Türk havacılık tarihinde ilklerin adamı: Nuri Demirağ
Yaklaşık 100 yıl önce bir Türk, ilk yerli uçağı üretti. Tüm engellere rağmen yılmadı, mücadele etti. Gökyüzü olmak isteyen o adam, Nuri Demirağ.
“Bütün emelim Türk gençliğinin kanatlanmasını görmektir. Bu uğurda bütün şahsi servetimi feda etmiş bulunuyorum. İcap ederse sırtımdaki gömleğimi bile bu maksat uğruna satmaya hazırım.”
Türkiye’de ilk uçak fabrikasının kuruluşu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimi gibi önemli ilkleri gerçekleştiren Nuri Demirağ diğer adıyla Mühürzade Mehmed Nuri Bey… Girişimci ruhu, idealist ve vizyon sahibi bir vatanseverdi. Şahsi menfaatlerini, milletin menfaatleri uğruna feda etti. Türkiye için çok mücadele etmiş, emek sarf etmiş hatta önüne konan engelleri aşmak için siyasete dahi girmiş. GZT, Türk Havacılığının unutulmaz ismi Nuri Demirağ’ı mercek altına aldı.
Sivas, 1986
Nuri Demirağ, 1886 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası Mühürzade Ömer Bey, annesi Ayşe Hanım. Üç yaşında babasını kaybediyor Nuri Demirağ, annesi büyütüyor. 1903 yılında Ziraat Bankasının açtığı memurluk sınavını kazanarak önce Kangal şubesi sonra sırasıyla Koçgiri şubesi, Beyoğlu Gelirler Müdürlüğünde memurluk yaptı. Kısa süre sonra Hasköy Mal Müdürü oldu. Mali konularda ciddi tecrübe sahibi oldu. Bir yandan da Maliye Mekteb-i Alisi’nde yüksek öğrenimini tamamladı. 1918’de maliye müfettişi oldu.
Demirağ Soyadı
1920 yılında istifa etti, serbest çalışmaya başladı. İnşaat yüksek mühendisi kardeşi Abdurrahman Naci Bey’i de istifa ettirip kendisine ortak yapan Nuri Bey, 1012 kilometrelik Samsun-Erzurum, Sivas Erzurum ve Afyon-Dinar demiryolu hattını bir yılda tamamlamayı başarmıştır. Dağlık ve kayalık arazide balyozlarla dağları delen Naci ve Nuri Kardeşlere Mustafa Kemal Atatürk ‘Demirağ’ soyadını vermiştir.
Türkiye’nin ilk yerli uçağı: Nu.D 36
Türkiye’nin ilk uçak mühendisi Selahattin Reşit Alan, resmi görevinden istifa ederek Nuri Demirağ ile ortaklık kurdu. 1936 Yılında ilk uçak atölyesinin temellerini atan Demirağ, Reşit Bey’in tecrübesi üzerine tek motorlu Nu.D 36 ve 38 uçaklarının projelerini gerçekleştirdi. Türk Hava Kurumu, Türkiye’nin ilk yerli uçağı Nu.D 36’ndan 10 adet sipariş verdi.
Pist kenarına kazılan hendek: Elim kaza
Bugün dahi pilotluğu çok tartışılan Selahattin Reşit Alan, kendi tasarladığı Nu.D 36 ile 13 Temmuz 1938’de uçarak Eskişehir’e gitmeye karar verdi. Eskişehir’i seçme sebebi ise stratejik; Türk Hava Kurumu yetkililerine kabul testlerini göstermek. Selahattin Reşit Alan, Nu.D 36 uçağı ile İnönü Havaalanı pistine iniş yaparken talihsiz bir şekilde pist kenarına kazılmış hendeğe takılarak kaza geçirdi ve bu elim kazada vefat etti…
Bu olay üzerine Türk Hava Kurumu, Nu.D 36 uçağının uygun olmadığını öne sürerek bütün siparişlerini iptal etti. Nuri Demirağ, Türk Hava Kurumu’nu mahkemeye verdi. Bilirkişilerin hazırladığı raporda; kazanın kırım olmadığı açıkça belirtilmesine rağmen mahkeme, kararını Türk Hava Kurumu lehine verdi ve Nu.D 36 uçağının yurt dışına satışını da yasakladı.
Demirağ, çaresiz kalmış Cumhurbaşkanı İnönü’ye mektuplar yazmış ve yardım istemiştir. Bu mektuplardan 29.11.1939 tarihli olandan bir bölümünü dikkatinize sunuyorum:
“Hava kurumundan bidayette verilen ve arkası gelmeyen 65 plânör kuruma teslim edilmiş ve 10 mektep tayyaresi, uçuş melekesi az olan bir mühendisimin rızam hilafına tayyare ile Eskişehire giderken İnönünde yapılmakta olan törene iştirak etmek isteyerek, sahanın darlığı plânör tayyarelerin ve ziyaretçilerin çokluğu yüzünden meydanda yer bulunamamasından ekin tarlası içerisinde yere konuş esnasında bir metrelik çukuru göremeyerek mühendisin ölümile neticelenen bir kaza vukua gelmiş idi. Bunda tayyarenin kabahatı yoktur.”
Uçaklar alınmazsa uçak üretimini sürdürebilmek mümkün olmayacaktır.
Nuri Demirağ yılmadı. 1938’de hedef büyüttü. Türk Mühendisler tarafından Türk Mühendisler tarafından tasarlanan Nu.38 adını taşıyan, çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağını üretti. Demirağ bu uçağın askeri amaçlar için de kullanılmasını planlıyordu. Ancak yine Demirağ’ın önüne engeller konulmaya başlandı. O dönemin şartlarını incelediğimizde Demirağ’ın uçaklarının gelişmiş teknolojilere sahip olduğunu görebiliyoruz.
Almanya’da kaybolan uçak: Nu.D 40
Demirağ çalışmalarına gizli gizli devam ediyordu. Bütün engellere rağmen Nu.D40 uçağının geliştiriliyordu. Bu uçağın rüzgar tüneli testleri Almanya’da geliştirildi. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nde (Deutsches Zentrum für Luft- und Raumfahrt, kısaltması DLR) araştırma görevlisi Emir Öngüner, Nuri Demirağ Tayyare Atölyesine ait Nu.D 38 ve 40 modellerinin rüzgar tüneli testlerinin icra edildiğine dair 297 sayfa belge ve 48 adet teknik çizime ulaştı. Sonrasında Emir Öngüner’in, Nuri Demirağ’ın Almanya’da kaybolan uçağı Nu.D 40 hakkında yazdığı ‘Bir Avcı Tayyaresi Yapmaya Karar Verdim’ adlı kitabı yayınlanmıştır. Bu kitap içerdiği çok sayıda fotoğraf, teknik çizim, rapor, tablo ve gazete küpürüyle adeta bir hazine niteliğini taşımaktadır.
‘Gök Üniversitesi’ni kurmak’
Nuri Demirağ, 1941 yılında bir gazeteciye verdiği mülakatta “Gelecek için tasavvurlarınız nedir?” sorusuna aşağıda alıntıladığım çok veciz ve anlamlı bir cevap vermiştir:
“Evvela bu müsesseseyi fevkalade genişletmek, büyük Yeşilköy Gök Lisesi’ni kurmak... Divriği’de binlerce genci sinesine alacak, telsizciliği, motorculuğu vs. 12 şubeyi ihtiva edecek şekilde Gök Üniversitesi’ni kurmak... Sonra şu çayırın bir kenarında, muradına ermiş insanların huzur ve saadetiyle oturup kahvemi içerken, bir işaretle yüzlerce tayyarenin birden havalandığını görmek.”
Hiçbir engel Nuri Demirağ’ı durdurmadı. 1944’te Nu.D 38 için uluslarası uçuş sertifikası almayı başardı. Ancak Demirağ bir kez bile işbaşındaki hükümetten gerekli desteği görememişti. Yine de Demirağ hiçbir zaman şahsi düşünmemiş, yaşamı boyunca ülkesinin gelişmesi ve refahı için çabalamıştır.
Kurtuluş Savaşı pilotu: Basri Alev
Uçakların test uçuşları sırasında bugünkü Yeşilköy civarında bir havaalanı kullanılmıştır. Uçak test pilotu olarak ise Kurtuluş Savaşı pilotlarından Basri Alev görev yapmıştır. Tesis yetersiz kalınca Yeşilköy’deki tesislerin yakınına bugünkü Atatürk Havalimanı’nın yerine büyük bir havalimanı yaptırmıştır. Yanına da uçak fabrikası kurmuştur. Yeşilköy Nuri Demirağ Tayyare Fabrikası ve Gök Okulu, 17 Ağustos 1941’de hizmete açılmıştır. Asıl büyük fabrikayı memleketi Sivas’ın Divriği’sinde kurmayı planlamış ve yatırımlar yapmış, ancak bu planını gerçekleştirememiştir. Nuri Demirağ’ın fabrikalarında yapılan eğitim uçakları, Gök Okulunda başarılı uçuşlar yapmış ve hiçbir kayba yol açmadan tam 16.000 saat uçmuş, üstelik 290 genç pilot yetiştirmiştir.
Nuri Demirağ, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisinin kurucusudur. Bu partiyi kurmaktaki amacının yukarıda da bahsettiğim gibi önüne siyasetçiler tarafından çıkarılan engelleri aşmak olduğu aşikar. Yoksa onun amacı hiçbir zaman siyaset yapmak olmamıştır. Tek amacı üretmekti.
Mücadele ile geçen bir ömür
Yaşanan engellemeler sonunda uçak üretimi durmuş, bir süre fabrikalarda yakıt tankları ve baraj kapaklarının üretimi devam etmiştir. Tabii sonunda fabrika kapatılmıştır. Nuri Demirağ’ın mücadele ile geçen ömrü 13 Kasım 1957’de İstanbul’da noktalanmıştır. Allah rahmet etsin. Türk milletinin kalbinde müstesna yerini almıştır.
Boeing ya da Airbus yerli ve milli olur muydu?
Bazen, acaba Nuri Demirağ’ın önü açılsaydı ülkemizde Boeing ya da Airbus gibi dünyada havacılık sektörüne öncülük yapan bir şirket doğar mıydı, diye düşünmeden geçemiyor insan. Acaba bu şahsiyet Türkiye dışında bir ülkede doğmuş olsaydıneler yapabilirdi? Bu engellerle karşılaşır mıydı? Dünyada önemli mühendisleri, pilotları, iş insanlarını incelediğimizde, ülkemizde karşılaştığı engellerle karşılaşmazdı sonucuna varılabilir.