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
• Japon mutfağının demirbaş malzemesi ise pirinçtir. Pirinç birçok tarifin olmazsa olmazı. Japonya bir ada ülkesi olduğundan en sık kullanılan bir diğer malzeme ise elbette balık ve deniz ürünleri. Öyle ki öğünlere şöyle bir göz attığınızda gün içinde pilavsız ve balıksız bir öğün görmeniz oldukça zor.
• Diğer Asya ülkelerine kıyasla bol baharatlı ve yağlı yemeklerin Japon mutfağından epey uzak olduğunu söylesek? Japonya’da genel olarak benimsenmiş olan minimalist anlayış mutfaklarda da kendini gösterir durumda. Aşırı baharatlı, tuzlu, yağlı veya tatlı lezzetlere rastlamak mümkün değil çünkü her yemekte ana malzemenin lezzetini korumak ve ön plana çıkarmak oldukça önemli.
• Japon mutfağının global olarak en bilindik lezzeti sushi olsa da donburi, maki, tempura, sukiyaki ve miso çorbası gibi lezzetleri de oldukça popüler. Öyle ki miso çorbası Japon mutfağında her öğün tüketilen kült bir lezzet.
• Japonların kökeni 400 sene önceye ve Zen Budizmine dayanan bir ‘çay kültürleri’ olduğunu duymuş muydunuz? Evet tam anlamıyla ritüellerden oluşan bir çay kültürü; sadaou. Sadaou’yu bir meditasyon yöntemi olarak da düşünebilirsiniz. Chasitsu adı verilen dünyevi şeylerden uzak olarak tasarlanmış odalarda belirli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilen bu seramoni Japon yemek kültürünün önemli bir parçasıdır.
• Dünya genelinde tatlılar yemekten sonra yense de Japonya’da bu durum da oldukça farklı. Japon mutfağında tatlılar pek de sevilen lezzetler değiller. Bu sebeple Japonlar artık kült birer lezzet haline gelmiş hakuto jelly, uiro, mochi dondurması ve dango gibi tatlılar dışında yeniliğe de oldukça kapalı bir tatlı kültürüne sahipler.
• Kurallara, sadeliğe ve dini değerlere sıkı sıkıya bağlı olan Japon kültüründe, sofra adabı konusunda da tüm bunları gözlemlemek mümkün. Öyle ki Japonlar kendi hazırladıkları yemeği yerken dahi yemeğe başlamadan önce sahip oldukları için şükran belirtme ritüeli olarak ‘itadakimasu’ yani minnetle alırım, yemeği bitirdikten sonra da ‘gochisosama’ yani ‘yemek için teşekkür ederim’ derler.