Füzyon mutfağı 101
Yemek yemeyi sevenlerin karşılaştığı terimlerden biri olan füzyon mutfağı, son zamanlarda gastronomi dünyasında bir akım haline geldi. Füzyon mutfağını sevenlerin çok iyi bildiği bu akım, mutfağa yeni merak sarmış kişiler için birçok soru işareti barındırıyor. Ancak endişe etmeyin sıfırdan başlayanlar için her yönüyle füzyon mutfağını anlatacağım. Hadi o zaman vakit kaybetmeden füzyon mutfağına giriş yapalım.
Her toplumun kendisine özgü bir kültürü olduğu gibi yine kendisine özgü yemek yeme ve hazırlama kültürü de var. Bu sebeple bir toplumu tam anlamıyla tanımak için sadece şehirlerini görmek veya insanlarını tanımak değil mutfak kültürünü de görmüş olmam gerekir. Ancak insanoğlu sosyal varlıklar olduğu için birbiriyle etkileşimde bulunan kültürler, mutfak konusunda karşılıklı etkilenebiliyor. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte daha çok karşılaştığımız bu etkilenme geleneksel yemeklerin bile değişebilmesinde rol oynuyor. İşte bu noktada devreye füzyon mutfağı dediğimiz akım devreye giriyor. Yeni tatlar denemeyi seven kişilerin daha çok ilgisini çeken füzyon mutfağı, en özet şekliyle farklı mutfak kültürlerinin harmanlanması.
Birbiriyle zıt gibi görünen mutfak kültürlerinin harmanlanmasıyla ortaya çıkan lezzetler füzyon mutfağı adı altında servis ediliyor. Birbiriyle alakasız gibi görünen tatlarla ortaya çıkan bu yemekler, daha çok gurmelerin dikkatini çekiyor. Bu sebeple bir restorana gittiğinizde daha yüksek fiyatlı ve minimal bir tabak sizleri karşılıyor.
Füzyon mutfağı yeni bir akım değil!
Son zamanlarda yeni bir akım gibi görünse de aslında füzyon mutfağının çıkışı 1980’li yıllara dayanıyor. İlk denemelerin Uzak Doğu ve Batı mutfağının harmanlanmasıyla ortaya çıkan füzyon mutfağının öncüsü olarak Miami’nin en ünlü şeflerinden biri olan Norman Van Aken görülüyor. Ancak her ne kadar füzyon mutfağının çıkış zamanları1980’li yıllar olarak görülse de toplumların birbiriyle ticaret yapmasıyla beraber birçok yemekte etkilenme söz konusu. Buna verebileceğim en iyi örnek hiç kuşkusuz İtalyanların Çin mutfağında yer alan noodle’dan esinlenerek yaptığı spagetti.
Osmanlı mutfağı da füzyon mutfağı!
Aslında tam bir füzyon mutfağı sayabileceğimiz Osmanlı mutfağı, 3 farklı kıtaya uzun yıllar hakim olduğu için oldukça mozaik bir mutfağa sahip. Arap, Doğu, Balkan, Ege, Kafkasya, Anadolu ve Karadeniz’in izlerine rastladığımız Osmanlı mutfağı, bereketli toprağı sayesinde de farklı yemek kültürünü kendi mutfağına kolayca adapte edebilmiş. Örneğin Arap ve İran mutfağından baharatlar alırken, Amerika keşfiyle beraber domates ve patatesi mutfağına taşıyabilmiş. Üstelik mutfağına kattığı her ürünü sanki yıllardır varmış gibi kabul ettirmiş.