Türkiye Libya'ya neden asker gönderiyor?
Akdeniz'de Libya ile mutabakata varan Türkiye mavi vatanın batısındaki sınırlarını çizdi. Doğu Akdeniz'de önemli bir adım olarak değerlendirilen diplomasi girişimi için yaklaşık 9 aydır Halife Hafter'e karşı direnen Ulusal Mutabakat Hükümeti Türkiye'den askeri destek talebinde bulundu.
30 Aralık'ta olağanüstü toplanacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu 2 Ocak 2020'de görüşmelere başlayacak.
GZT'nin ulaştığı Terör ve Güvenlik Uzmanı Çoşkun Başbuğ, ilk etapta güvenlik ve savunma ofislerinin kurulacağına işaret ederek, Libya'nın personelinin eğitim ve donanımsal olarak yetersiz olduğunu söyledi.
Teşkilatlanmanın ardından eğitimlerin başlayacağına da değinen Başbuğ, Türk askerinin Libya'ya savaşmaya değil destek olmaya, Libya'nın milli ordusunu oluşturmaya gittiğinin altını çizdi.
Doğu Akdeniz'de yalnızlaştırılmak istenen Türkiye siyasi ve diplomasi ataklarıyla enerjinin 'Türkiyesiz paylaşımı' ihtimalini ortadan kaldırdı. Libya ile varmış olduğu mutabakat ile Akdeniz'in batısındaki sınırlarını belirginleşti.
Yaklaşık 9 aydır ABD'nin ve Rusya'nın desteğini arkasına alan Halife Hafter Libya'nın başkenti Trablusgarp'ı işgal etmeye çalışıyor. Özellikle batılı ülkelerin arabuluculuğunda gerçekleşen mutabakatlara aykırı hareket eden Hafter, Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne karşı bir ayaklanmanın fitilini ateşliyor. Libya'nın bütün dünyanın tanıdığı meşru hükümetine karşı devam ettirilen bu ayrılıkçı harekete karşı Fayiz es-Serrac hükümeti Türkiye'den askeri destek talebinde bulundu.
TBMM Genel Kurulu, Libya'ya asker gönderilmesini görüşmek üzere haftaya olağanüstü toplanacak. Libya'ya asker gönderilmesine onay veren tezkerenin 30 Aralık Pazartesi günü Meclis'e sunulması 2 Ocak Perşembe günü de görüşülmesi bekleniyor.
- GZT, Türkiye'yi yakından ilgilendiren konuya ilişkin Terör ve Güvenlik Uzmanı Çoşkun Başbuğ'a ulaştı.
"Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesi hem Libya hem Akdeniz hem Afrika'nın kuzeyi hem de Ortadoğu'nun kaderini değiştirecek bir hareket." diyen Başbuğ, "Çünkü Libya Osmanlı Devleti'nin de çok önem verdiği ve Afrika'nın anahtar ülkesi diyebileceğimiz bir konumda. Burada yaşanacak hareket sadece Libya'ya değil bütün bölgeyi etkileyecek. Türkiye'nin Libya ile yapmış olduğu mutabakatla hem olması hayal edilen haritaları yıkmış olduk, Rum yönetimi ve Yunanistan arasındaki bağı kopardık hem de o bölgede kurulmak istenen oyunu bozduk." dedi.
Bu girişimlerin yeterli olmadığına ekonomik ve askeri güç olarak da takviye edilmesi gerektiğine işaret eden Çoşkun Başbuğ şöyle konuştu:
- "Askeri güçten maksat şu; Libya'nın ulusal ordusu diye bilinen yapı; Hafter denen eli kanlı katilin elinde, Trablusgarp ise Libya'nın nüfus yoğunluğunun en çok olduğu bölge. 9 aydır direniyorlar. Bunların bir şekilde yeniden teşkilandırılarak takviye edilmesi lazım Türkiye de şu an bunu yapıyor. Dolayısıyla her şey uluslararası hukuka uygun şekilde ilerliyor. Karşı ülkenin talebi var, talep edilen ülkenin olumlu yaklaşımı var, meclislerden çıkan kararlar var ve bunların hepsinin Birleşmiş Milletler'e ve dünyaya da deklaresi var. Dolayısıyla Türkiye'nin oraya asker göndermesine hukuki yönden hiç kimse hiçbir şey diyemez."
Anlaşma nasıl uygulanacak?
İlk etapta güvenlik ve savunma ofislerinin kurulması konuşulduğuna işaret eden Başbuğ, "Polis ve asker olarak iç güvenlik birlikleri kurularak kendi içindeki kargaşayı, olası şehir olaylarını engellenmek ve karşıdaki Hafter güçlerine de karşı koyacak bir teşkilat yapılanmasına gitmek istiyor Libya. Bu maksatla da alması gereken tedbirler var. Libya'nın zafiyeti de şu; personelin eğitimi ve donanımı yetersiz. İşte Türkiye'den istenen de tam olarak bu, Türkiye de bunu takviye edecek. Çalışma ofisi, hareket, lojistik ve teşkilatlanma konularında işbirliğine gidildi. Mutabakat sonucunda da oraya askeri anlamda bir takviye kararı aldık. Ancak bu takviye olayı giderek büyüyecek ve genişleyecek. Bir Somali, Katar örneği göreceğiz orada." şeklinde konuştu.
Libya'da üs bölgesi kurulacak mı?
Türkiye'nin bölgelerde üs bölgesi teşkil etmesinin önemine de değinen Çoşkun Başbuğ şu ifadeleri kullandı:
"Azerbaycan'a biz benzer askeri desteği sağladık. Suriye ve Irak aynı şekilde fakat orada yaptığımız iş karadan komşu olduğumuz için ikmal ve lojistik kolay oldu. Fakat su aşırı ülkelerde üs kurmanız şart. Somali'de de bu sıkıntıları yaşamış ve tedbirler almıştık. Dolayısıyla ben Libya'daki meseleyi basit bir ofis şeklinde değil hava, kara ve deniz üsleri olacak şekilde düşünüyorum. Zaten böyle olacağının işaretini Cumhurbaşkanı Erdoğan da verdi. Bunun da zamanlaması çok önemli. Libya büyükelçisinin 'Türkiye'nin gecikmeyeceğini umuyoruz' açıklaması bu yönüyle önemli bir açıklama.
Sadece Libya değil bütün Asya ülkelerinin gönlünde yatan da budur
Çünkü bölge çok hareketli ve anında reaksiyon gösterilmesi gereken bir devreden geçiyor. Yani bu şunu gösteriyor taraflar, aralarında görüşmüş her şey esasa bağlanmış sadece düğmeye basılması kalmış. Böyle bir sürecin içindeyiz. Tabii bu süreçte üsler hemen ardı ardına hava, kara, deniz olarak gerçekleşmeyebilir. Ben ilk olarak kara üssünün ardında da hava ve deniz üslerinin onu takip edeceğini değerlendiriyorum.
İlk etapta Özgür Suriye Ordusu'nda (ÖSO) olduğu gibi orada bir teşkilatlandırmaya giderek, Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin elindeki gücü anlayacağız. O güce bir teşkilatlanma desteği sağlayacağız danışmanlık hizmeti olarak. Danışmanlık hizmetinden sonra teşkilatı da eldeki mevcut imkanlarla askeri anlamda donatmaya çalışacağız. Askeri ekipman olarak eksik kaldıkları takdirde ben takviye edileceğini değerlendiriyorum. Teşkilatlanmanın ardından ÖSO'da olduğu gibi eğitimlerine başlarız. Uzun vadede Somali'de yer alan okullar gibi benzer bir yapılanma olacaktır. Libya'nın ve Afrika'nın kuzeyinde askeri anlamda çok ciddi bir eğitim merkezi oluşacağını düşünüyorum. Tüm bu sürecin ardından Hafter'in karşısına çok da bilinçli ve diri bir yapı çıkacak. Mevcut yapıyla bile yaklaşık 9 aydır baş edemeyen bir Hafter var. Bu tedbirlerin ardından sürecin çok hızlı değişeceğini ve çok hızlı sonuçlar vereceğini söyleyebilirim.
Avrupa dahil karşıdaki yapının da bir anda feveran ederek 'bu asla kabul edilebilir bir şey değil. Türkiye buralara gelmemeli' şeklindeki feryadı da bu yüzden. Bu başta Fransa olmak üzere bölgedeki aktör ülkelerin düzenini bozacak.
Türk askeri Libya'ya neden gidiyor?
Maksatlı çıkarılan bazı haberler görebiliyoruz. Bu işi durdurmak isteyenlerin kullandığı argüman şu; 'Türkiye buraya asker gönderecek, Suriye'de olduğu gibi Libya adına burada biz savaşacağız'. Süreci baltalamak istiyorlar. Biz oraya savaşmaya değil, destek olmaya gidiyoruz. Biz oraya Libya'ya balık tutmayı öğretmeye gidiyoruz. ÖSO'da olduğu gibi Libya'nın da milli ordusunu oluşturmak için gidiyoruz. Dolayısıyla bizim orada Mehmetçik'i sahaya sürmek gibi bir niyetimiz yok. Danışmanlık hizmetiyle savaşmaya gitmek farklı olaydır".