Yılın ilk MGK bildirisi açıklandı
Yılın ilk MGK toplantısında gerçekleşti. MGK sonrası açıklanan bildiride, "Suriye'nin batısından ülkemize yöneltilen tehditlerin bertaraf edilmesi için gereken adımların derhal ve kararlılıkla atılacağı vurgulanmıştır." ifadelerine yer verildi. Başbakan Yarcımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından ABD'nin YPG'ye silah yardımına ilişkin, "Türkiye sabrının son noktasına gelmiştir. Atılması gereken adımlar neyse Türkiye bunları atmakta kararlıdır." açıklamasında bulundu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, 4 saat 20 dakika sürdü. MGK toplantısının ardından bildiri yayımlandı.
Türkiye'nin asayiş ve güvenliğini etkileyen iç ve dış gelişmeler ile Türkiye'yi yakından ilgilendiren uluslararası konuların gözden geçirildiği ve terörle mücadele çalışmalarının tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtilen bildiride, terör örgütlerinin faaliyetleri başta olmak üzere, Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik tehditlere karşı hukuk çerçevesinde alınan ve kurulca önerilen tedbirlerin gözden geçirildiği, terörün sonlandırılması için yurt içinde ve yurt dışında azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadelenin kapsamlı şekilde değerlendirildiği ifade edildi.
"Terörist ordusu kurulmasına izin verilmeyecek"
2017 yılı içinde meydana gelen hadiseler ile 2018 yılına dair muhtemel gelişmelerin milli güvenlik siyaseti çerçevesinde müzakere edildiği vurgulanan bildiride, şunlar kaydedildi:
- "Terör örgütlerinin ülkemize yönelik açık tehdidi söz konusu iken NATO çatısı altında ve ikili ilişkilerimizde müttefikimiz olan bir devletin, güvenliğimizi dikkate almadan teröristleri ortak ilan edip silahlandırması üzüntüyle karşılanmıştır. Suriye'de DEAŞ ile fiili mücadelenin büyük ölçüde tamamlanmış olması sebebiyle PKK/PYD-YPG terör örgütüne verilen silah, araç ve gereçlerin gecikmesizin toplanması gerektiği kuvvetle vurgulanmıştır. Türkiye'nin, sınırlarının hemen yanı başında bir terör koridoru oluşturulmasına ve bir terörist ordusu kurulmasına izin vermeyeceği, bu konuda gereken her türlü tedbirin alınacağı belirtilmiştir."
"Gereken adımlar derhal ve kararlılıkla atılacak"
"Sınır emniyetimizi tahkim etmenin yanı sıra vatandaşlarımız ile bölge halkının can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla ilk aşamada Suriye'nin batısından ülkemize yöneltilen tehditlerin bertaraf edilmesi için gereken adımların derhal ve kararlılıkla atılacağı vurgulanmıştır." değerlendirmesinde bulunulan bildiride, şu ifadelere yer verildi:
"Ülkemizin, üyesi olduğu uluslararası örgütlerden ve taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan sorumluluklarını, terörle mücadele dahil yerine getirmek suretiyle, bölge ve dünya barışına önemli katkılar sağladığının altı çizilerek, müttefiklerimizden de aynı ilkeli tutumun beklendiği ifade edilmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İstanbul'da yapılan toplantısında sergilenen 'Doğu Kudüs'ün Filistin Devleti'nin başkenti olduğu' yönündeki irade ile Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda alınan Kudüs'ün statüsünün korunmasına ve Filistin'e destek kararının, bölgede istikrarın ve kalıcı barışın sağlanmasına hizmet edeceği tekraren teyit edilmiştir. Terör örgütleriyle mücadele kapsamında, yurt bütününde uygulanan olağanüstü hal değerlendirilmiş, demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin ve vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin devamlılığını sağlamak üzere hükümete, olağanüstü halin uzatılması tavsiyesinde bulunulması kararlaştırılmıştır."
Bekir Bozdağ açıklamalarda bulundu
Başbakan Yarcımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Isparta'da askeri uçağın düşmesi sonucu 3 askerin şehit verildiğini anımsatan Bozdağ, şehitleri rahmetle andı, ailelerine, yakınlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı diledi.
"Olağanüstü hal 3 ay daha uzatılmış olacak"
Bakanlar Kurulu'nun Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) tavsiye kararı doğrultusunda olağanüstü hal uygulamasının 3 ay daha uzatılması hususunu değerlendirdiklerini belirten Bozdağ, şunları söyledi:
- "19 Ocak 2018 tarihinden geçerli olmak üzere olağanüstü halin 3 ay daha uzatılmasını benimsemiş. Bu konuda hazırlanan tezkere, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanılığına gönderilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun yapacağı görüşmeler neticesi, vereceği kabul kararı üzerine olağanüstü hal 3 ay daha uzatılmış olacaktır."
"Türkiye adım atmaktan çekinmeyecektir"
Bozdağ, bir gazetecinin MGK bildirisinde yer alan, "Suriye'nin batısından ülkemize yöneltilen tehditlerin bertaraf edilmesi için gereken adımların derhal ve kararlılıkla atılacağı vurgulanmıştır." şeklindeki ifadeyi hatırlatarak, bu adımların neler olacağına ilişkin sorusu üzerine, şunları kaydetti:
- "Son günlerde 'Suriye Sınır Güvenliği Görev Gücü' adı altında terörist bir yapılanmanın daha doğrusu terörist bir ordu oluşturulması çabaları, gayretleri çok net bir şekilde gözüküyor. Hem bölgede bir terör koridoru oluşturulması hem bu terör koridorunun güvenliği için sınır güvenliği adı altında terörist bir ordunun oluşturulması ve bu oluşumun desteklenmesi Türkiye'nin toprak bütünlüğü, sınır güvenliği, vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti ve milli güvenliğimiz bakımından tartışmasız açık bir tehdittir."
Bunu herkesin böyle görmesi gerektiğini bildiren Bozdağ, şöyle devam etti:
"Türkiye, kendi milletinin ve devletinin daha doğru bir ifadeyle Türk milleti ve Türkiye Devleti'nin bekası söz konusu olduğu zaman riskleri ortadan kaldırmak, tehditleri yok etmek gerektiğinde bunları tereddütsüz yapacaktır ve yapıyor da. Ancak bazen riskleri ortadan kaldırmakla netice alınamayabilir, o zaman daha büyük riskleri göze almak gerekebilir. Türkiye, Türk milletinin ve Türkiye Devleti'nin bekası için riskleri ve tehditleri kaldırmanın dışında daha büyük risk gerektiren ve onunla ilgili adım atmayı gerektiren bir husus olduğunda bu adımı atmaktan çekinmeyecektir."
"Türkiye bu noktada artık sabrının son noktasına gelmiştir"
MGK sonrası yapılan açıklamada bu kararlılığın açık bir şekilde vurgulandığını belirten Bozdağ, "Türkiye, bölgesinde, hemen sınırın yanıbaşında bir terör koridorunun oluşturulmasına, bu koridorun güvenliği ve emniyeti için terörist bir ordu kurulmasına, kurdurulmasına ve buna destek verilmesine ve her türlü tahkimatın bu anlamda yapılmasına bugüne kadar defalarca karşı olduğunu söyledi." dedi.
Türkiye'nin bunu aleni bir şekilde söylediğini, en üst düzeyde ifade ederek, yapılan yanlışların vurgulandığını aktaran Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"DEAŞ terör örgütüyle mücadele bahanesiyle PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG ile iş birliği yapılmasının yanlışlığını da vurguladı. Stratejik de olsa, konjonktürel de olsa, dönemsel de olsa böyle bir adımın çok büyük bir yanlış olduğunu vurguladı, bunlara silah yardımı yapılmaması gerektiğini defalarca altını çizdi. Bize hep söyledikleri ayrı oldu ama ortaya çıkan sonuçlar tamamen söylediklerini yalanlayan sonuçlar oldu. Türkiye bu noktada artık sabrının son noktasına gelmiştir. Türkiye'nin bundan sonraki gelişmelere kimse daha fazla sabır göstermesini beklememelidir. Bu konuda atılması gereken adımlar neyse, Türkiye bu adımları atmakta kararlıdır." dedi.
"ABD'nin verdiği desteği derhal sonlandırması son derece önemlidir"
Bozdağ, bugüne kadar ABD yönetiminin Suriye'deki gelişmelerle ilgili Türkiye'ye söyledikleriyle arazide yaptıkları arasında çok büyük çelişki olduğunu ifade etti.
ABD yönetimine çağrıda bulunan Bozdağ, şunları söyledi:
- "PKK'nın Suriye kolu PYD/ YPG'ye verilen silahların toplanması, onların elinden alınması önemli. PYD/YPG'ye ABD'nin verdiği desteği derhal sonlandırılması son derece önemlidir. Bölgede terör koridoru oluşturma çabalarından vazgeçilmesi ve terörist bir ordu oluşturulması gayretlerine, çabalarına destek verilmemesi gerekir. Çünkü biz ABD ile müttefikiz, NATO'da beraber çalışıyoruz. Stratejik ortak, model ortaklık, müttefiklik, NATO'da birlikte çalışma durumunda yapılması gerekenler bellidir ama arazide yapılanları baktığınızda müttefiklikle, ortaklıkla, NATO çatısı altında birlikte olmakla uzaktan yakından alakası yok.
- "Bizim bu noktada ortaya koyduğumuz irade, attığımız adımlar çok nettir. Ancak PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG ile iş birliği içerisinde ABD'nin yaptığı Rakka operasyonu ve o operasyonun gelişmeleri daha dün gibi hepimizin hatırasında tazedir. DEAŞ'ı yok etmek, imha etmek için orada operasyon yaptığını söylüyorlar ancak Rakka'da gördünüz, DEAŞ terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG ile anlaştı ve PYD/YPG'li teröristler ABD'nin de bilgisi dahilinde bir koridor açtı.
- DEAŞ'lı teröristler o koridordan araçları dolu oradan ayıldılar. Bu ne biçim mücadele? Siz DEAŞ'lı teröristleri yok etmek için mücadele ediyorsunuz ama onları kurtarmak için anlaşma yapılıyor ve o teröristler oradan ayrılıp başka bir noktaya doğru gidiyor. Nereye gittikleri o da belli ki anlaşma içerisinde var. Burada samimi bir mücadele olmadığını çok net bir şekilde görüyoruz. Geçenlerde basına da yansıdı. Bazı DEAŞ'lı teröristlerin PYD/YPG saflarına katıldığı ve onlarla beraber mücadele edeceğine dair açıklamaları, haberleri gördük. Şimdi burada samimi bir mücadele olduğuna ben inanmıyorum. DEAŞ bahane edilmek suretiyle bölgede siyasal hedefler doğrultusunda çalışmalar yapılıyor. Biz bu çalışmaları görüyoruz. İzaha gerek yok."
Şu anda bölgede DEAŞ terör örgütü diye bir örgütün neredeyse kalmadığını anlatan Bozdağ, "DEAŞ terör örgütünü imha etmek, yok etmek maksadıyla ABD bölgede bulunuyorsa o zaman o kadar silahı nereye, niye veriyor? Burada bu çalışmaları neden yapıyor, yaptırıyor? Çünkü ortada DEAŞ terör örgütü diye bir terör örgütü neredeyse kalmadı. Onun için bu iş birliğinin DEAŞ sadece kılıfıdır, bahanesidir. Eğer gerekçe DEAŞ'sa artık buna ihtiyaç kalmamıştır." dedi.