Bir zamanların korkulan meyvesi: Domatesin tarihi serüveni
Azteklerden Avrupa'ya, Avrupa'dan Osmanlı'ya... Yemeklerimizin bir numaralı lezzetlendiricisi domates, tarihi serüvenine nasıl başladı? Osmanlı'da domates kullanılıyor muydu? Aristokratların domatesten hastalanması ve çok daha fazlası için sizleri yazımızın devamını okumaya davet ediyoruz!
İlk kim yedi?
Bu sorunun cevabını net olarak veremesek de domatesi ilk M.Ö. 700'lerde Azteklerin yediği ve "tomatl" olarak adlandırıldığı söyleniyor. Daha sonra ise Türk mutfağına girene kadar farklı farklı birçok yerde yenmeye başlandı.
Avrupalılar neden domatesten korkuyordu?
Domates, bazı araştırmacılara göre Avrupa'ya ilk olarak dekoratif amaçla geldi. Ancak bir süre sonra elbette tüketilmeye başlandı. Aristokratların bu meyveyi yedikten sonra hastalanıp ölmesiyle de "zehirli elma" adını aldı.
Peki domates yedikten sonra neden ölüyorlardı?
Aslında domatesin suçlanabilecek hiçbir tarafı yoktu. Sebep tamamen kullandıkları tabaklardı. Parası çok olan Avrupalılar kurşunu yüksek kalaylı tabaklar kullanıyorlardı. Domates de asitliği çok yüksek bir gıda olduğu için bu tabaklardan domatese kurşun sızıyordu ve aristokratlar da bu şekilde zehirleniyorlardı. Tabi kabak domatesin başına patladı!
Domates Osmanlı'ya nasıl geldi?
Domatese ilk olarak 1723 yılında Sultan III. Ahmed dönemindeki masraf kayıtlarında rastlanıyor. Ancak Osmanlı'da bugün bildiğimiz büyük boyutlu patatesler değil, çok küçük olan çeri domatesler yaygındı ve bunlar da yeşilken tüketiliyordu.
Kırmızı rengini alınca çürüdü zannedilip çöpe atılıyordu!
Osmanlı'ya domatesin gelmesi çok geç dönemde gerçekleştiği için öncesinde sarayda yapılan yemeklere lezzet katması ve asitliğini dengelemesi amacıyla bol bol meyve kullanılıyordu. Yani Osmanlı saray yemeği dendiği vakit akla kayısılı, kirazlı, erikli et yemeklerinin gelmesinin sebebi işte bu!