Verona gezi rehberi
Herkese merhaba arkadaşlar, ben GZT Seyahat Editörü Recep Tayyip Çelik. Bu yaz, yaklaşık iki ayımı Avrupa’da geçirdim. Kuzey’inden Güney’ine her yerini gezdiğim Avrupa Birliği ülkelerindeki izlenimlerimi GZT aracılığıyla sizlerle paylaşacağım.
Venedik’e çok yakın olan Verona ile İtalya gezime devam etmiştim, yazmaya da Venedik’ten sonra Verona’yla devam ediyorum. İtalya’ya dair geniş özet yazıma ise GZT'den ulaşabilirsiniz.
Bana göre Venedik’in bir alternatifi olabilecek kadar güzel olan bu şehir, UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Romeo ve Juliet efsanesinin doğduğu bu şehir Venedik kadar olmasa da romantik olarak ön plana çıkmayı başarmış. Her noktası doğal ve beşeri güzellikle dolu olan Verona’yı en meşhur meydanı olan Erbe’den gezmeye başladım. Verona küçük ve düz bir şehir olduğu için toplu taşıma konusunda pek de gelişmemiş. Şehrin gezilecek yerlerini boydan boya yürüyebilirsiniz. Dönüşte kendinizi yorgun hissederseniz otomattan 1.50 Euro’ya otobüs bileti alıp toplu taşıma alternatifini de kullanabilirsiniz. Son bir alternatif ise tüm gününüzü, günübirlik kiraladığınız bisikletle geçirebilirsiniz.
Erbe Meydanı:
Sokak sanatçılarına varana kadar eski İtalya’yı günümüzde yaşatan Erbe Meydanı, tarihi binalarla çevrelenmiş ve ortasındaki minimal çeşmeyle de rengine renk katmış. Şehri İtalyan lezzetlerini tattıktan sonra gezmeyi planlayanlar için biçilmiş kaftan olan bu meydanda hemen her binanın girişinde farklı konseptteki restoranlar yer alıyor.
Juliet’in Evi:
Shakespeare‘in ölümsüz eseri Romeo ve Juliet’ten net kesitler bulabileceğiniz Juliet’in Evi, giriş kısmının duvarları, üzerinde birbirini çok seven çiftlerin isimlerinin yazılı olduğu kâğıtlarla doldurulmuş. Girişten avluya girdikten sonra ise ziyaretçileri Juliet’in Romeo’yu beklediği balkon karşılıyor. Eğer Romeo ve Juliet’e biraz daha fazla ilgi duyuyorsanız Basilica of San Zeno’yu da ziyaret etmenizi öneririm çünkü Shakespeare, Romeo ve Juliet’i bu kilisede evlendirmiş.
Via Mazzini: ‘şemsiyeli sokak’ akımının dünyaya yayılmasına öncülük eden bu cadde, Verona’nın iki büyük meydanına çıkan bir alışveriş caddesi. Turistler burada hem alışveriş yapıyor hem de rengârenk şemsiyelerin altında fotoğraf çekiniyor.
Giardino Giusti:
İtalyan bahçelerinin en meşhurlarından olan Giardino Giusti, peyzajıyla ve labirent tasarımıyla turistler tarafından sıkça ziyaret edilen bir mekan. Bahçenin girişi 8.5 Euro
Arena di Verona:
Roma’daki kolezyum kadar popüler olmasa da Verona’da da ihtişamlı ve sapasağlam bir kolezyum var. 30 bin seyirci kapasiteli yapı yaklaşık iki bin yıllık olmasına rağmen hala hizmet veriyor; konserlere ve müzikallere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Scaliger Tombs:
Kentin bugünkü haline gelmesini sağlayan aile Scaliger’ler için hazırlanan bu anıt mezar gotik tarzda yapılmış.
Verona’da nerede ne yenir?
Osteria Sottoriva: Doyurucu ana yemekleriyle Verona’nın en tercih edilen restoranında porsiyon başı yaklaşık 7 Euro ödemeniz yeterli. Restoranda en çok kızarmış işkembe tercih ediliyor.
Hosteria La Vecchia Fontanina:
Verona’nın yerel lezzetlerini modern bir dokunuşla tekrar yorumlayan bu mekânda doyurucu bir tabağın bedeli 5 ila 7 Euro arasında değişiyor.
Trattoria Papa e Cicia:
Farklı kültürlerin ev yemeklerini tatmak güzel bir deneyim olsa gerek. Hem bu tür mekânlarda yemekler de çok ucuz oluyor. Verona şehir merkezine biraz uzak olsa da bu aile restoranının turistler tarafından tercih edilmesinin sebebi de bu sanırım. Başlangıçtan tatlıya, bir menünün bedeli 11 Euro’dan başlıyor.
Osteria Magna e Tasi: Pek turistik bir mekân olmasa da birbirinden leziz tatlılarıyla sizi etkilemeyi başarabilecek bir restoran. Menüde tatlının yanı
sıra et yemekleri ve makarnaları da mevcut. Ben, iki ay boyunca gezdiğim tüm Avrupa ülkelerindeki deneyimlerimi GZT’de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Diğer tüm gezi yazılarıma GZT'den ulaşabilirsiniz.