Yolu Kabe’den geçen 5 sinema filmi

Kabe konulu filmler
Kabe konulu filmler

İslamiyet ve Müslümanlık konulu filmlerin çoğunda Kabe yer alıyor. Bu filmlerin bazıları başlı başına Kabe ve etrafında geçerken bazılarında rota Kabe'dir. Tüm bu kutsal yolculuklara ve kutsal mekana dair filmlerden önemli olan beş tanesini sizler için derledik.

Çağrı
1976 yapımlı Çağrı, Suriye asıllı ABD'li ünlü yönetmen Mustafa Akkad'ın yönettiği, İslamiyet'in doğuşunu konu alan önemli bir filmdir. Film, peygamberimiz Hz. Muhammed'in önderliğinde doğup yayılmasını anlatmaktadır. Filmin tamamına yakını Libya'da, bazı yerleri ise Fas'ta çekilmiştir. Filmde Hz. Muhammed'in yüzü hiç gösterilmemiş, sadece bazı olaylar onun gözüyle gösterilmiştir. Ayrıca filmin Ar Risâlah adıyla Arap versiyonu da, Çağrı filmiyle aynı anda çekilmiştir. Türkiye'de bu film patlama yapmıştır. Yaklaşık bir yıl vizyonda kaldı. Filmde Vahşi'yi oynayan Salem Gedara adlı oyuncu ülkesinde iş bulamamıştır. Sen nasıl Hamza'yı öldürürsün? diye ölüm tehditleri bile almıştır. Filmin yönetmeni Akkad aynı zamanda Çöl Aslanı Ömer Muhtar filmlerinin yönetmeni, Halloween filmlerinin yapımcısıdır. Mustafa Akkad hayatının son on yılını Selahaddin Eyyubî'nin hayatını konu edecek bir film için sponsor arayarak geçirmiştir.Bu film için İstanbul Büyükçekmece'de bir set kurmuş ancak sponsor bulamadığı için ABD'ye dönmüştür.

6.yüzyılda Mekke alkol,uyuşturucu gibi bataklıkların olduğu,kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir dönemin içindedir. Böyle bir çağda Hz. Muhammed insanları İslamiyet'e davet eder. Hz. Muhammed'in hayatını ve İslam'ın doğuşun anlatan bu filmin müziklerini Fransız müzisyen Maurice Jarre, İngiliz filarmoni orkestrası ile birlikte çölde bir çadırda tek başına 2 ay kalarak yapmıştır. Bu film için Suriyeli yönetmen Mustafa Akkad, Maurice Jarre'ye yeni çekeceği Çağrı filminin müziklerini kendisinin yapmasını teklif edince, Jarre çölün atmosferini ruhunun derinliklerinde hissetmesi gerektiğini, ve bu yüzden kendisinden başka hiç kimsenin olmayacağı, son derece sessiz bir mekân ayarlaması gerektiğini ve bunun yanında İslam tarihini anlatan kitapları da kendisine getirtmesini istemişti. Maurice Jarre bu film müziği ile Akademi Ödülleri'ne aday gösterilmiştir.

Film, tüm dünyada olay yaratmıştır. Öyle ki, Amerika'da bir sinemada bazı şahıslar tarafından Muhammed'in filmde gösterildiği zannıyla seyirciler rehin alınmıştır. Daha sonra filme, El-Ezher Üniversitesi tarafından filmin onaylandığı, Muhammed'in gösterilmediği bilgisi eklenince bu olay son bulmuştur. Filmde Mekke şehrinin setinin kurulması tam 4.5 ay sürmüştür. Setlerin kurulması için 300 kişi çalışmıştır. Filmde Bilal rolü için Muhammed Ali'in adı geçmiş, ancak yönetmen Mustafa Akkad bunu reddetmiş, yerine Johnny Sekka rol almıştır. Film hem Batılı, hem Doğulu oyuncular tarafından iki defa çekilmiş, 12 ayrı dilde yayınlanmıştır. Filmde toplamda 28 ayrı milletten insan görev almıştır. Filmin savaş sahneleri için atlar özel olarak eğitilmiştir. Film çekildikten sonra Hamza'yı canlandıran Anthony Quinn'in Müslüman olduğu söylentileri yayılmış fakat bir röportaj sırasında yönetmen Mustafa Akkad'a sorulan bu soru üzerine "Anthony Quinn bana Müslüman olmadığını ancak hem İslam'a daha çok saygı duyduğunu, hem de kendi dinine daha çok bağlandığını söyledi" cevabı alınınca bunun asılsız olduğu anlaşılmıştır.
Çağrı 1976 yapımlı Çağrı, Suriye asıllı ABD'li ünlü yönetmen Mustafa Akkad'ın yönettiği, İslamiyet'in doğuşunu konu alan önemli bir filmdir. Film, peygamberimiz Hz. Muhammed'in önderliğinde doğup yayılmasını anlatmaktadır. Filmin tamamına yakını Libya'da, bazı yerleri ise Fas'ta çekilmiştir. Filmde Hz. Muhammed'in yüzü hiç gösterilmemiş, sadece bazı olaylar onun gözüyle gösterilmiştir. Ayrıca filmin Ar Risâlah adıyla Arap versiyonu da, Çağrı filmiyle aynı anda çekilmiştir. Türkiye'de bu film patlama yapmıştır. Yaklaşık bir yıl vizyonda kaldı. Filmde Vahşi'yi oynayan Salem Gedara adlı oyuncu ülkesinde iş bulamamıştır. Sen nasıl Hamza'yı öldürürsün? diye ölüm tehditleri bile almıştır. Filmin yönetmeni Akkad aynı zamanda Çöl Aslanı Ömer Muhtar filmlerinin yönetmeni, Halloween filmlerinin yapımcısıdır. Mustafa Akkad hayatının son on yılını Selahaddin Eyyubî'nin hayatını konu edecek bir film için sponsor arayarak geçirmiştir.Bu film için İstanbul Büyükçekmece'de bir set kurmuş ancak sponsor bulamadığı için ABD'ye dönmüştür. 6.yüzyılda Mekke alkol,uyuşturucu gibi bataklıkların olduğu,kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir dönemin içindedir. Böyle bir çağda Hz. Muhammed insanları İslamiyet'e davet eder. Hz. Muhammed'in hayatını ve İslam'ın doğuşun anlatan bu filmin müziklerini Fransız müzisyen Maurice Jarre, İngiliz filarmoni orkestrası ile birlikte çölde bir çadırda tek başına 2 ay kalarak yapmıştır. Bu film için Suriyeli yönetmen Mustafa Akkad, Maurice Jarre'ye yeni çekeceği Çağrı filminin müziklerini kendisinin yapmasını teklif edince, Jarre çölün atmosferini ruhunun derinliklerinde hissetmesi gerektiğini, ve bu yüzden kendisinden başka hiç kimsenin olmayacağı, son derece sessiz bir mekân ayarlaması gerektiğini ve bunun yanında İslam tarihini anlatan kitapları da kendisine getirtmesini istemişti. Maurice Jarre bu film müziği ile Akademi Ödülleri'ne aday gösterilmiştir. Film, tüm dünyada olay yaratmıştır. Öyle ki, Amerika'da bir sinemada bazı şahıslar tarafından Muhammed'in filmde gösterildiği zannıyla seyirciler rehin alınmıştır. Daha sonra filme, El-Ezher Üniversitesi tarafından filmin onaylandığı, Muhammed'in gösterilmediği bilgisi eklenince bu olay son bulmuştur. Filmde Mekke şehrinin setinin kurulması tam 4.5 ay sürmüştür. Setlerin kurulması için 300 kişi çalışmıştır. Filmde Bilal rolü için Muhammed Ali'in adı geçmiş, ancak yönetmen Mustafa Akkad bunu reddetmiş, yerine Johnny Sekka rol almıştır. Film hem Batılı, hem Doğulu oyuncular tarafından iki defa çekilmiş, 12 ayrı dilde yayınlanmıştır. Filmde toplamda 28 ayrı milletten insan görev almıştır. Filmin savaş sahneleri için atlar özel olarak eğitilmiştir. Film çekildikten sonra Hamza'yı canlandıran Anthony Quinn'in Müslüman olduğu söylentileri yayılmış fakat bir röportaj sırasında yönetmen Mustafa Akkad'a sorulan bu soru üzerine "Anthony Quinn bana Müslüman olmadığını ancak hem İslam'a daha çok saygı duyduğunu, hem de kendi dinine daha çok bağlandığını söyledi" cevabı alınınca bunun asılsız olduğu anlaşılmıştır.
İki Şehir Mekke ve Medine [Belgesel]
Mekke ve Medine'ye ilk kez gelenler çoğunlukla kısa süren bir şaşkınlığa kapılırlar. Bu yerler çok ziyaret edilmelerine rağmen yaşayan birer şehir olarak iyi tanınmamışlardır. Anadolu'nun köyünden yola çıkan bir hacı adayının hac yolculuğunu konu alan “İki Şehir: Mekke –Medine” belgeseli bu yolculuk için bir kılavuzdur ve dünyada yapılmış ilk örnektir. Görüntüleri yeni ve özgündür. Bilgileri doğru ve sağlıklıdır. “İki Şehir Mekke –Medine”, Hac ve Umreye gideceklere, gitmiş olanlara, sırada bekleyenlere, gitmeyi arzu edenlere, bilgi sahibi olmak isteyenlere, kısaca herkese yöneliktir. Bu kutsal şehirleri ilk defa farklı ve geniş bir açıdan izleyeceğiniz bu belgeseli sakın kaçırmayın!
İki Şehir Mekke ve Medine [Belgesel] Mekke ve Medine'ye ilk kez gelenler çoğunlukla kısa süren bir şaşkınlığa kapılırlar. Bu yerler çok ziyaret edilmelerine rağmen yaşayan birer şehir olarak iyi tanınmamışlardır. Anadolu'nun köyünden yola çıkan bir hacı adayının hac yolculuğunu konu alan “İki Şehir: Mekke –Medine” belgeseli bu yolculuk için bir kılavuzdur ve dünyada yapılmış ilk örnektir. Görüntüleri yeni ve özgündür. Bilgileri doğru ve sağlıklıdır. “İki Şehir Mekke –Medine”, Hac ve Umreye gideceklere, gitmiş olanlara, sırada bekleyenlere, gitmeyi arzu edenlere, bilgi sahibi olmak isteyenlere, kısaca herkese yöneliktir. Bu kutsal şehirleri ilk defa farklı ve geniş bir açıdan izleyeceğiniz bu belgeseli sakın kaçırmayın!
Inside Mecca ( 2003)
National Geographic'in Malezya,Güney Afrika ve ABD'den yola çıkan hacı adaylarının hac süreçlerinin anlatıldığı belgeseli 44 dakika uzunluğunda.
Inside Mecca ( 2003) National Geographic'in Malezya,Güney Afrika ve ABD'den yola çıkan hacı adaylarının hac süreçlerinin anlatıldığı belgeseli 44 dakika uzunluğunda.
Hz. Muhammed: Allah’ın Elçisi
Hz. Muhammed'in hayatından bir bölümü anlatan filmin yapımı uzun yıllar devam etti. Filmde Hz. Muhammed'in 12 yaşına kadar olan yılları ve o yıllarda Mekke'deki olaylar işlenecek. Muhammed filminin, İran'ın bugüne kadar en yüksek bütçeli filmi olduğu söyleniyor. Film, 623 milyar İran Riyali (30 milyon $) bütçeyle çekildi. 

 İran yapımı 171 dakikalık filmin yönetmenliğini yine İranlı olan Mecid Mecidi yaptı. Proje aşamasından itibaren tartışmalara yol açan İran yapımı film Türkiye'de epey tartışıldı ve izleyenleri ikiye böldü. Diyanet İşleri Başkanlığı, "Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi" isimli sinema filmine onay verildiği veya bütçesine destek sağlandığı yönündeki iddiaları yalanladı. Başkanlık ayrıca bazı sahnelerin tarihsel gerçeklikten uzak olduğunu ifade etti. Diyanet'ten yapılan açıklamada "İslam'ın ana yolunu oluşturan anlayışın başlangıçtan beri Hz. Muhammed'in resim ve portresinin yapılmasını uygun görmediğini" hatırlatan açıklamada, "Batıda hastalıklı bir durum olarak ortaya çıkan İslâmofobik bazı sözde sanat ürünleri, Müslüman kitlelerde bu konudaki hassasiyet ve duyarlılığı derin bir kaygı ve tedirginliğe dönüştürmüştür" ifadelerine de yer verildi. Ayrıca filmin bazı sahnelerinde tarihsel gerçeklikten ciddi biçimde uzaklaşıldığını ve hayalî unsurlara yer verildiğini belirten açıklamada, "Filmde geniş Müslüman camianın hassasiyetleri konusunda özenli olmaya gayret edilmişse de muteber İslâm tarihi kaynaklarında bulunmayan hususlara önemli oranda yer verilmiştir. Ayrıca bu film örneğinde de görüldüğü gibi hiçbir senaryonun tam anlamıyla Hz. Peygamberin hayatını ihata edemeyeceği ve bu konudaki sanatsal, edebi ürünlerin ancak kişilerin tasavvuru ile sınırlı kalacağı bir kez daha görülmüştür" denildi. Filmde, önceki peygamberlerin hayatlarından anlatılara yer verildiğinin de altını çizen Diyanet, "Batı muhitlerinde yaygınlaşan İslamofobik nefreti izale etme çabası takdir edilmekle birlikte, İslam'ın erken dönemine ait kimi genel kabul görmüş bilgilerle uyuşmayan ve tarihi gerçekliği zorlayan kurgusal unsurlar dikkat çekmektedir" ifadelerini kullandı. 

 Filmin yönetmeni Mecidi, Türkiye Diyanet İşleri Bakanlığı ile filmden önce temaslarının olduğunu fakat mutabık kalamadıklarını açıklamıştı. Diyanette filmin senarist ve yönetmeni ile henüz film senaryo aşamasındayken temaslar olduğunu doğrulamıştı.

 Filmi izleyen Türk izleyicilerde tarihten uzak kısımların yer almasını eleştirirken, filmin daha çok İran vatandaşlarına yönelik kaygıları giderici bir film olduğunu, hakkı savunan, batılla savaşan bir peygamberi anlatmak yerine iki aile (kavim) arasındaki kavgalara odaklanan film çekildiği yorumları yapıldı.
Hz. Muhammed: Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed'in hayatından bir bölümü anlatan filmin yapımı uzun yıllar devam etti. Filmde Hz. Muhammed'in 12 yaşına kadar olan yılları ve o yıllarda Mekke'deki olaylar işlenecek. Muhammed filminin, İran'ın bugüne kadar en yüksek bütçeli filmi olduğu söyleniyor. Film, 623 milyar İran Riyali (30 milyon $) bütçeyle çekildi. İran yapımı 171 dakikalık filmin yönetmenliğini yine İranlı olan Mecid Mecidi yaptı. Proje aşamasından itibaren tartışmalara yol açan İran yapımı film Türkiye'de epey tartışıldı ve izleyenleri ikiye böldü. Diyanet İşleri Başkanlığı, "Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi" isimli sinema filmine onay verildiği veya bütçesine destek sağlandığı yönündeki iddiaları yalanladı. Başkanlık ayrıca bazı sahnelerin tarihsel gerçeklikten uzak olduğunu ifade etti. Diyanet'ten yapılan açıklamada "İslam'ın ana yolunu oluşturan anlayışın başlangıçtan beri Hz. Muhammed'in resim ve portresinin yapılmasını uygun görmediğini" hatırlatan açıklamada, "Batıda hastalıklı bir durum olarak ortaya çıkan İslâmofobik bazı sözde sanat ürünleri, Müslüman kitlelerde bu konudaki hassasiyet ve duyarlılığı derin bir kaygı ve tedirginliğe dönüştürmüştür" ifadelerine de yer verildi. Ayrıca filmin bazı sahnelerinde tarihsel gerçeklikten ciddi biçimde uzaklaşıldığını ve hayalî unsurlara yer verildiğini belirten açıklamada, "Filmde geniş Müslüman camianın hassasiyetleri konusunda özenli olmaya gayret edilmişse de muteber İslâm tarihi kaynaklarında bulunmayan hususlara önemli oranda yer verilmiştir. Ayrıca bu film örneğinde de görüldüğü gibi hiçbir senaryonun tam anlamıyla Hz. Peygamberin hayatını ihata edemeyeceği ve bu konudaki sanatsal, edebi ürünlerin ancak kişilerin tasavvuru ile sınırlı kalacağı bir kez daha görülmüştür" denildi. Filmde, önceki peygamberlerin hayatlarından anlatılara yer verildiğinin de altını çizen Diyanet, "Batı muhitlerinde yaygınlaşan İslamofobik nefreti izale etme çabası takdir edilmekle birlikte, İslam'ın erken dönemine ait kimi genel kabul görmüş bilgilerle uyuşmayan ve tarihi gerçekliği zorlayan kurgusal unsurlar dikkat çekmektedir" ifadelerini kullandı. Filmin yönetmeni Mecidi, Türkiye Diyanet İşleri Bakanlığı ile filmden önce temaslarının olduğunu fakat mutabık kalamadıklarını açıklamıştı. Diyanette filmin senarist ve yönetmeni ile henüz film senaryo aşamasındayken temaslar olduğunu doğrulamıştı. Filmi izleyen Türk izleyicilerde tarihten uzak kısımların yer almasını eleştirirken, filmin daha çok İran vatandaşlarına yönelik kaygıları giderici bir film olduğunu, hakkı savunan, batılla savaşan bir peygamberi anlatmak yerine iki aile (kavim) arasındaki kavgalara odaklanan film çekildiği yorumları yapıldı.
Kabe (2015)
Filmimizin ilginç bir konusu var. Tarihi ve dini konular üzerine araştırma yapan Prof. Dr. Kahraman Tezel, araştırmaları sırasında İslamiyetin kutsal mekanı olan Kabe ile ilgili ilginç veriler tespit eder. Farklı branşlardaki bilim adamlarını bir araya getirerek Hacer'ül Esved taşını incelemeye karar verir. Ekibin amacı Hacer'ül Esved taşını derinlemesine inceleyerek, insanlığın ilk mabedinin Kabe olduğunu kanıtlamaktır. Ekipte tarih profesörü , din adamı, bilişim uzmanı ve eski MİT ajanı bulunmaktadır. Çıktıkları bu yolculuk hiç de kolay olmayacaktır.

 Kaynak: wikipedia.com, sinefesto.com, ntv.com.tr, beyazperde.com, imdb.com
Kabe (2015) Filmimizin ilginç bir konusu var. Tarihi ve dini konular üzerine araştırma yapan Prof. Dr. Kahraman Tezel, araştırmaları sırasında İslamiyetin kutsal mekanı olan Kabe ile ilgili ilginç veriler tespit eder. Farklı branşlardaki bilim adamlarını bir araya getirerek Hacer'ül Esved taşını incelemeye karar verir. Ekibin amacı Hacer'ül Esved taşını derinlemesine inceleyerek, insanlığın ilk mabedinin Kabe olduğunu kanıtlamaktır. Ekipte tarih profesörü , din adamı, bilişim uzmanı ve eski MİT ajanı bulunmaktadır. Çıktıkları bu yolculuk hiç de kolay olmayacaktır. Kaynak: wikipedia.com, sinefesto.com, ntv.com.tr, beyazperde.com, imdb.com
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >