Yıldızların çarpışarak oluşturduğu patlamada altın ayrıntısı dikkat çekiyor
Katalizmik olarak adlandırılan patlama sonucunda uzay boşluğunda altın, gümüş ve platinin de aralarında bulunduğu kimyasal izlere rastlandı.
Bilim insanları, iki nötron yıldızının çarpışmasıyla oluşan katalizmik patlamada uzaya altın ve gümüş gibi değerli metallerin yayıldığını tespit etti.
NASA gökyüzünde bir gama ışığı kaydetti
17 Ağustos'ta dünyadan 130 milyon ışık yılı öteden güçlü bir kütleçekimsel dalga sinyali alan ABD'deki Lazer İnterferometre Kütle Çekimsel Dalga Gözlemevi aynı anda Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) Fermi Uzay Teleskobu'nun da gökyüzünde bir gama ışıması kaydettiğini bildirdi.
Patlama sonrası uzay boşluğuna yayılan kalıntılarda altın, gümüş ve platin tespit edildi
70'e yakın uydu ve teleskop çarpışma sonrası oluşan ışıma ve yayılma etkileri gözlemlemek üzere enstürmanlarını "kilonova" olarak adlandırılan patlamaya çevirdi. Patlama sonrası uzay boşluğuna yayılan kalıntılarda altın, gümüş ve platin gibi değmetallere ait ayırt edici kimyasal izler tespit etti.
Daha önce kütle çekim dalgaları kayda alınmış ancak bunlara ışıma gibi herhangi bir doğrudan gözlem eşlik etmemişti.
"Altının sırrı"
Evrenin maddi yapısının anlaşılması açısından büyük önem taşıdığının altını çizilirken simyacıları yüzyıllardır meşgul eden, altın gibi değerli metallerin nasıl oluştuğunun sırrı da bu gözlemle daha iyi anlaşıldı.
Yanlızca 20 kilometre çapında olmakla birlikte güneşten 1,1 ila 1,6 kat ağır olan nötron yıldızlarındaki bir çay kaşığı kadar madde içeriği dünyada Everest Dağı kadar bir kütle ağırlığına sahip. Evrende demirden ağır, altın, gümüş, platin ve uranyum gibi değerli metallerin kaynağının, nötron yıldızlarının patlaması sonucu uzaya yayılan kalıntılar olduğu sanılıyor. Çarpışma sonrası tespit edilen izler ise bu varsayımı doğrulamış oldu.
Kütle çekimsel dalgaları, büyük çaplı kütle devinimlerinin evrenin uzam-zaman dokusunda yarattığı dalgalanma etkileri olarak tanımlanıyor. Albert Einstein'ın 100 yıl önce genel görelilik teorisinde ortaya attığı kütle çekim dalgaları, ilk kez LIGO tarafından Eylül 2015'te kaydedilmişti.
LIGO, söz konusu gözlemde dünyadan 1,3 milyar ışık yılı ötede iki dev kara deliğin birbiriyle çarpışarak birleşmesinden ortaya çıkan kütle çekimsel dalgalanma etkisini kayıt altına almayı başarmıştı.
Ardından 2015 Aralık ve 2017 Ocak'ta yine çarpışan kara deliklerden kaynaklanan kütle çekim dalgaları iki kez daha kayda geçirilmişti.