Türk bilim insanları cerrahide 3D teknolojisine imza attı
Türk bilim insanlarınca, gerçek organların radyolojik görselleri kullanılarak, 3D organ modelleri geliştirildi. Türk hekimler tarafından bu organlar üzerinde yurt dışından ve yurt içinden gelen hekimlere ilk kez ameliyat tekniklerinin uygulandığı eğitim verildi.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Huri, yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği ERASMUS Plus Yükseköğretim Programı kapsamında, "Yenilik ve İyi Uygulama Değişimi" için stratejik ortaklık alanında "Cerrahi Uygulamalarda 3D Yazıcı ile Üretilen Organlarla ve Diğer Sanal Gerçeklik Yöntemlerinin Kullanıldığı Eğitim Projesi (MedTRain3D Mod Sim)"nin hayata geçirildiğini belirtti.
''Geliştirilen 3D modelleri, hastaların ilgili organlarındaki yapıyla birebir aynı üretildi''
Koordinatörlüğünü HÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Huri'nin üstlendiği proje kapsamında ilk kez Türkiye'de gerçekleştirilen eğitime, Çekya, İtalya, Güney Kore ve Yunanistan'dan hekimler katıldı.
Ürololoji, kadın-doğum uzmanları, genel cerrahi, anatomi uzmanları, bilgisayar, biyomedikal mühendislerden oluşan bir ekipte, Türkiye'yi 30 bilim insanının temsil ettiğini ifade eden Huri, proje kapsamında gerçek insan organlarının 3 boyutlu modellenerek 3 boyutlu yazıcıyla elde edildiğini söyledi.
Bu modellerin, gerçekle birebir aynı şekilde hastalıklı organ olarak hazırlandığını anlatan Huri, "Gerçek organ radyolojik görseller kullanılarak 3D modelleme, 3D yazıcı ve sanal gerçeklik simülasyonuyla yerli ve milli simülatörler geliştirildi. Geliştirilen 3D modelleri, hastaların ilgili organlarındaki yapıyla birebir aynı üretildi." dedi.
Huri, şunları kaydetti:
"Gerçek organların radyolojik görselleri kullanılarak, bizim geliştirdiğimiz sistemlerle 3D olarak hastalıklı organ modelleri hazırlanıyor. Daha sonra gerçeğiyle birebir aynı olan bu modelleri kullanarak, eğitimlere katılan tıp doktoru ve öğrencilerine bu organ modelleri üzerinden cerrahi tedavi uygulamalarını istiyoruz.
Örneğin bir böbrek taşı modeli yapılıyor ama bu hastanın organının aynısı şeklinde üretiliyor. Taş, hastanın böbreğindekinin aynısı olacak şekilde üretilen 3D model içine yerleştiriliyor. Eğitime katılan kişi, ameliyatı önce bu model üzerinde gerçekleştiriyor. Bu, doktora hem gerçek ameliyat öncesinde bir tecrübe kazanımı sağlarken, aynı zamanda komplikasyonların neler olabileceğini de gösteriyor. Ayrıca, hangi hastalık, hangi cerrahiyi içeriyorsa, üretim de ona göre yapılıyor. Hatta hekime, büyük riskli hastalarda önce bu model üzerinde çalışma imkanı da sağlanabiliyor."
"Yaklaşık 200 tıp doktoruna ve öğrencisine eğitim verildi"
Proje kapsamında ilki Türkiye'de gerçekleştirilen eğitimlere, 4 ülkeden yaklaşık 200 tıp doktoru ve öğrencisinin katıldığını aktaran Huri, "3D teknolojisiyle geliştirilen hastalıklı organlar üzerinde çalışma imkanı bulan bilim insanları, 11 ayrı cerrahi bölümde 40'a yakın birbirinden farklı cerrahi ve anatomik uygulamalar gerçekleştirdi." diye konuştu.
Huri, endoskopik böbrek taşı, endoskopik prostat ve laparoskopik böbrek cerrahileri, prostat muayenesi, idrar kaçırmada kullanılan askı cerrahi modellerinin yanı sıra anatomik 3D organ modelleme, karaciğer, jinekolojik ve genel cerrahi alanlarında da üretilen modeller üzerinde uygulama yapabilme şansına sahip olduklarını dile getirdi.
Kadavra eğitimine de kolaylık sağlayacak
Cihazların doğru kullanımı ve gerçek organlardan modellenip oluşturulmuş 3D uygulamalarla anatomi eğitiminin de eş zamanlı verilebildiğine işaret eden Huri, Türkiye'de yeterli kadavra olmadığı için tıp fakültesi öğrencilerinin cerrahi alanında uygulamalı eğitimde büyük sıkıntı yaşandığını da vurguladı.
Huri, geliştirilen 3D modellerin gerçekle hem dokusal hem yapısal anlamda birebir aynı olduğu için kadavra eğitiminde de büyük kolaylık sağladığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Anatomi olmadan cerrahi öğrenilemez. Bu nedenle mutlaka öğrencilerin organlar üzerinde çalışma yapması gerekir. Bu nedenle, tomografi ve MR görüntüleri kullanılarak 3D boyutlu yazıcılarla, benzer yumuşaklıkta fonksiyonların katıldığı modellerle öğrencilerin çalışabilmesi mümkün hale geldi. Amacımız, tıp eğitiminde kalitenin artması, cerrahi eğitimlerin hasta öncesi uygulamadan önce verilmesi, hasta komplikasyonlarının azalması, bu şekilde öğrenme eğrisinin kısalması ve maliyetlerin azalmasıdır."
Sağlıkta eğitim, cerrahi planlama, implant ve sert-yumuşak doku organ modellemeleri ile geliştirilen organ ve sistemlerin gelecekte gelişmelere çok açık olduğunu kaydeden Huri, "Türkiye'nin bu konuda dünya ile yarışır hale gelmesi bu projenin ana amaçlarından biridir. Milli ve yerli olan proje ürünlerimiz ile önemli bir başarıya daha imza atmış olmanın gururunu yaşıyoruz." dedi.
Doç. Dr. Huri, yerli ve milli üretimle hazırlanan organ modelleriyle eğitimlerin ikincisinin Türk heyetinden bilim insanlarının katılımıyla İtalya'da, üçüncüsünün ise Yunanistan'da gerçekleştirileceğini kaydetti.